İsmail Saymaz
Akşener’in fatura okuma gezisi
İyi Parti lideri Meral Akşener, geçen çarşamba günü Niğde’nin Yeşilgölcük beldesine varır varmaz, bir zamandır gelenek haline getirdiği üzere sandalyenin üzerine çıkarak, meydandakilere seslendi.
Yeşilgölcüklüler toprak insanları.
Erkekler kasketli ya da şapkalı, kadınları yaşmaklı.
Üzerlerine ekin kokusu sinmiş.
Kimi patates, kimi buğday, kimi elma ekiyor.
Akşener, Türk Telekom’un satışından Lübnanlı Hariri’lere 24 milyar TL kazandırıldığından, AnkaPark için 14 milyar TL harcandığından ve 38 milyar TL’lik kara delikten söz ediyor.
Bir vatandaşın bağırışı Akşener’in sesini bastırıyor.
Vatandaş elektrik faturasını uzatıyor.
Su kuyusu için kullandığı bir aylık elektrik için tam 60.204 TL fatura gelmiş. Akşener, rakamı okuduğunda gözlerine inanamıyor. “Bunu gördükten sonra konuşmanın anlamı yok! Nasıl ödeyeceksin kardeşim?” diye soruyor.
İşin orasını köylü de bilmiyor.
“Bu ayın faturasına, kaldırdığım buğday yetmiyor. En ufak bir çiftçiyim ben” diyor.
Akşener’in üç günlük Niğde-Nevşehir ve Aksaray’daki yurt gezisinde gördüm ki geçen yıla göre üç katı gelen elektrik faturaları çiftçilerin canını yakıyor.
Akşener, hangi meydana sandalye atsa…
Hangi esnafın dükkanına uğrasa…
Hangi sokaktan yürüse…
Biri mutlaka elektrik faturasını gösterip “Aman, bir çare” diye içini döküyor.
‘Kredi AK Partililere, torpillilere…’
Akşener’in sonraki durağı ise yol üstündeki Bağlama kasabası. Eski MHP’li bir çiftçi cebinden çıkardığı 52.556 TL’lik elektrik faturasını Akşener’e gösteriyor.
Çok öfkeli.
Durmaksızın anlatıyor:
“Patates ve buğday üretiyorum. Benim suçum günahım nedir? Ayda 52 milyar! Ödenir mi? 10 gün süre vermişler. Çiftçiler yaz günü nerden alsın parayı? Hani mazot düştü diyorlar. Mazot kaç paraydı da düştü? 7 liraydı 30 lira oldu, 23’e düştü. Düştü mü sayalım? Ziraat Bankası, spora kredi veriyor. AK Partililere, torpillilere veriyor. Bize kredi vermiyor.”
Bir diğeri 113.806 TL’lik faturasını sallıyor.
Akşener sanki ilçeleri ziyaret etmiyor da sayaç okuma memuru gibi meydan meydan faturaları okuyarak geziyor.
Ertesi gün Nevşehir Kozaklı’da halka seslenirken bir fırın sahibi 8777 TL’lik faturasını uzatıyor.
Genç adam bir çırpıda sayıyor:
“Unum 100 TL’ydi, şimdi 550 TL. Yağ öyle… Yüzde 400-500 zam geldi. Yaşayamayacak vaziyetteyiz. Ben 33 kuruşa çocuğuma bez alıyordum. Şimdi 2.5 liraya çıktı. Dört çocuğum var. Nasıl geçim sağlanacak? Bir senede yangın yerine çevirdiler memleketi?”
Akşener, elektrik iletimini millileştireceklerini, kuyulardan su çekmek zorunda kalmamak için yarım kalmış göletleri tamamlayacaklarını söylüyor. Ancak bir sol partinin önerebileceği radikal bir çözüm sunuyor.
Artık mazot ateş pahası.
Gübre üç katı.
İç Anadolu, tanık olmadığı bir imkansızlıkla sınanıyor çünkü.
Alan yok diye kırmızı et satılmıyor
Bağlama kasabasındaki kasapta tavuk var ancak kırmızı et yok. Kesimlik hayvan kalmadığından değil, vatandaşın alım gücü düştüğü için kırmızı et alamadığından!
Dükkan sahibi Hakan Güzel, “Alım gücü zayıf olduğu için biz kesim yapmıyoruz. Millet çok zorlanıyor. Ucuz olan neyse onları alıyorlar. Kilo alan kalmadı. 20 liralık alıyorlar.”
Kıyma makinesi örümcek ağı bağladı, bağlayacak.
Ben kasabın fırın kadar sıcak olanına, Kozaklı’da denk geldim. Kasap elektrik faturasından ötürü klimayı çalıştıramıyor, soğuk reyonunu kullanamıyor, yalnızca buzdolabını açabiliyor. Kırşehir’deki hayvan pazarında artık ithal hayvanlar satıldığından besici ayrı, kasap ayrı ağlıyor.
