25 senelik gece...

Oturuyorum, olmuyor.
Ayağa kalkıyorum, olmuyor.
Nasıl seviniyorduk biz yahu?

Güya televizyon karşısındayım, koltukta.
Ruhum fırlamış caddeye, koşturuyor.
Kalbim yerinden fırlayacak sanki.
Oturduğum yerde nefes nefeseyim.

Müzik yok.
Göbek attığımı hissediyorum iyi mi.
Hem içim içime sığmıyor, coşkuluyum, hem neşeli şarkılar geçiyor zihnimden ama, büyüsü bozulmasın diye korkuyorum…
Haykıra haykıra sessizim.
Keyiften huzursuzum.

Yatayım bari diyorum.
Uyuyamıyorum.
Duygularım çoktaaan kırlara uçmuş bile.
Sırtüstü uzanmışım papatya tarlasına.
Ağzım kulaklarımda.
Mutluluğa hazırlıksız yakalanmak diye bir şey mi var acaba?

Durup dururken Kırşehir'e gidesim var mesela.
Bilecik'i göresim var.
Edirne'den Ardahan'a…

Akp'nin üzülmeyi öğrenmesi kaç gün sürer, orasını bilmem…
Benim sevinmeyi hatırlayabilmem için en az bir güne ihtiyacım var galiba.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Özdil Arşivi