Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

Medya mahallesi

Gazetecilikte 50 yılı geride bıraktım.

Medya Mahallesi programında da yaklaşık 15 yılı..

Bu yolculukta neler neler gördüm. Çok güzel, hala arkadaşım dediğim insanlar kadar ne çirkin insanlar tanıdım.

Çirkinlikte yarışanların önemli kısmının, bugün iktidar cephesinde kılıç sallaması şaşırtmıyor elbette.

Sevgili Ufuk Söylemez gönderdi bugün aşağıdaki “alıntıyı”! Yıllar önce söylediğim ve galiba her devrin hainlerine hep uyan bir sözmüş..

whatsapp-gorsel-2025-06-07-saat-14-13-53-4e4455ad.jpg

Hemen belirtmeliyim: AKİT’in, elektrik çarptığı için ölüm kalım savaşı veren Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek için “çarpıldı” başlığını atması iki kategoriye de girmiyor.

Onlar fıtratlarına uygun davranıyorlar.. Ne salaklar ne de satılık! İnançları adına, nefret kusuyorlar. Şeytanlaştırdıklarının kendileri gibi davranmayacağını biliyorlar.

10 yıl önce Medine’de hayatını kaybeden genel yayın koordinatörleri Hasan Karakaya’nın ölümüyle ilgili çirkin iddianın üzerinde bile durulmadığını hatırlıyorlar. Boş arazide at koşturuyorlar.

Ancak kimi kalemler var ki, tarife tam uyuyor. Bazen iki seçeneği birden işaretleyeceğiniz kadar..

Durup dururken Kılıçdaroğlu sevdalısı kesilenler mesela.

Yazdıklarını dönüp bir okusalar görecekler aslında. “Ne saçmalamışım” diyecekler.

Ahmet Hakan bugün bu konuda seviye atladı.

Kusura bakmasın, kendisiyle çok uğraşıyorum galiba. Ama insaf edin!

“Özgür Özel Neden Korku Salamıyor” başlığını görseniz uzak durabilir misiniz? “NEDENMİŞ ACABA” diye bir bakmaz mısınız?

Baktım.

Meğer Özgür Özel cesur bir lider olamamış. Nitekim korkutamıyormuş. Liderin korkutanı makbul belli ki! İnsanların ve ille de gazetecilerin “böö” dedi mi korkudan kaçacak delik araması beklenmeli.. Bu yüzden Özgür Özel’den lider olmazmış!!!

Biraz düşündüm. Ahmet Hakan haklı olabilir. Belki her akşam bir mitinge katıldığı söylenen yüzbinlerce insan orada otobüs bekliyordur. “Bedava hava” verildiğini duyup gelmiş de olabilirler.

Yazıdan bir bölüm daha paylaşmadan geçmeyeyim.

Belli ki Azerbaycan ile İsrail dostluğu.. Ve Aliyev’in Türkiye ile İsrail’i barıştırma çabalarını açıklaması AKP tabanında rahatsızlık yaratmış.

Ahmet Hakan bugün “Aslında Azerbaycan ile İsrail o kadar da yakın sayılmaz. Ticari ilişkileri bile dolaylı” demeye getirmiş:

“(Azerbaycan’ın) İsrail’e petrol satışı konusuna gelince... Birebir petrol ticareti yok. Azerbaycan petrolü, uluslararası pazara çıkıyor, borsada fiyatlandırılıyor ve parayı ödeyen o petrolü satın alabiliyor. İsrail de petrolü, direkt Azerbaycan’dan yani Socar’dan değil, uluslararası pazardan satın almış oluyor.”

Yaaa!

“Yatak odasında sandalyeye çıkıp baktınız mı deniz görünüyor” diye manzaralı ev pazarlayan emlakçı dili!

Petrol pazara çıkıyormuş, İsrail de oradan alıyormuş.

Seçmenini ve memleketin ballı gazetecilerini korkutmayı başaran Erdoğan da herhalde bu yüzden İsrail’e sadece “EYYYYY” diye bağırmakla yetiniyormuş! Trump’a iki laf edemiyormuş.

Elinde delil yok ki ne yapsın!

Gazze’de çocukları katleden silahlar da uluslararası pazardan alınıyorsa, ne denebilir ki!!

*******

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün son basın özgürlüğü raporunda Türkiye’nin Sudan ve Pakistan’ın bile altına düşüp -179 ülkenin yer aldığı- listede 159. Sıraya düşmesi boşuna değil!

Gerçi, dün basın özgürlüğünde şahanemsi bir örneğe tanık olmadık değil.

Bahçeli Türkeş’in mezarını ziyarette konuştu. Öcalan’dan “kurucu Önder” diye söz etti. Ve bilin bakalım ne oldu!

Gazetesi Türkgün, Bahçeli’nin bu ifadesini sansürledi, haberde yer vermedi.

Barış sürecinin akıbeti hakkında dikkat çekici bir sinyaldi bu. Ama basın özgürlüğü konusunda da alkışı hak etmişti!

Özgür gazeteciler “yeri gelir, liderimizi bile dinlemeyiz” mesajı vermişti!!!!!

(Tam bu sırada ünlemlerin ironiyi anlatmada yetmeyeceğini düşünerek not etmek istedim. Sözüm barış sürecine değil sürecin halktan gizlenmesine..)

Bundan sonrası ironi değil sevgili okuyucu.. Zira düşen sadece basın özgürlüğü değil. Hukuk da alev alev alarm veriyor.

Dünya Hukukun Üstünlüğü endeksinde Türkiye değerlendirilen 142 ülke arasında 117. sırada.

Nedenini özellikle son dalgalarla çok net öğrendik aslında. Ama bana göre, yine Saray medyasının işlevini anlattığı için çok özel bir örnek vereyim.

Biliyorsunuzdur, son kumpas dosyalarında sadece savcılığın bilmesi gereken iddiaları birkaç gazeteciden duyar öğrenir olduk.

Cem Küçük onlardan biri.

Geçenlerde TGRT’deki programında eksik olmasın kamuoyunu yine bilgilendirdi!

Dalgalar devam edecekmiş.. Sırada İSPARK gibi birkaç dosya varmış. Savcılık MASAK’tan Pazartesi bir belge bekliyormuş. Bu arada bazı gazeteciler de dosyalara eklenebilirmiş.

“Cem Küçük nereden biliyor bunları” diye sormayacaksınız umarım.

Hele biraz sabredin.. Yeni ve Türkiye’yi demokrasiden göklere uçuracak anayasa bir gelsin! O zaman sorarsınız. Şimdi sırası değil.

Bahçeli’yi sansürleyen odaklar barış sürecine izin verir mi? DEM bunu görmezden gelip “bir avuç gökyüzü” için memleketin geleceğini yakar.. Erdoğan anayasasına destek verir mi?

Onu da yaşayıp göreceğiz.

Tabii ortada gerçeği anlatan gazeteci bırakırlarsa!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi

Yarım barış.. Azıcık hamilelik

12 Temmuz 2025 Cumartesi 15:35

Apo vs İmamoğlu

11 Temmuz 2025 Cuma 12:16

Evet... İsyan!

10 Temmuz 2025 Perşembe 14:56

Grok: Yapay zekayla imtihanımız

09 Temmuz 2025 Çarşamba 14:23

"Sembolik" Barış

08 Temmuz 2025 Salı 11:51

Özgür Özel'i pamuklara saralım!

07 Temmuz 2025 Pazartesi 15:46

"Artık ikna etmeye çalışmıyorlar"

05 Temmuz 2025 Cumartesi 13:49

Medya karartma günleri

04 Temmuz 2025 Cuma 13:08

Kirazın tadını bilmeyen nesil!

03 Temmuz 2025 Perşembe 13:46

Çanak çömlek patlıyor

02 Temmuz 2025 Çarşamba 14:39