“İsmailağa cemaatinin 15 Temmuz’la ne ilgisi var…!”

15 Temmuz anma törenleri; iyice sarsılan, 3 büyük kentten silinen, ekonomik kriz nedeniyle iyice çöküşe geçen Siyasal İslamcıların can simidi oldu. Aslında iki ayrı tarikat çarpışmış ve olan 251 iyi niyetli yurttaşa olmuştu. Yüzlerce yaralıyı saymıyorum bile. Kimin halife olacağına, kimin yeryüzü imamı sıfatını kazanacağına dair bir mücadelenin ağır faturasını yine yoksul halk ödedi ve ödemeye de devam ediyor.

Nereden bunlar aklıma geldi derseniz; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Atatürk havaalanında yaptığı mitingin en önünde beyaz sarık, beyaz cübbeleriyle yerini alan İsmailağa cemaatinin temsilcilerine buradan soruyorum. Askeri bir disiplin içinde, en önde en kıdemlileri 15 Temmuz’u anmaya gelmişler. Orada olsam kesinlikle sorardım; sizler 15 Temmuz gecesi neredeydiniz be kardeşim bizler sizi göremedik.

Kendi parlamentosunu bombalayan, kendi polisini ve askerini acımasızca katleden, “durun, yapmayın” diyen masum insanlara acımasızca ateş açtıran eski Nurcu Fetullah Gülen denen bir dengesiz şarlatanla; Nakşibendilerin izinden yürüyen, “Müslüman Kardeşler”’i kendine rehber edinen, devletin soyulmasına bile yarım ağızla; “Darül Harb durum var ya, anlarsınız” diyerek kendini haklı çıkaran bir başka grup.

Bakmayın siz öyle afra tafra yaptıklarına; demokrasiymiş Allah aşkına ülkede ayakta kalan bir demokratik kurum ya da kurul gösterin. Parlamento askıya alınmış, ordu dağıtılmış, yargı “mahallemizin bakkalı” haline getirilmiş, üniversitelerin sesi kesilmiş hatta ve hatta büyük bir çoğunluğu ilkel ve bilim üretmeyen medreselere dönüştürülmüş, halk yorgun, bezgin, aç ve sefil halde, gençlik umudunu ve yaşama heyecanını kaybetmiş, bu ülkede kurumların başındaki herkes Allahtan korkma kuldan utanmadan vazgeçmiş.

Hangi demokrasi bir söyler misiniz…!

Siz kimi kandırıyorsunuz; ya da kandırdığınızı zannediyorsunuz…!

Size tek bir sorum var…!

251 şehidin hatırasına, 2 bin 916 yaralı adına soruyorum…!

Bakın ben bir kitap yazdım; “Sicil” adında (Belgelerle bir ortaklığın Sicili VAGFO yayınları Ocak -2018). Sicil kitabını mecliste kurulan; bakın tam adıyla yazıyorum; “Türkiye Büyük Millet Meclisi Fetullahçı Terör Örgütünün ‘FETÖ-PDY’ 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi ile bu terör örgütünün faaliyetlerinin tüm yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu”’na gelen belgelerle yazdım.

Komisyona oluk gibi belge yağmış; ancak komisyona davetli olduğu halde iki kişi gelmemişti. Biri darbenin ilk haberini aldığı iddia edilen MİT müsteşarı Hakan Fidan ki hiç ağzını açmadı, ikincisi darbenin hedefi ve derdest edilen genelkurmay başkanı Hulusi Akar; o da sadece kısa bir yazılı açıklama gönderdi. İkisinin de sayın Erdoğan’ın “gitmeyin” talimatı üzerine darbe araştırma komisyonuna gelmedikleri iddia edildi.  

Darbe komisyonunun kuruluş tarihi; 21 Ağustos 2016. Darbe komisyonunun başkanı AKP’li vekil Reşat Petek, darbeden önce 2 Aralık 2013’te Star gazetesine verdiği demeçte; “Fetullah Gülen Hocaefendiyi ve Ak Partiyi hedef alan yapıların Ak partinin bu süreçten güçlenerek çıktığını görünce bu kez cemaat ve Ak Partiyi birbirine düşürmeye çalışmıştır” biçiminde konuşmuştur. Fetullah Gülen’in avukatı olduğu iddiası da olmasına rağmen komisyon başkanlığına bu isim getirilmiştir. 

Ama bunları geçelim…!

Ama asıl soru şu; Mecliste araştırma komisyonlarının görev süresi 45 gündür. Kimi zaman uzatmalarla bu en çok 3 ay sürer. Peki;

“Üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen FETÖ darbesini araştırma komisyonunun raporu yayınlanmış mıdır?”

Yanıt:….”Tabi ki hayır…!”

Peki neden…?...Neden meclis iç tüzüğü çiğnendi…?...Neden anayasanın meclis iç tüzüğüne atıfta bulunan bu ilgili maddesi delindi…?

Muhalefetin 600 sayfalık muhalefet şerhi yazıp hazırladığını biliyoruz. Resmi raporun ise iki kere basım için matbaaya gidip biri tarafından; “basmayın şimdi şunu” denilerek geri çekildiği iddiası var.

Bir soru da şöyle;

Neden FETÖ’cü alçakların ipliğini pazara çıkaracak böyle bir raporun yayınlanması ve kamuoyuyla paylaşılması AKP tarafından engellendi ve engellenmeye devam ediyor…?”

Çıksın biri anlatsın Allah aşkına…!

“Rapor nerede ve ne oldu. Neden gizli bir güç bu raporun yayınlanmasını istemedi. Bu gizli güç neden Hakan Fidan ve Hulusi Akar’ı komisyonu göndermedi. Raporda korkutan ne vardı? Neden bu raporun şehit ve gazi yakınlarınca okunması istenmedi…?”.

Ve son soru;

“İsmailağa cemaatinin 15 Temmuz anma gününde ne işi vardı… 15 temmuz İslamcılar arasındaki bir hesaplaşmamıdır. ‘Halifelik’ tartışmasının 15 Temmuzla bir ilgisi var mıdır…!”

Şehitlerimizin ruhu şad olsun, Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun. Gazilerimize de sağlık ve afiyet diliyorum…!

sicil.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Ertürk Arşivi