Köylü yardım kömürünü satıyor
Yoksulluk öyle bir hal almış ki Niğde Valiliği’ne bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nca bedava dağıtılan, üzerinde “Para ile satılamaz” diye yazan kömürler köylülerce çuvalı 45 TL’den satılıyor.
İyi Parti’ye fatura
İç Anadolu’daki üç şehir AK Parti ve MHP’nin oy deposu diye biliniyor. Köylü nüfusunun ağırlıklı olduğu bu yörenin muhafazakar insanı güç dengesinde değişiklik görmeden, değil oy tercihini, kahvehane sandalyesini bile değiştirmiyor.
Onlarcası Akşener’in çevresini sarıyorsa…
Yüzlercesi kahvehane masasından, dükkan kapısından, pencere arkasından izliyor.
AK Parti, hali hazırda bürokrasiyi, kamu bankalarını ve ticareti elinde tuttuğu için birinci parti çıkması sürpriz olmaz.
Ancak Niğde’nin Yeşilgölcük ve Altunhisar ile Nevşehir’in Kozaklı ilçelerinde Akşener’e dikkate değer bir ilgi var. Kimi MHP’lilerin İyi Parti’ye yöneldiği anlaşılıyor.
Niğde’de üç olan milletvekili sayısı AK Parti, CHP ve İyi Parti arasında dağılabilir. Niğde’nin MHP’li eski belediye başkanı Mümin İnan’ın şansının yüksek olduğu ifade ediliyor.
CHP’li Ömer Fethi Gürer de toplumun tüm kesimlerinde seviliyor.
Gürer, köylü dostu.
Nevşehir’de ise Akşener’in ziyaretçileri arasında, eski belediye başkanı Rasim Arı da vardı. AK Parti’den istifa eden Arı’nın İyi Parti’ye katılacağı vurgulanıyor.
İyi Parti’ye olan bu yönelimi Doğu Anadolu ve Orta Karadeniz’de de gözlemledim.
İktidar bütün vaktini ‘Bay Kemal’ ile kavga etmeye ve Ekrem İmamoğlu’nun tatil günlerini saymaya ayırdığı için İyi Parti’deki büyümeyi ya fark edemedi ya da engelleyemedi.
Bu yüzden Akşener’e ve İyi Partililere yönelik itibar suikastlerine girişilir ve ‘siyaseten’ soruşturmalar başlatılırsa hiç şaşırmayacağım.
Seçmeni olan köylüye bile üç katı elektrik faturası çıkaran…
Ödünsüz muhalifini fatura kesmeden bırakır mı?
İyi Parti’nin ağır topu: CHP’ye borcumuzu mahalli seçimde ödedik
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ete kemiğe bürünüyor. CHP’li yöneticiler ve milletvekilleri Kılıçdaroğlu’nun partinin adayı olduğunu kaydediyor.
Geçen Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal da cumhurbaşkanı adayının altılı masadan çıkacağını vurgulayarak, Kılıçdaroğlu’nu işaret etti.
Diğer taraftan, 21 Ağustos’taki ‘altılı masa' buluşmasının vakti yaklaştıkça tartışma bu sorunun yanıtına odaklanıyor. Görüştüğüm İyi Parti’nin ağır topu, Kılıçdaroğlu’nun bugüne dek adaylık bahsini kendilerine açmadığını ifade ediyor. “Bizimle öyle bir görüşmesi, öyle bir niyet açıklaması olmadı. Bizim kimseye bir sözümüz, mecburiyetimiz yok” diyor.
İyi Parti’nin ağır topu şöyle devam ediyor:
“Kılıçdaroğlu aday olacaksa gelsin söylesin. Bize iletilmiş bir şey yok. Masada bununla ilgili bir konuşma da yok. Kılıçdaroğlu, ‘Böyle böyle yapacağım’ diyor. Diyebilir, hakkıdır, belki tek başına iktidar olacak.”
Kimi çevrelerde 2018’deki seçimde CHP’nin 15 milletvekili transfer ederek, İyi Parti’nin seçimlere girme hakkı kazanmasına imkan sağladığı ve Akşener’in borcu kapatmak için Kılıçdaroğlu’nun adaylığına “Evet” diyebileceği savunuluyor. İyi Parti’nin ağır topuna bu düşünceyi sordum.
Şöyle yanıt verdi:
“Ne borcu? Biz borcumuzu mahalli seçimde ödedik. Kaldı ki bizim seçime katılma hakkımızı YSK vermişti. CHP o imkanı tanıdıktan sonra bu kararı almış olabilirler. Olmasa belki yapmayabilirlerdi. Ama zaten seçime girme hakkını kazanmıştık.”