
Semra Topçu
Kurultayın şifreleri
CHP'nin kurultayının ardından çoğunlukla kim kazandı, kim kaybetti muhasebesinin; parti yönetimini şekillendirecek kadroların tartışıldığı bir ortamda, kazanan ya da itibar görmeyen fikir akımlarına-düşünceye odaklanmak gerektiği kanaatindeyim. Zira Parti Meclisi ve MYK kadrosu bu fikirler ışığında 2019'a hazırlanacak, o nedenle eksiği, fazlayı vurgulamakta fayda var. O nedenle Kurultayda dile gelen ve en çok dikkat çeken düşünce akımlarının ana hatlarını ve nasıl tepkilerle karşılaştıklarını özetlemek istiyorum.
Öncelikle adayların söylemlerine bakalım; yeniden genel başkan seçilen Kılıçdaroğlu, 5 temel soruna dikkat çekip, örgüte altı talimat verdi. Buna göre sorunlar:
1- Kürt meselesi; terörün belinin kırılamaması...
2- Dış politika; her ülkeyle sorun yaşanması, yalnızlaşılması...
3- Eğitim, kendi çocuklarını denek olarak kullanan, öğretmenine değer vermeyen ülke...
4- Ekonomi; dünyanın en pahalı benzini/mazotu, işsizlik, ve enflasyon vs...
5- Demokrasi-hukuk; hanedan devletine dönüşme eğilimi...
Grup konuşmasına benzetilen konuşmasının ana ekseninde bu sorunları sıralayan Kılıçdaroğlu, örgüte 'görevlerinizi hatırlatıyorum' diyerek talimat verdi ve şöyle dedi:
- Ülkenin huzura ihtiyacı var; herkese huzuru anlatın, kavgayı değil, huzuru savunun
- Ülkenin adalete ihtiyacı var; adaletin önemini anlatın, adaleti savunun
- Ülkenin demokrasiye ihtiyacı var; demokrasinin önemini anlatın, demokrasiyi savunun
- Ülkenin darbe hukukundan arınmış, toplumsal uzlaşmaya dayalı bir anayasaya ihtiyacı var; uzlaşma anayasasını savunun
- Ülkenin kucaklaşmaya ihtiyacı var; kimseyi ötekileştirmeyin..
- Her zaman mazlumun yanında olun..
Muharrem İnce ise konuşmasında sadece ülke sorunlarına yer vermedi, aynı zamanda CHP yönetimine de eleştiriler getirdi. Tribünlerden en çok alkışı da bu eleştirileri aldı.
Dış Politik mesajına, ÖSO-Kuvva-i Milliye tartışmasına girerek başlayan İnce, Erdoğan'ı ağır eleştirdi. Eğitim mesajında, çocuklarınızı Milli Eğitim Bakanlığı'ndan koruyun dedi. Ekonomi mesajında, ülkeyi yağmalıyorlar, dedi. 'Cumhuriyet gemisi karaya vurmak üzere' ifadesiyle politik manevra yapma aciliyetini vurguladı.
Parti yönetimine yönelik eleştirileri arasındaysa,
- Alevi ve Kürt yurttaşların sorunlarında sessiz kalınmaması gerektiği
-Dokunulmazlıkların kaldırılması ile büyük hata yapıldığı
-Transfer yöneticilik devrinin kapanması gerektiği,
gibi başlıklar yer aldı.
Aynı zamanda Muharrem İnce, 45 gün içinde tüzük kurultayı yapacağını söyleyip, tüzükle ilgili değişik sözü de verdi. En çok alkışı da bu sırada aldı. Zira Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylık sürecini hatırlattı ve Cumhurbaşkanı adayını 1 milyon 200 bin üyenin seçmesi gerektiğini söyledi.
İşte İnce bu önerisi ile kimsenin bilmediği, tanımadığı bir ismin adaylığına karşı çıkarak, CHP'li bir aday çıkarmak gerektiğini vurgulayarak partililerin desteğini aldığını gösterdi. İnce'nin tüzük değişikliği önerisinde, imza baskısı ve partiyi iki dönem de iktidar yapamayan liderin bir daha aday olmaması konusu da vardı.
İnce, CHP'nin değişim ihtiyacı var, diyerek hem partinin liderliğine hem Cumhurbaşkanlığı adaylığına talip olduğunu net bir şekilde ortaya koyarken, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda net konuşmayışını da tartışmaya açmış oldu.
İki adayın konuşmalarına yerleşmemiş olsa ya da belirgin bir şekilde görünmüyor olsa da, kurultayda bir de sol düşünce dikkat çekti. İlhan Cihaner ve Selin Sayek Böke ile birlikte hareket eden milletvekillerinin bildirisi ile dikkat çeken bu düşüncenin delegeler tarafından itibar gördüğünü, Parti Meclisi adaylarının oy oranları arasında görüyoruz. Selin Sayek Böke'nin Kılıçdaroğlu'nun listesinde de yer alması, Kılıçdaroğlu'nun da eğilimini göstermesi açısından ayrıca dikkat edilmesi gereken bir konu...
Yine bir başka dikkat çeken konu ise, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun seçiminde dikkat çeken 'sol' düşünce diye hareket eden isimlerin tutumu ve bu isimlerin seçimlerdeki etkinliği.
Parti Meclisi'nin kazananlarına baktığımızda, delegenin Kılıçdaroğlu'na ve MYK ekibine güven tazelediğini söylemek mümkün. Aynı zamanda, Kılıçdaroğlu'nun listesindeki isimler ile kendisini 'sol' diye niteleyen kadronun delege tarafından desteklendiğini söylemek de...
Yani CHP 2019'a giderken, sol ve Kürt seçmenin desteğine yoğunlaşacak diyenler haklı görünüyor.
Buna rağmen, Kılıçdanoğlu'nun listesini delerek PM'de yer alacak, farklı karşıt isimler de var ki, bu da 'Mustafa Kemal'in yoldaşıyız' söylemi ile başlayan tartışmanın süreceğini gösteriyor.
Siyasi konjonktürün gereği olarak bana göre, 2019 için tercih edilmesi gereken yol, 'cumhuriyetçi' başlığında eşit yurttaşlık temeline dayanan kapsayıcı bir yoldur. O bakımdan, tıpkı Cumhuriyet Gazetesi'nin okurlarından kopma süreci gibi bir süreç yaşanmasından endişe ederim.
Dilerim Cumhuriyet Halk Partisi'nin yeniden seçilen Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yenilenen Parti Meclisi üyeleri dile gelen kaygı ve endişeleri, İnce'nin konuşmasının yoğun alkışla karşılanmasının nedenlerini de hesap ederek yol alacaklardır...