
Atilla Köprülüoğlu
"Kuvayi Milliye Donanmasının Romanı" KULAĞIM KARADENİZ’DE
Türk orduları bir devir kapatmıştır. Şimdi
mazlum ve tutsak devletler ve uluslar artık
vazgeçilmez bir reçeteye sahiptirler.
Mustafa Kemal’in utkusu, dünya için
özgürlük ve bağımsızlık sancağıdır.
(Mahatma GANDİ)
‘’Kulağım Karadeniz’de’’, deneyimli
siyasetçi ve yazar Kemal Anadol’un son kitabı.
Bir belgesel roman özelliği taşıyor.
Kemal Anadol, ülkemizin ‘’soylu kavgası’’
Milli Mücadele’de Kuvvacı denizcilerin
Karadeniz’de yaşadıklarına kitabında
-bilgi ve belgeleriyle- yer vermiş.
Kırmızı Kedi Yayınevi’nden
çıkan kitap netice itibarıyla;
‘’Kuvayı Milliye Donanmasının Romanı’’ .
Kitapta; Büyük Önder Atatürk’ün ve
başkaldırının simgesi Ankara’nın
kararlı tutumu,
Türkiye’nin kuruluş/kurtuluş
mücadelesindeki tek deniz savaşının
gerçekleştiği Alemdar Gemisi olayında
yaşananlar da ayrıntıları ile yer alıyor.
Yakılan istiklal ateşi, Müdafaa-i Hukuk
örgütlenmesi, Anadolu’nun
Karadeniz Kapısı: İnebolu,
Bartın, Zonguldak,
Ereğli’den Cide’ye kadar uzanan bölgede
halkın işgale karşı galeyanı, direnişi,
özellikle kadınlarımızla ilgili kahramanlık ve
destansı düzeyde gerçekleşmiş olaylar
aktarılıyor.
Bir ‘’tahlisiye gemisi’’ Alemdar’ın
yüzdürülmesinin yasak olduğu dönemde
Karadeniz’in ünlü ‘’Kestanekarası’’ fırtınası sırasında
adeta "dalgalar ve ölümle dans ederek’’
deniz cephesine kazandırılması,
bu gemiyi Trabzon’a götürmek üzere
Şevket Bey’den “Gemiyi önce
yüzdürmeye çalışacaksın. Yolda
yakalanırsan mesuliyet sana ait.
‘Bizim haberimiz yok’ diyeceğiz.
Şimdi tekrar soruyorum. Vazifeyi
her halükarda kabul ediyor musun?”
emrini alan Yüzbaşı Nuri Kaptan’ın
yanıtı kitabın önemini de ifade ediyor;
‘’Elbette; her halükarda.”
Kitabın önsözü; Balyoz Davası’nda
sahte delillerle tutuklanan,
kumpasın çökmesinden sonra da
beraat eden Emekli Tümamiral
Cem Gürdeniz’den.
Türk denizcilerinin sadece Kurtuluş Savaşı
malzemesini değil, aynı zamanda
bağımsızlık ve özgürlük ateşini taşıdığını
vurgulayan Amiral Gürdeniz,
"Kulağım Karadeniz'de’’için şunları yazmış;
‘’Çılgın Türk denizcilerinin sayesinde
Gazi Mustafa Kemal ‘Gözüm Sakarya'da,
Dumlupınar'da, kulağım İnebolu'daydı’ diyebildi.
Kemal Anadol, 1919-1923 arasında
Karadeniz'de yaşanan olayları
akıcı bir roman kurgusuyla okuyucuya aktarıyor.
Mustafa Kemal'den Frunze'ye,
Lenin'den Stalin'e, Cebesoy'dan
Mustafa Suphi'ye, Enver Paşa'dan
Çiçerin'e sizi aynı toplantı odasında
ya da mektuplarla belgelerde buluşturuyor.
Bugüne kadar bilinmeyen
pek çok tarihsel gerçeği okuyucuya heyecanla aktarıyor.
Sayfalar arasında, başarı, zafer ve
mutluluk kadar, acı, hüzün ve yokluk duyguları da dolaşıyor.
Kitabı kapatırken Atatürk'ün ünlü sözünü hatırlıyorsunuz:
‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.
Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.’
Kemal Anadol’a göre de; Kuvayı Milliyeciler’in ‘’Alemdar’’ı İstanbul’dan kaçırması, geminin yolda Fransızlarla çarpışması da Kurtuluş Savaşının ilk deniz savaşı.
Fransız gambotunun -ki bizim Yavuz gemimiz ayarında büyük savaş gemisi- ‘’kaptanı ve altı eri vermezseniz Ereğli’yi topa tutarım’ demesi, durumun Mustafa Kemal’e telsizle bildirilmesi ve onun ‘’Dayanabildiğiniz kadar dayanın’’ yanıtı çok önemli.
*
Okuyun...
Okutun!
Bir naçizane önerim de; filminin mutlaka yapılması!..
#KulağımKaradenizde
#KemalAnadol