Karadelik

Dünya… Tarihte ilk kez “karadelik” fotoğrafı gördü.

Eşzamanlı sekiz teleskop tarafından görüntülenen karadelik, dünyadan üç milyon kat büyük, dünyadan 55 milyon ışık yılı uzaklıkta, M87 adı verilen bir galakside yeralıyor.

Karadelik denilen, aslında güneşten daha büyük kütleye sahip, eski bir yıldız…
İçindeki enerjisiyle dışındaki kütle çekimi arasındaki denge bozulunca, yani, iç enerjisi azalıp, dış çekimi baskın gelmeye başlayınca, çöküş sürecine giriyor.
Kendi etrafındaki dönüş hızı artıyor, hızlanıyor hızlanıyor hızlanıyor, oluşturduğu korkunç çekim kuvvetiyle, kendi içine doğru çöküyor, karadelik haline geliyor.
Bitmiyor… Doymak bilmeyen çekim gücü nedeniyle, etrafındaki her şeyi içine çekmeye başlıyor. Hiçbir şey ona karşı koyamıyor, direnemiyor. Karadelik tarafından yutulan her şey, gezegenler bile, atomaltı parçacıktan daha küçük bir hacme kadar sıkışıyor, eziliyor.
Neticede, karadelik'e dönüşen eski yıldız, sadece kendini yok etmekle kalmıyor, etrafını da yok ediyor.

NASA'nın karadelik fotoğrafını çekmeyi başaran 20 kişilik ekibinin içinde, bir Türk kadını var. Profesör Feryal Özel… İstanbul'da doğdu, Üsküdar Amerikan Lisesi'nden mezun oldu, üniversiteyi Columbia'da okudu, yüksek lisansını Danimarka'da, doktorasını Harvard'ta tamamladı, şu anda Arizona Üniversitesi'nde astrofizik profesörü…
2003 yılında, aralarında Albert Einstein ve John Nash gibi efsanelerin de bulunduğu, sadece 20 kişilik “büyük fikirler” listesinde yeraldı.
2002'den beri NASA'nın İleri Araştırmalar Merkezi'nde çalışıyor, NASA tarafından Hubble kadrosuna dahil edilen ilk Türk oldu.

NASA'nın Einstein gibi, Nash gibi, ileri düzeyde zekaya sahip olan Türk biliminsanını keşfettiği yıl, 2002'de…
Böylesine kıymetli Türk biliminsanlarından filan haberi olmayan sayın ahalimiz, asrın liderimizi keşfetti.

En parlak yıldızdı.
En büyük yıldızdı.
Etrafına ışık saçıyordu.
Göz kamaştırıyordu.
Ona bakarken büyüleniyorlardı.
Hayran hayran seyrediyorlardı.
Yönlerini ona göre tayin ediyorlardı.
Gökyüzünde ondan başka yıldız yokmuş gibi davranıyorlardı.

Etkisi öyle güçlüydü ki…
Fazla güçten başı döndü.

Devasa çekim gücüyle yutmaya başladı, belediyeleri yuttu, Tbmm'yi yuttu, başbakanlığı, cumhurbaşkanlığını yuttu, koca koca makamlar, koca koca insanlar, atomaltı parçacıktan daha küçük hale geldiler, ezildiler büzüldüler. Yuta yuta hızlandı, ne medya karşı koyabildi, ne iş dünyası, yargıyı yuttu, silahlı kuvvetleri yuttu, diplomasiyi yuttu, futbolu bile yuttu. Doymak bilmeyen çekim gücüyle, kendi içine doğru çökmeye başladı… Kendisinin seçtirdiği başbakanı görevden alarak yuttu, İstanbul'da Ankara'da kendisinin seçtirdiği belediye başkanlarını görevden alarak yuttu… Kendi içine doğru çökerken, kendi etrafını yutan karadelik'e dönüştü.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Özdil Arşivi