Mustafa K. Erdemol
Nepal örneği hatırlanmalı... Depremden sonra nasıl toparlanırız?
İktidarın sandığı gibi emirle, talimatla normalleşmemiz mümkün değil toplum olarak. Hem maddi yıkımının altından kalkmak hem de travmasını üzerimizden atmak kolay olmayacak deprem felaketinin. Çünkü, kimilerine göre yüzyılın depremiydi yaşadığımız. İşin içine ilahiyatı sokup sorumluluğu “aşkın bir güce” atma kurnazlığı, yaşadığımız yıkımın nedenini unutturamaz bize. İhmal de ortada sorumlusu da belli.
Normale ne zaman döneriz bilinmez, bu yüzden yıkılmış kentleri yeniden ayağa kaldırmak mümkün mü, ona odaklanalım hiç değilse. Ölümcül bir depremin ardından nasıl toparlanılır gerçekten?
2015’te yakın tarihin en yıkıcı depremlerinden birini yaşayan Nepal’in yaptığını anımsamakta fayda var. Yaklaşık 9 bin kişinin öldüğü, tüm kasabaların kentlerin yerle bir olduğu, antik tapınakların enkaza döndüğü çok büyük bir felaketti, 7.6 büyüklüğündeki Nepal depremi. O sırada Everest dağına tırmanan 21 dağcı da yaşamını yitirmişti. Can kaybı açısından kıyaslanamaz ama tahribatı gerçekten bizimkine yakındı. Ülke kelimenin tam/tüm anlamıyla kaosa sürüklenmişti. Yardım ekipleri bölgeye koşmuş ancak toprak kaymaları uzak köylere ulaşımı engellemişti. Kurtarma ekipleri yaklaşık 500 bin binada mahsur kalanları bulmakta zorlanmıştı.
Bakın sonra ne oldu?
Felaketin hemen ardından ABD’deki Stanford Blume Deprem Mühendisliği Merkezi'nden bir mühendis ekibi, depremin bölge üzerindeki etkisini tahmin etmek için bulut tabanlı bir bilgi işlem modeli oluşturdu. Merkez çalışanları depremden çok uzakta olmalarına rağmen, modelleme çalışmaları sahadaki toparlanmayı planlamak için kullanıldı. Bu modeller, yardım için erken karar verme sürecini desteklemede önemli bir bilgilendirme aracıdır. Kurtarma çalışmalarında, beklenen kayıpların büyüklüğünü, bu kayıpların muhtemelen nerede meydana geldiğini anlayabilmek için son derece güvenilir bir yöntemdir bu. Google'ın Earth Engine ekibinin desteğiyle bir araya getirilen bir dizi unsura dayanan bu modelde, ABD Jeolojik Araştırmalar Deprem Tehlikeleri Programı tarafından üretilen ShakeMap kullanıldı. ShakeMap, Nepal'deki sarsıntı yoğunluğunun gerçek zamanlıya yakın harita tahminlerini sağladı.
Coğrafi verilerin önemi
Buna ek olarak model, araziyle ilgili yerel sarsıntı amplifikasyonunu araştırmak için NASA'nın Dijital Yükseklik Modellerini de içeriyordu. Araştırmacılar ayrıca insanların nerede yaşadığını, binaların nerede bulunduğunu, bu binaların hasar görebilirlik özelliklerini tanımlayan coğrafi verileri de uygulamışlardı. Hasara karşı duyarlılıklarını anlamak, yıkımın ölçeğini, mekânsal dağılımını, ölümlerin olasılık dağılımını belirlemek için deprem koşullarındaki Nepal binalarının ayrıntılı modelleri geliştirildi, analiz edildi.
Bu model Nepal’e yardım stratejisini planlamak için de kullanıldı. Stanford etki modeli Nepal İçişleri Bakanlığı'nın hasar anketleriyle birlikte uygulanarak hasarların ölçeği, coğrafi dağılımı, yıkılan evlerin yeniden inşası için gereken ihtiyaçları tahmin etti. Bu arada Blume Deprem Mühendisliği Merkezi'nden diğer Stanford öğrencileri de gönüllü olarak sanal bir deprem takas merkezinin küratörlüğünü yaptılar. Öğrenciler web sitesinde Nepal'de kurtarma çalışmaları yürütenler için en ilgili haberleri, resimleri, teknik verileri topladılar. Ayrıca Dünya Bankası ile Birleşmiş Milletler için binaların neden çöktüğünü belirleyen, güvenli yeniden inşa için tavsiyeler veren bir rapor hazırladılar.
Nepal'deki depremden önce bu modelleme, Katmandu Vadisi'nde hızlı kentleşme ile binaların kademeli olarak genişletilmesi nedeniyle deprem riskinde endişe verici bir artış olduğunu ortaya koymuştu. Nepal uzun yıllar sürecek bir iyileşme programı planlayıp uygularken, bu tür dinamik risk modelleme araçları ülkenin daha dirençli bir geleceğe doğru bir yol seçmesine yardımcı olabildi.
Depremden önce kulak verilmeyen bilime hiç değilse felaketin yaralarını sarmak için şimdi başvurmalı. Stanford modeline benzer bilgi araçlarıyla ciddi analizler yapılabilmeli, ülkenin yeniden inşası için gerekli olan ihtiyaçların teminine gidilmeli.
Henüz hiç bir modelleme yapılmadan, “bir yıl içinde binaları yeniden dikmek için” deprem bölgelerine kazma kürekle dalmakla yeni felaketlere kapı aralamış olmayalım.
Nepal Modeli duruyor işte önümüzde.