Fikret Bila
Samimiyet testi
İktidar samimiyet testinden yine sınıfta kaldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Aleviliğe ve Alevilere karşı değilim, her inanca saygılıyım” mesajı vermek için cemevine ziyarete gitti.
Ancak ziyaret öncesinde Hüseyin Gazi Cemevi’nin duvarında asılı olan Hz. Ali, Hacı Bektaş-ı Veli ve Atatürk tabloları devlet yetkililerinin talebi üzerine kaldırıldı.
Cemevlerine düzenli saldırıların yoğunlaştığı, bu nedenle iktidara eleştirilerin arttığı günlerde saldırılarla iktidarın bir ilgisi olmadığı mesajını vermek ve Alevilerin gönlünü almak için cemevine ziyaret yapılıyor ancak Hz. Ali’nin önünde fotoğraf vermekten kaçınıyorsanız, ortada bir samimiyet sorunu var demektir.
Cemevini ziyaret etmesinde fayda görenler acaba Erdoğan’ın, Hz. Ali’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin ve Atatürk’ün tabloları önünde fotoğraf vermesinde ne gibi bir sakınca gördüler? Eğer böyle bir fotoğraf Erdoğan açısından sakıncalıysa cemevine niye götürdüler?
Hz. Ali’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Atatürk’ün tablolarını duvardan indirip Arapça tabloların asıldığı bir ortam düzenlemesi yapıldıktan sonra bu ziyaretin Aleviler açısından bir anlamı kaldı mı?
Aleviler bu mizanseni yutmuş mu oldular? Böyle düzenlenen bir ziyaret sonrasında Erdoğan ve AK Parti hakkındaki fikirleri değişti mi?
Hayır.
Aksine bu tabloların duvardan indirilmesi Alevi toplumunu incitmiş, rencide etmiştir.
Nitekim Alevi derneklerinden gelen tepkiler de bunu gösteriyor.
Herhalde cemevinde böyle bir düzenleme yapan AK Parti yetkilileri Alevi vatandaşlarımızı saf yerine koymakta bir sakınca görmediler. “Biz bunu Alevilere yuttururuz, kendi tabanımızı ve tarikatları rahatsız etmemiş oluruz” diye düşünmüş olmalılar.
Ancak sonuç hiç de onların düşündüğü gibi olmadı.
İktidar cemevi ziyaretinde samimiyet testini geçemedi.
Kaş yapayım derken göz çıkardı.
Cemevinde ortaya çıkan tablo AK Parti’nin seçim kazanmak için her yolu mubah saymasının yol açtığı büyük bir yol kazasını gösteriyor.
Tablolar duvardan indirilmemiş, Erdoğan bu tabloların önünde fotoğraf vermiş olsaydı bile AK Parti kurmaylarının bu ziyaretten beklediği sonuç doğmazdı. Yine samimiyet sorgulaması yapılırdı.
AK Parti’nin 20 yıllık iktidarı döneminde Aleviliği ve Alevileri ötekileştirdiği, Suni-Alevi, Türk-Kürt, bizden-onlardan kutuplaştırmasından beslendiği bir sır değil.
Erdoğan’ın seçim meydanlarında sık sık CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu “biliyorsunuz Alevi” diyerek yuhalattığı da bilinen bir gerçek.
Bu nedenle Erdoğan’ın bir cemevi ziyaretiyle Alevi kesimin desteğini ve oyunu alması mümkün değil.
Alevilerin kutsal saydığı sembollere bile tahammül edemeyen iktidarın “birlik- beraberlik” “inançlara saygı” gibi söylemlerle inandırıcı olması da mümkün değil.
İktidarın inandırıcılık sorunu sadece inanç alanıyla sınırlı değil.
Fakir-fukara edebiyatında, faize yaklaşımında, ihale dağıtımında, sığınmacılar konusunda, dış politikada da samimiyet ve inandırıcılık sorunu yaşıyor.
Bu temel sorun da AK Parti’ye oy kaybettiriyor.
Bunu önlemek için yapılan ve gerçeğe dayanmayan propaganda, samimiyet taşımayan hamleler sonucu değiştirmiyor.