İrfan Değirmenci

İrfan Değirmenci

Buzlar kırılırken, demir soğurken !

‘Yenikapı Ruhu’ demişlerdi adına. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Yenikapı miting alanında ‘demokrasi ve şehitler mitingi’ düzenlenmişti. “Kutuplaşmayı bıçak gibi kesmeliyiz!” sözleriyle MHP Lideri Bahçeli; 12 maddelik talepler listesiyle CHP Lideri Kılıçdaroğlu; programda olmadığı halde Genelkurmay Başkanı Akar; Nazım Hikmet’ten okumaya çalıştığı şiiriyle Binali Yıldırım; 50 yıllık siyasi ezberiyle İsmail Kahraman ve son olarak ‘İdam isteriz!’ sloganlarına ‘Meclis’ten böyle bir karar çıkarsa ben onarım’ sözleriyle yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırayla miting alanını dolduran kalabalığa seslenmişlerdi.

Konuşmalardan önce tüm bu isimlerin birlikte çay içerken çekilmiş fotoğrafları da servis edilmişti. Tam 3 yıl önceydi. ‘Yenikapı Ruhu’ denilirken kastedilenin, herkesin ya Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı tarafta yer alması ya da bertaraf edilmeye çalışılacak olduğu gerçeği geride kalan 3 yıl içinde gün gibi ortaya çıktı. Ya da şöyle söyleyelim: Aslında sunulduğu gibi bir ruh hiçbir zaman var olmadı. Ortada olan gerçek, iktidarı bugün tek başına bünyesinde toplamış olan Cumhurbaşkanı’nın siyasi hayatı boyunca ne vakit zor durumda kalsa, muhalif unsurlardan birine ya da birkaçına ya da hepsine birden ortaklık teklif etmiş olduğuydu. Erdoğan, zaman zaman muhalefetin bazı unsurlarını sebep olduğu olumsuz tablo karşısında sorumluluğu birlikte üstlenme mecburiyetinde de bırakıyordu. Kamuoyu önünde Türkiye’nin safında mısın karşısında mı sorusuna muhatap edilen muhalif unsurlar, Türkiye derken kastedilenin Erdoğan’ın iktidarı olduğunu bile bile ya da bunu böylece seçmene anlatamayacaklarından çekindikleri için olsa gerek Erdoğan iktidarına can suyu vermeye koştular.

31 Mart yerel seçimlerinde mevcudiyetinin ve istikbalinin en önemli unsuru ve dahi para kaynağı olan büyükşehir belediyelerini kaybetmiş olan Erdoğan iktidarı, rüzgârın cepheden ve sert esmeye başlamış olduğunu görerek bugün bir kez daha ‘kızgın demiri soğutma’ ve ‘kutuplaşmayı sona erdirme’ çağrısı yapıyor. Bu çağrıyı bunca yaşanmışlığa rağmen hala samimi bulduğunu söyleyenin samimiyetinden şüphe ederim. İktidarı bir buzdağına benzetecek olursak buzdağının suyun altında kalan büyük kısmının çatırdamakta olduğunu, buzların büyük bir gürültüyle kopmasına ramak kaldığını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. İktidar, daha önce sistemi değiştiren referandumda ve sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanmasında sorun görülmeyen KHK’lilerin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde oy kullanmış olmasını yapılan bu son seçimin iptalini isteme gerekçesi olarak sunma noktasına gelecek kadar çaresiz durumdadır. Ancak tarihten biliyoruz ki çaresiz hallere düşen mutlak iktidar sahipleri böylesi anlarda zulmü arttırır ve akla gelmedik çılgınlıklar yapmaya müsaittir. Bunu hatırlamak için tarihte çok gerilere gitmeye de gerek yok, AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimlerini ve sonrasını hatırlamak yeterli olur.

İrfan Değirmenci'nin yazısı

Önceki ve Sonraki Yazılar
İrfan Değirmenci Arşivi