Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

Erdoğan'ın İmamoğlu Stratejisi Nasıl Tersine İşliyor!!


Bazen en çok korktuğunuz şey, sizin “kaderiniz” olur! Öyle bir odaklanırsınız ki korkunuza, onu hayatınızın merkezine yerleştirirsiniz. Ve günün birinde kendinizi de orada bulursunuz.

Elbette abartarak söyleyeceğim, ama yerel seçimlerin genel gidişatı bunu anlatıyor: Erdoğan İstanbul’a öylesine odaklandı.. İmamoğlu’nu, o kadar politikasının / stratejisinin “hedefi” haline getirdi.. Medyayı, her biri sakillik / salaklık abidesi kumpasla İmamoğlu’nun üzerine öyle bir saldı ki.. İmamoğlu’nu rakip olarak kendisiyle eşitledi. Hatta sokakta AKP’lilerden çok sık duyduğumuz bir retoriği tersine çevirdi.

*. *. *

Memleketin haline rağmen oyunu Erdoğan’a vereceğini söyleyenler hep aynı şeyi dillendirir: “Başka adam mı var ki!”

Erdoğan ve kurmaylarının son birkaç yılı kapsayan stratejisi, işte buna bir yanıt gibi. İmamoğlu’na yönelik ölçüsüz saldırıyla “Evet var, İmamoğlu” diyorlar.

Hele Murat Kurum lime lime döküldükçe “yetiş ya Reis” diye feryat eden Saray kalemşörleri.. Her yazıları veya ekran nutukları ile seçmenin bilinçaltını bombalıyorlar.

Zihinlerde Erdoğan ile İmamoğlu’nu eşit rakipler olarak çiziyorlar.

*. *. *

Üstelik.. Bir dakika durup düşünseler, bu eşitliğin nasıl korkunç bir eşitsizliğe rağmen yaratıldığını fark edecekler.

Devletin hazinesi.. Devletin polisi, kaymakamı, valisi.. Devletin uçağı, helikopteri, arabası.. Hepsi AKP’nin, yani Erdoğan’ın emrinde. Besleme medya ve şarkıcı türkücü tayfası cabası! Cumhur İttifakı da..

Alayı bir araya geldi. Ne İstanbul’u! Türkiye’nin dört bir köşesini İmamoğlu’nun üzerine saldı.

Bu arada öteki tarafta malum;

Millet İttifakı diye bir şey kalmamış.

İmamoğlu’nu kardeş gibi kucaklayan Akşener baş düşman kesilmiş.

DEM kendi adayını çıkartmış.

Hatta CHP içindeki “istemezük” ekibi İmamoğlu kaybetsin diye beklermiş.

Gelin görün ki bilumum anketler İmamoğlu’nu şu ya da bu oranda önde gösteriyormuş.

*. *. *

Ekonomiyi ne hale getirdiği ortada. Cumhuriyet tarihinin görmediği vahim bir tablo yaşıyoruz. Dahası, ekonomi uzmanları “fırtına asıl seçimden sonrasında kopacak” diye uyarıyor.

Sokakların uyuşturucu baronlarının çatışma mekanına dönmesini.. Şeriat yanlılarının bir yanda hırsızların diğer yanda cirit atmasını.. Eğitimin kalitesinden demokrasiye karnemizin artık “PEK ZAYIF” hale gelmesini ekleyin..

Bu korkunç tabloya rağmen Erdoğan’a yıllarca büyük lider, strateji üstadı yakıştırması yapıldı ya.. Yalanın sonuna geldik ve Reisçiler bile bunun farkında.

Amaaaa..

Eğer İstanbul’u alamazlar.. Ya da hile hurdayla, kumpasla zorla almaya kalkarlarsa.. İmamoğlu’nun yıldızını daha da parlatmış olurlar.

*. *. *

Bilmiyorum not etmem gerekiyor mu?

Evet, İmamoğlu’na oy vereceğim.

Hayır, İmamoğlucu değilim. Bana göre fazla sağda ve popülist.

Ancak, bu memlekette bir haftada kültürel / ideolojik aydınlanma yaşanmayacaksa.. Erdoğan iktidarını göndermek, başta sol, her kesimin ilk hedefi olacaksa..

Hele İstanbul’u yeniden Erdoğan’ın ellerine bırakmak, şeriatçı odaklara para musluklarının açılması anlamına gelecekse..

Kendi adıma nerede duracağımı biliyorum.

*. *. *

“SEÇİME DOĞRU ŞAŞIRMAYACAĞINIZ ACAİP NOTLAR”

* Mehmet Şimşek “para yok” dedi ya.. Fena halde doğru! İktidarın ne kadar sıkışık durumda olduğu Resmî Gazete’deki bir satış kararıyla iyice netleşti. Bursa’nın Karacabey ilçesindeki Türkiye Şeker Fabrikası’na ait 8 bin 556 metrekare alan ve üzerindeki yapılar satıldı. Yalnızca 58 milyon 500 bin liraya.

* Tansu Çiller Murat Kurum’a desteğe gittiğinde İstanbul’un en gözde güzergahındaki arsasına “imar desteği istiyor” diye yazmıştım. Bir noktada yanılmışım. Çiller’in muradına seçim sonrası varacağını düşünüyordum. 10 Mart günü Resmî Gazete’de bu konuda bir kararla karşılaşmayalım mı! Çiller’in yaklaşık 30 bin metrekarelik arazisinin imar planı değişivermesin mi! Arazi SİT statüsünden çıkartılmasın mı! E herhalde yani!

* Belki seçimle, hatta iktidarla ne alakası var diyeceksiniz.. Bence tam da bu iktidarı ve İstanbul’u alırsa bütçesinin nerelere akıtılacağı meselesini anlatan bir haber. Diyanet İşleri Başkanı’nın kızı Feyza Erbaş şiir yazmış. “Kime” değil “neye” diyeceksiniz. Zira Feyza hanım, görüntüden anladığımız kadarıyla lüks ve son model arabasına yazmış. Ve çok beğenmiş olmalı ki sosyal medyada paylaşmış:

“O kadar isterim ki seni istediğim an bulabilmeyi. Olduğun yerden seni fırt diye alıp çıkabilmeyi. Önce çantama sonra ceplerime orası olmazsa kütüphaneye ve ayakkabılığa bakmamayı... Allahım hiçbirinde yok. ‘Nerede bu acaba, nereye koydum nereye?’ nidalarıyla giyinik halde kapının önünde dizlerimin üstüne çöküp dün eve gelmemden itibaren yaşadığım tüm adımları tek tek düşünmemeyi. O kadar isterim işte sevgili anahtarım”

arslan12.webp

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi