Eren Erdem
31 Mart sonrasında ne olacak?
Seçime 2 gün var.
Seçmenin kafası netleşti.
Herkes gidip oyunu kullanacak.
Ancak öyle şeyler söylendi, öyle gariplikler yaşandı ki...
Sonuç ne olursa olsun, 31 Mart sonrası için öngörülebilir bir gerilime gebe memleket.
***
Devlet partisi olan AKP, devletin tüm imkanlarını kullandı.
Devlet gücünü “siyasi saiklerle” istismar etti.
Yargıyı kontrol ettiğini, insanları tutuklama tehdidiyle itiraf eden bir Cumhurbaşkanı...
Kendisine oy vermeyen herkese “terörist” diyen bir Cumhurbaşkanı...
Bu sözler 3-5 oy getirebilir.
Zaten kafaları şu; “Oy gelsin de gerekirse dünya yıkılsın.”
Amma ve lakin;
Bir yabancı fon ya da yatırımcı, Cumhurbaşkanı'nın halkına terörist dediği, yargıyı yönettiği, devleti tek parti emrine tayin ettiği bir ortama yatırım yapar mı?
Yani olası bir döviz dalgalanmasında “dış operasyon” der geçeriz diyorlar.
Olan kime oluyor?
Halka.
***
Koskoca Cumhurbaşkanı kapı kapı gezip AKP'ye oy istedi.
Çay dağıttı.
Devletin başı, valinin kaymakamın polisin başı.
Bu tablo hiçbir AB ülkesinde yok.
Ve bir AB ülkesinde olma ihtimali yok.
Hadi diyelim AB haçlı.
AB'ye malzeme veren, Türkiye'yi 3.dünya ülkesi imajıyla yöneten kim?
***
Seçim sonrası İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, Erdoğan'ı ziyaret etmek durumunda kalırsa, Erdoğan kendisini Cumhurbaşkanı gibi hissedebilecek mi?
Etmediği hakaret, söylemediği küfür bırakmadığı İmamoğlu'nun karşısında nasıl duracak?
İşte Cumhurbaşkanı bu yüzden tarafsız olmalı.
***
Düşünsene, koca devletin başı Cumhurreis diyor ki, “Malatya'nın Pütürge ilçesinde AKP'ye oy vermeyen haindir. Ve CHP kazanırsa ülke yıkılır.”
Pütürge ve beka!
Şiro çayı bile şokta ve dondu kaldı adeta.
***
Malatya valisi, Pütürge'yi CHP'li aday kazanırsa ne yapacak?
Yahu bağlı olduğu kişi (Erdoğan), beka diyor.
İş yapmasına mani olmayacak mı o vali?
Bunu “dünya” görmüyor mu?
***
Yahu koskoca devletin başı kalkıp; “Bizde olan yerleri Millet İttifakı alırsa, onları çalıştırmam, parayı keserim, gerekirse kayyım atarım” iması yapmadı mı?
Yani “seçilmiş falan tanımam, ezerim” demedi mi?
15 Temmuz'cu faşistlerin amacı da bu değil miydi?
Sandıktan çıkmış ve üstelik “sandık tanımaz” darbecilerin hedefi olmuş birinin böyle konuşması akıl karı mı?
Allah aşkına, bu lafı duyan bir yatırımcı bir tek kuruş getirir mi?
***
Evet, seçim sonrası ekonomiyi zor günler bekliyor.
Üstelik kim kazanırsa kazansın.
Çünkü öyle şeyler söylendi ki, inanılmaz.
Erdoğan kendi ağzıyla dünyaya; “Bu ülkede yargı benim, devlet benim,yasa benim, medya benim. İster asarım ister keserim” demedi mi?
3 oy için, 5 belediye için kanırta kanırta bu algıyı yaratmadı mı?
Oysa Erdoğan çıkıp, “Ben devletin başıyım, kim seçilirse benim belediye başkanımdır” dese ne kaybedecekti?
Ama dünya; “Haa, bak kısmi bir normalleşme var” diyecekti.
“Taş yerinde ağır olur” deyip, “Cumhurun başı herkesin başıdır, ben CHP'lilerin de Cumhurbaşkanıyım, elimde çay paketiyle ilçe belediye başkanı tanıtmak bana yakışmaz” deseydi ne olurdu?
***
Evet, Erdoğan büyük hatip oldu.
Büyük Genel Başkan oldu.
Ama “devlet adamı” olamadı.
Yahu “devletin başı, bir ilçe belediye başkanına oy istemek için miting yaparsa, karşı adayı destekleyen; devletin kendisine ait olmadığınız düşünmez mi?”
Yahu işte bu olursa devlet beka krizi yaşamaz mı?
***
Allah aşkına, bugün ülkenin 40 milyonu (yarısı), sırf “devletin başının bu nobran tutumu” yüzünden devleti sorgulamıyor mu?
Devlet=AKP ise , CHP'ye oy veren vatandaş ile devletin bağı kopmaz mı?
Bunu nasıl telafi edeceksiniz?
Nasıl onaracaksınız?
***
Evet, Türkiye devletinin çok büyük bir beka sorunu var.
Bütün devletin başı, devletin 1 numarasının dili, üslubu, taraftarlığı yüzünden çok büyük bir kesimin(en az %50), devletle kalbi bağı kopuyor.
Ve bu taraftarlık bütün “devlet gücüyle” yapılıyor.
TRT'siyle, valisiyle, diyanetiyle, kaymakamıyla.
Bir devlet nasıl beka sorunu yaşar?
Halkın %50'sini uzaklaştırarak.
Ha, ben Erdoğan'a taraftarlık yapma demiyorum. Yap, genel başkan olarak yap. Kızan sana kızsın! Partine kızsın. Devletin başı olarak yapma!
***
Özetle; sırf 3 belediye için kırılmadık kalp, yıkılmadık köprü bırakmadılar.
Dev bir enkaz yarattılar.
Bu davranış ilk değildi.
Ama Erdoğan'ın “devlet” olarak girdiği ilk seçimdi.
Erdoğan, bu dili yüzünden %50'yi kendi karşısına almıştı.
Ama artık o “devlet”.
Korkarım %50 devletin karşısına geçmesin.
Hani “beka” diyorlar ya.
31 Mart sonrası en büyük beka krizi, Erdoğan'ın dili yüzünden “devletin” kendisine terörist, hain damgası vurduğu, “devletin başının” taraf olması nedeniyle bugüne kadar sorgulamadığı “devletle bağları”nı sorgulayacak %50 olacaktır.
Nasıl onaracaksınız?
Değdi mi?
96 yıllık birikimi 3 belediye için heba etmenize değdi mi?
***
Sandığa gidin.
Bu evre AKP'nin çürüme evresidir.