Serpil Yılmaz
Enkazdan önce
delilleri toplayın
Ankara’daki AFAD Koordinasyon Merkezi’nde 14 Şubat’ta yapılan ve 4.5 saat süren Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda bakanların Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili sunumları değerlendirildi.
Kabine toplantısı sonrasında 35 bin 418 kişinin hayatını kaybettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin yıkıcı etkilerini ve depremzedelere destek programını açıkladı:
* Deprem bölgesindeki yaklaşık 369 bin binadaki 1 milyon 850 bin ev ve iş yeri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri tarafından incelendi. İlk belirlemelere göre deprem bölgesinde 47 bin binadaki 211 bin konutun, yıkılmış, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. Mart başı itibarıyla 30 bin konutun inşasına hemen başlıyoruz.
* Depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına, acil ihtiyaçları için 100 bin lira nakdi yardımda bulunuyoruz. Bankacılık sektörümüz, 2022 karlarının belli bir oranını, şu an itibarıyla 50 milyar lira civarında, depreme tahsis ettiler.
* Vergi ertelemelerinden bankacılık düzenlemelerine kadar pek çok unsuru içeren mücbir sebep halinden yaklaşık 638 bin mükellefimiz yararlanacak.
Mart ayına sayılı günler kala enkazın kaldırılıp imar planlarının devreye alınması ve yeni konut inşasına başlanılacak olması deprem uzmanlarının ve hukukçuların haklı tepkisini çekiyor.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem sonrası bölgedeki hukuki işlemleri koordine etmek için “Deprem Koordinasyon Kurulu” oluşturdu.
Adalet Bakanlığı yayınladıkları bir bildiri ile “Deliller toplanmadan enkazlar kaldırılıyor” iddialarına yanıt verdi.
Kamuoyuna yapılan açıklamada Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından 478 Cumhuriyet Savcısı’nın geçici yetkiyle deprem bölgesindeki il ve ilçelerde görevlendirildiği belirtildi.
Aynı açıklamada yıkılan binalarla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında cumhuriyet savcısı gözetiminde yapılan bilirkişi ve olay yeri incelemeleri ile numune alma işlemlerinin; Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis illeri ile Hatay’ın Reyhanlı ilçelerinde tamamlandığı söyleniyor.
Cumhurbaşkanı’nın dile getirdiği rakamları hatırlayalım: “47 bin binada 211 bin konutun, yıkılmış, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi.”
Bilirkişi incelemesi ve numune alma işlemlerinde inşaat ve jeoloji mühendisi, mimar ile karot örneği alımı için yaklaşık 600 uzman görevlendirilmiş.
Adalet Bakanlığı’ndan gönderilen toplam bin 78 savcı ve uzmanın her birine yaklaşık 44 bina düşerken, açıklanan illerde yürütülen inceleme ve araştırmanın tamamlanmış olması bir başka deprem mucizesi olsa gerek.
An itibarıyla resmi açıklamalara göre 36 bine yakın can kaybı yaşandı. Cumhuriyet savcılarının “defin ve kimlik tespiti” işlemlerini tamamlaması bekleniyor. Oldukça yoğunlar.
Hukukçular, yöredeki gönüllülere sesleniyorlar: Yıkıntıların birçok açıdan fotoğraflarını çekin. Mahkemelere delil sunamazsak, sorumluların adil yargılanması mümkün olmaz.
1999 Marmara Depremi’nde müteahhitlere ve sorumlulara karşı açılan davalarda gönüllü avukatlık yapan Remzi Kazmaz da gönüllü avukatları deprem sahasında delil toplamaya çağırıyor.
Kamaz’ın “Bu enkazlar kaldırılmadan ileride yürütülecek soruşturmalara destek olacak demir, çimento ve kullanılan inşaat malzemeleri gibi deliller mutlaka toplanmalı. Geçmiş Marmara depreminde bu yapılmadı ya da eksik yapıldı. Sanıklar o dönemi ya zaten etkisiz olan cezalarla ya da çok küçük cezalarla atlattılar” sözleri uyarıcı nitelik taşıyor.
İktidar bu depremde iki konuda “hızlı” davranıyor.
Birincisi enkaz kaldırmak, ikincisi de depremde çöken binaların müteahhitlerinin gözaltına aldığını ilan etmek…
“Hepiniz oradaydınız” sloganı en çok kent yağmacılığına yakışıyor.
17 Ağustos Düzce Depremi’nde 198 kişinin ölümünden sorumlu tutulan müteahhit Veli Göçer 18 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. 7.5 yıl sonra gelen afla serbest kaldı.
Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği 1999 depreminde yoktu. 26 Haziran 2001’de geldi.
Bugün; son 22 yılda 8 kez değiştirilen ve günün şartlarına uyarlanan yapı denetim yönetmelikleri var, üniversitelerin, meslek örgütlerinin hatta İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı'nın (AFAD) deprem raporları var.
Göçer ve taşeronu “taksirle ölüme sebebiyet” vermekten yargılanmışlardı.
İstanbul Barosu 6 Şubat Kahramanmaraş depremleriyle ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları’na yaptığı başvurularda; deprem yönetmeliklerinde ve bilimsel raporlarla gelinen aşama itibarıyla sorumluların; “Olası kastla öldürme” (TCK m. 81, 82, 83, 21/2), “Olası kastla yaralama” (TCK m. 86, 87, 88, 21/2), “Nitelikli dolandırıcılık” (TCK m. 157, 158), “Görevi kötüye kullanma” (TCK m. 257/2) suçlarından yargılanmalarını talep etti.
Hukukçular, Kahramanmaraş depreminde binlerce can kaybına yol açan eylemlerin cezasız kalmaması için “delillerin” toplanmasının çok önemli olduğunun altını çiziyorlar.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ı yalnızca Halk TV izleyicileri mi duydu?
Ercan katıldığı Deprem Özel Yayını’nda “Dünya Afet Yasası”na göre, deprem yıkıntısı olan yerde binaların yenilenmemesi, yeni yerleşimin yapılmaması gerektiğini haykırıyor.
Geleceğin inşası açısından ihmal edilen bir olguya da işaret ediyor.
“Yapı Denetim Firmaları” kapsamının “Yapı-Yer Denetim Firmaları” olarak genişletilmesi gerektiğini söylüyor.
Ülke birbiri ardına yaşanan deprem, sel felaketlerinden ders almaz mı? Fay hatları üzerinde ve dere yataklarında inşa edilen yapıların binlerce insana mezar olduğu ortadayken…
Liselerde coğrafyayı zorunlu ders olmaktan çıkarıp seçmeli ders ilan eden Milli Eğitim Bakanlığı ve Jeoloji fakültesi sayısını 30’lardan 8’e indiren YÖK’ün refleksi, piyasacı uygulamaların yansıması…
Bırakın Türkiye’yi, dünyanın 100’e yakın ülkesini yasa boğan Kahramanmaraş depreminin tek sorumlusunun müteahhitler olduğunu aranızdan kaç kişi iddia edebilir?
Özlem Güvemli’nin haberinden öğreniyoruz ki, 5 katlı “külliye” olarak planlanan Hatay İl Müftülüğü hizmet binasının temeli, 13 Nisan 2015'te dönemin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez atmış.
Önceki yazımda yine Hatay’da yerle bir olan 12 katlı, 250 daireli Rönesans Rezidans’ın temelini de 2013 yılında dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin atmıştı.
Üstelik Antis Yapı tarafından inşa edilen Rönesans Rezidans’ın tutuklanan müteahhidi Mehmet Yaşar Çoşkun Hatay Mimarlar Odası Şube Başkanı’ydı.