Önce mahallenin yakışıklısıydı.
Çapkın.. Haylaz.. Bazen de ayran gönüllüydü. Ama her zaman çok kibardı. Şeytan tüyü vardı.
Ah Nerede filmi neydi öyle.. Çocuk ruhlu, yaramaz bir aşıktı; O ve Gülşen Bubikoğlu..
Yeşilçam'ın maço karakteri imajını yerle bir etti.. Anımsayın gece yarısı "seni seviyorum"u yere yazdığı sahneyi..
Sadece romantik ve komik sahnelerle gönlümüze taht kurmadı; bazen de bizi gözyaşlarına boğuyordu. Hüzün de iyi duruyordu onda..
Canım Kardeşim akıllara gelmiyor mu hemen? Yokluktan kardeşini tedavi ettiremeyen, çaresiz abi.. Ben bunu yazarken ellerim titriyor..
"Uleynn, yıkarım, döverim, yakarım, ben yenilmezim" tadında biri hic olmadı.. Hatta yeri gelir babasından paşa paşa dayağını da yiyordu..Hele ki o baba Hulusi Kentmen ise!
Yılmaz Güney ve Tuncel Kurtiz ile coştu. Yol'da Seyit Ali'yi oynadı.. Karda töre gereği öldüreceği karısı Zine'yi sırtında taşıması ne dramatikti.. Cannes Film Festivali 'nde Altın Palmiye ödülü aldılar..
Hele Sürü yok mu? Hamo dayının oğlu Şivan'ı ne büyük oynamıştı.. Sadece hiç bilmediği Ankara'da sırtında dermansız Berivan'ıyla çaresizce dolanışını aklınıza getirin anlarsınız ne denli büyük oyuncu olduğunu..
Çocukluğumuza, gençliğimize ve de orta yaşımıza hep bir şeyler kattın.. Anneler çocuklarını "süt içmezsen Tarık Akan gibi yakışıklı olamazsın" sözleriyle kandırıldı..
Oyunculukta, boyda posta, yakışıklılıkta bir numaraydı..
Ama onun asaleti duruşundan, ilkeli, yurtsever oluşundan da gelirdi.. 3 kırmızı çizgisi vardı..
Atatürk...Nazım Hikmet.. İlhan Selçuk.. "Atatürk'ün saçının teli olamazsınız" derdi Mustafa Kemal'e laf edenlere.. Nazım Hikmet dendiği zaman akan sular dururdu. Onun adına kurulmuş vakıfta gece gündüz çalışırdı.. Genç kuşak Nazım'ın dizeleriyle yoğrulsun ve büyüsün isterdi. Gazeteciliğin yüz aklarından İlhan Selçuk'a toz kondurmazdı. Bir güzel edinmiş olmakla gururlanır, caka satardı..
1 Mayıs'larda onu yürüyüşlerde en önlerde görürdünüz.. Unutulmaz bir fotoğrafı vardır.. O civan boyuyla emekçinin yanında oluşunun belgesidir o kare..
Ergenekon davalarının saçmalığını ortaya koyan "barikat yıkan" fotoğrafı hiç unutulur mu? Bir bayrak bıraktı o fotoğrafla.. Haksızlığa meydan okuyan..
O emekçiyle, mağdurla, haksızlıktan canı yananlarla meşguldü.. Onların diğer gamıydı..
Ve Rıfat Ilgaz'ın oğlu gibiydi.. Birbirlerine ne düşkünlerdi bir bilseniz.. Edebiyatla sinemanın valsinden çok öte bir dostluktu onlarınki..
Hababamın Damat Ferit'iydi..
Ama bizimki devrimci Damat Ferit'ti..
Seni çok özledik be bizim oğlan..