CHP Önce Kendini de Büyütmeli

CHP’de değişim tartışması sürüyor.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü grup toplantısında “değişim”den ne anladığını açıkladı.

Partisinin oyu yüzde 25’te kalırken cumhurbaşkanı adayı olarak yüzde 48 oy almasını değişim olarak tanımladı. Bu oranın Millet İttifakı’nın aldığı bir sonuç olduğunu da vurguladı. Toplumun değişik kesimlerinin bir araya gelmesiyle bu orana ulaşıldığını, kendisinin de “kucaklaşma, barışma, helalleşme, bir arada barış içinde yaşamayı” hedeflediğini kaydetti.

Bundan sonra da “genel başkan olayım veya olmayayım” diyerek aynı anlayışla otoriterleşmiş iktidara karşı mücadelesini sürdüreceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, değişimin kaçınılmaz bir olgu olduğunu, önemli olanın ileriye doğru değişim olduğunu söyledikten sonra “CHP de başka liderler de olacaktır” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarından, bazı CHP’lilerin beklediği gibi “çekilme ve aday olmama” gibi bir kararı olmadığı anlaşılıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu cephesinde ise bir hazırlık var. İmamoğlu, “değişim manifestosu” hazırladığına ve değişim talebi adıyla bir site kurduğuna göre genel başkanlığa talip olduğunu açığa vurmuş durumda.

Seçimli kurultaya kadar geçecek sürede ve kurultay gününe kadar henüz çok süre var. Bu süreçte ve kurultay günlerindeki koşullara göre başka adaylar da çıkabilir. Anlaşılıyor ki CHP kurultayı çekişmeli bir kurultay olacak. Kılıçdaroğlu, ittifakın, farklı kesimlerin güç birliğinin, muhalefetin birlikte hareket etmesinin iktidarı değiştirmek için şart olduğunu dün de vurguladı.

CHP Lideri’nin bu saptaması gerçeği yansıtıyor.

Muhalefet, 2019 yerel seçimlerinde gösterdiği başarıyı bu politikaya borçludur.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçiminde 25 milyon oy alması da yine bu politikanın ürünüdür.

CHP’nin başka partilerle ittifak yapması, bu ittifakı zenginleştirmesi, daha önce ulaşamadığı kesimlere ulaşarak bütün muhalefeti birleştirerek yürümesi iktidar değişikliğini sağlamak açısından çok önemlidir.

Ancak bu çalışmalar yapılırken bir yandan CHP’nin kendisini de büyütmesi büyük önem taşıyor.

CHP, takılıp kaldığı yüzde 25 çıtasını aşmayı, yüzde 30’ları geçmeyi hedeflemelidir.

Üye sayısını ve tabanını büyütmek için sosyal demokrat bir parti olarak hareket etmeli, parti ilkelerine ve ideolojisine olan desteği artırmalıdır.

CHP, bu büyümeyi, başta sendikalar olmak üzere meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, kooperatiflerle daha yakın çalışarak, onları partiye ve Meclis’e taşıyarak sağlayabilir.

1970’lerde Bülent Ecevit’in liderliğindeki CHP döneminde bu örgütlerle partinin bağı çok daha güçlüydü.

1970’lerde Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) milletvekillerinin üçte ikisi işçi veya işçi kökenliydi.

“CHP Nasıl İktidar Olur?” isimli kitabımda da belirttiğim gibi CHP işçi ve emekçi kesimlerin partisi olmalıdır. Yoksulların yaşam koşullarının düzeltilmesi, güçlü bir sosyal güvenlik sisteminin kurulması, işsizlere iş olanaklarının yaratılması, örgütsüz kesimlerin örgütlenmesi için “Toplumsal Hareket Sendikacılığı” CHP’nin temel politikalarından biri haline getirilmelidir.

İşverenle toplu sözleşme pazarlığı için masaya oturma sendikacılığını aşan bir yaklaşımla toplumsal muhalefetin desteğini kazanan, onunla bütünleşen ve birlikte ortak mücadele veren sendikacılık anlayışıyla CHP, hem sendikalaşmanın yaygınlaşmasını sağlayabilir, hem de neo-liberal yaklaşımın
acımasız sömürü düzenini bozabilir. Bu itibarla sendikalaşmanın yaygınlaştırılması, toplumsal muhalefetle bütünleştirilmesi, kooperatifleşmenin özendirilmesi ve belediyeler tarafından desteklenmesi sağlanmalıdır.

Asya ve Uzakdoğu’da başarılı örnekleri görüldüğü gibi doğrudan sendikalaşmanın zor olduğu alanlarda sendikalar yerine sendika-kooperatif benzeri farklı örgütlenme modelleri denenmelidir.

CHP, işçi sendikaları konfederasyonları, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş ve güçbirliği yaparak kayıt dışı çalışanların örgütlenmesi amacıyla ortak çalışma yürütmelidir. Yerel yönetimlerden başlayacak değişimle kayıt dışı çalışanların kayıt içine alınması ve örgütlenmesi yaygınlaştırabilir.

CHP, mavi yakalı kol işçilerinin toplumsal hareket sendikacılığı anlayışı içinde örgütlenmelerine katkı sağlarken, sendika, sivil toplum kuruluşu ve meslek kuruluşları olarak aynı örgütlenme modellerini tercih eden beyaz yakalılarla da daha sıkı bir bağ kurmalıdır.

Beyaz yakalılar CHP açısından geleceğe yönelik olarak da çok büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye’nin sanayileşmesi, kentleşmesi, bilgi toplumunun gelişmesiyle paralel olarak büyüyecek olan beyaz yakalı sınıftan CHP’nin aldığı destek de büyüyecektir. Laik, çağdaş yaşamın yaygınlaşması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının, orta gelir tuzağından kurtulmanın, toplumun tarikat-cemaat ilişkilerinden ve baskısından çıkabilmesinin, bireylerin özgürleşmesinin en önemli itici gücü beyaz yakalılar olacaktır.

CHP bu beyaz yakalılarıntemsilcilerine parti örgütü içinde yaygın ve etkin rol vermelidir.

CHP ittifaklarla birlikte kendisini de mutlaka büyütmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi