Esad ile görüşen İranlı Bakan apar topar Ankara'ya gelip Hakan Fidan'a görüştü

Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşen İran Dışişleri Bakanı Arakçi birkaç saat sonra Türkiye'ye gelip Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la görüştü.

Suriye'de eski adıyla Özgür Suriye Ordusu şimdiyse Suriye Milli Ordusu'nun Halep'i ele geçirdi. Türkiye'nin de terör örgütü olarak kabul ettiği HTŞ de çeşitli üsler gele geçirdi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi de gelişmelerin ardından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüştü. Esad ile görüşen Arakçi, birkaç saat içinde Türkiye'ye geldi. İki bakan görüşmenin ardından basın toplantısı düzenlendi.

Hakan Fidan, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduklarını söyledi. Fidan şöyle konuştu:

Suriye'de yaşanan son gelişmeler üzerinde de görüş ve alışverişinde bulunduk. Suriye'deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır.

Bu Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir sığınaktır, hatadır. Astana süreci, sahadaki sıcak ve yoğun çatışmaların durmasını sağlamıştı. Böylece rejimin muhalefetle siyasi alanda angajmanının ilerletilmesini hedeflemiştik.

Geldiğimiz noktada, Suriye'de geniş çaplı çatışmaların tekrar başlamasının nedeni, bu ülkenin birbiriyle bağlantılı sorunlarının 13 yılı aşkın süredir çözülmemiş olmasıdır.

Muhalefetin meşru taleplerinin göz ardı edilmesi ve rejimin siyasi sürece samimi biçimde dahil olmaması bir hataydı.

Son olarak, sivillere yönelik kapsamlı saldırılar gerçekleştirilmesi iç savaşı yeniden alevlendirdi. Biz bu konulardaki uyarılarımızı ilgili tüm taraflara defalarca yapmıştık.,

"SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ HER ZAMAN DESTEKLEDİK"

Son gelişmeler, Şam'ın kendi halkıyla ve meşru muhalefetle uzlaşı sağlaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Türkiye, bu yönde gereken tüm katkıyı sağlamaya hazırdır.

Astana süreci kapsamında önemli çalışmalar yürüttüğümüz İran'la koordinasyonumuzu önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.

Biz Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunmasını her zaman destekledik, bundan sonra da destekleyeceğiz. Bir hususu daha en güçlü ve kararlı şekilde vurgulamak istiyorum: Milletimiz müsterih olsun. Türkiye, istikrarsızlık ortamından istifade etmeye çalışan terör örgütlerine asla ve asla geçit vermeyecektir.

Ulusal güvenliğimize ve halkımıza yönelen her türlü tehdidi bulunduğu yerde yok edeceğiz. Değerli basın mensupları, önümüzdeki dönemde de İran'la ikili ilişkilerimizi geliştirmeye ve bölgesel konulardaki işbirliğimizi güçlendirmeye yönelik istişarelerimizi sürdüreceğiz. Değerli kardeşim Arakçi'ye ziyareti için teşekkür ediyorum.

(Gazeteci sorusuna yanıt) Suriye ile ilgili gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Özellikle kurumlarımızın yoğun bir eş güdümü söz konusu. İlgili bütün kurumlarımız gece gündüz Suriye'deki gelişmeleri yakından takip etmekte ve olası sorunlara ilişkin gerekli tedbirler alınmakta. Diğer taraftan aslında Suriye meselesi son 3 yıldır çeşitli boyutlarda evrilen bir mesele.

Bu 13 yılın muhasebesini yaparak ve önemli sonuçlara ulaşarak, yeni dönemde nasıl adımlar atılabilir, hep onun hesabı içerisinde olduk.

Suriye'deki iç savaşın Astana süreciyle belli bir noktada durdurulması ve tarafların, belli bir statüko içerisinde, ateşkes halinde olması çok önemli bir başarıydı.

Tabii bu başarının hayata geçmesinde özellikle Türkiye, Rusya ve İran'ın çok büyük bir payı var.

Diğer taraftan taraflar, , hem muhalefet hem rejim, bu üç ülkenin ortaya koyduğu çerçeveyi de, büyük ölçüde, takip ettiler. Fakat,geçtiğimiz yıllar içerisinde,, biz bu sürecin, bu sessizlik sürecinin gerçekten büyük bir siyasi, çözüme ulaşmada, bir fırsat teşkil etmesini çok istedik.

Hep bu yönde çalıştık. İranlı, dostlarımızla, Rus dostlarımızla bu konuda çok konuştuk.

Muhalefet ile rejim arasındaki diyalog eksikliği, çözüme yönelik arayış eksikliği maalesef sorunları, ıı, bugün bu noktaya taşıdı. Tabii biz geldiğimiz noktada ne yapıyoruz? Birincisi tabii, yoğun bir bölgesel diplomasi trafiğimiz var.

Sağ olsun bugün değerli kardeşimiz kendileri, Ankara'ya geldiler. uzun bir, görüşmemiz oldu bu meseleyle ilgili. Suriye ve, Türkiye ve İran'ın Suriye meselesinde, görüşlerini çok samimi bir şekilde ortaya koyması ve neler yapabiliriz diye, ıortak bir çaba göstermesi, Suriye açısından çok hayati bir konu diye düşünüyorum.

Kendileri de ifade ettiler. Yakın zamanda bir Astana sürecini, inşallah toplayacağız.Rus meslektaşımızla hem kendisi konuşacak hem ben kendim de konuştum.

Özellikle iç savaşın daha da tırmanmasını istemiyoruz. İkincisi sivillerin öldürülmesini, sivil altyapının yok edilmesini, şehirlerin ağır bombardımanla tekrar yıkıma tabi tutulmasını görmek istemiyoruz. Diğer taraftan, tekrar insanların yerlerinden edilmesini ve başka yerlere gitmesini istemiyoruz. Tam tersine, artık yerlerinden edilmiş olan insanların tekrar evlerine, dönmesini, istiyoruz. mülteci akımının artık durması ve tersine dönmesi fevkalade önemli.

Arakçi de şunları dile getirdi:

Kısa bir süre içerisinde bu ikinci Türkiye ziyaretimdir ve bu bölgesel konular hususundaki istişareler için gerçekleşmiştir ve bu da iki ülkenin yakın işbirliğinin, özellikle de bölgesel konulardaki yakın ilişkisini göstermektedir. Bundan da tabii ki iki ülkenin ortak menfaatleri ve ortak endişeleri vardır ve tabii ki konularda bazı fikir ayrılıkları da olabilir ki bu da doğaldır.

Bu ziyaret, iki ülke arasında bölgesel meseleler ve zorluklara ilişkin yakın istişarelerin yapılması ile ilgilidir ve geliştirilmesi ve İran ve Türkiye'yi etkileyen bölgesel krizlerin azaltması amacıyla gerçekleştiriliyor.

İki ülke uluslararası ve bölgesel birçok konusunda ortak görüşe sahiptir. Lübnan'da ateşkesin desteklenmesi, bunun Siyonist rejimin tarafından ihlal edilmesinin önlenmesi ve söz konusu rejimin Gazze'de halkın canına, malına ve altyapısına yönelik saldırganlığının sona erdirilmesi gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulunduk.

"SURİYE'DE FAALİYET GÖSTEREN GRUPLAR AMERİKA VE SİYONİST REJİM İLE KOORDİNASYON HALİNDE"

Ve Amerika ve Batı'nın saldırgan İsrail rejimine verdiği geniş çaplı silah desteğinin sona ermesinin çağrısını yaptık ve bu bir gerekli ve zaruri bir konudur. Ve özellikle de insani konuların Gazze Şeridi'ne bir an önce hızlıca gönderilmesi, ulaştırılması çok zaruridir ve umut ediyoruz ki uluslararası toplum da bunu dikkate alsın.

Biz her zaman terörist, Siyonizm rejiminin bölgedeki saldırıları hususunda öneride bulunduk. Biz buna inanıyoruz ki bölgedeki mevcut sorunların birçoğunun kökeninin dış müdahaleler, devam eden işgal ve başta mazlum Filistin halkının olmak üzere bölge halklarının temel haklarının ihlali olduğuna inanıyoruz.

Edindiğimiz bilgilere göre, Suriye'de faaliyet gösteren terör gruplarının Amerika ve Siyonist rejimi ile yakın ilişkisi ve koordinasyon bulunmakta.

Bu gruplar dikkatleri Siyonist rejiminin Filistin ve Lübnan'daki suçlarından uzaklaştırmak ve direnişe karşı başarısızlıklarını telafi etmek amacıyla Suriye'de güvensizlik ortamı yaratmaya teşvik etmişlerdir.

Suriye'nin kuzeyinde tekfirci grupların tekrar aktifleşmesi ve onların özellikle Halep şehrine, kentine saldırmaları endişe vericidir ve Suriye'nin güvenliğini ve istikrarını büyük bir tehlike ile karşı karşıya almıştır.

Ve böyle tehlikeli bir durumun kesinlikle bütün bölge ülkeleri ve başta Suriye komşularını da etkileyecektir. Biz şuna inanıyoruz ki, Siyonizm rejiminin rolünü, bu gerilimde, gerilimin çıkması hususundaki rolünü, bölgemizde ve bölge ülkelerindeki gerilimin artırılması hususundaki rolünü göz ardı etmek büyük bir hata olur ve bunu unutmamak gerekiyor.

"SURİYELİELRİN ÜLKELERİNE GERİ DÖNÜŞ YOLLARINI ELE ALDIK"

Biz bugün, değerli kardeşim Sayın Fidan ile özellikle de Suriye'de istikrarın sağlanması ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüş yollarını ele aldık.

Astana sürecinin kazanımlarının korunması konusunda fikir birliğini sağladık ve bir sonraki Astana sürecinin toplantısını Dışişleri Bakanları düzeyinde bir an önce düzenlemeyi de kararladık.

Biz bu süreci destekliyoruz ve öyle düşünüyoruz ki bu sürecin tıkanmasını ve engellenmesini önlememiz lazım. Suriye'nin güvensizliği, Suriye'deki güvensizlik, Suriye'nin istikrarsızlaşmasını ve bölgenin güvenliğine bir darbe olacaktır.

Suriye'nin bir kez daha tekfirci ve tekfirci olmayan terör örgütlerinin tekrar merkezi haline gelmemesi gerekiyor. Suriye'nin güvensizleştirme projesi bize göre bir Siyonizm, Siyonist projesidir ve hiç kimse buradaki Siyonistlerin rolünü göz ardı etmemesi gerekiyor.

Bizler komşu ülkeler olarak kesinlikle çok etkili ve hızlı girişimlerde bulunup ve bununla birlikte Suriye'deki güvenliğin ve istikrarın zedelenmesini engellememiz gerekiyor.

Bu doğrultuda gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Biz, İran İslam Cumhuriyeti olarak, Suriye'ye kesin desteğini, Suriye halkına, Suriye hükümetine, Suriye ordusuna olan kesin desteğini bir kez daha vurgulamaktır.

Biz bugüne kadar nasıl ki Suriye halkının, hükümetinin ve ordusunun yanında durduysak, bundan sonra da onların yanında duracağız ve bölgemizin barışı ve istikrarının korunması adına da Suriye'deki barışın ve istikrarın büyük önem arz ettiğine inanıyoruz ve İran İslam Cumhuriyeti olarak da bu nedenden dolayı bölge ülkelerle olan istişarelerine bu doğrultuda devam edecektir.

Türkiye her zaman bu istişarelerde büyük bir rol ve bir konumu vardı. Biz Irak, Arabistan ve Mısır gibi diğer ülke, bölge ülkeleriyle de istişarelerde bulunacağız ve öyle düşünüyoruz ki bölgesel istişareler Suriye'deki gerginliğin artmasını önleme hususunda büyük önem arz etmektedir. Biz bugünkü görüşmeden yararlanarak, bu fırsattan yararlanarak da iki ülke arasındaki ilişkiler hususunda da çok yararlı görüşmelerimiz oldu.

Ne mutlu ki iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerde artış eğilimi yaşanmaktadır. İnşallah önümüzdeki yılın başlarında İran-Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin dokuzuncu toplantısını iki ülkenin saygıdeğer Cumhurbaşkanlarının katılımıyla Tahran'da gerçekleştireceğiz.

İki ülke arasındaki takip edilmesi, vurgulanması gereken birçok işbirliği alanları olduğuna inanıyoruz ki bunlar yakından takip edilir ve uygulanması gerekiyor ve Sayın değerli dostum Fidan'ın da söylediği gibi, bu işbirliğinin geliştirilmesi için gereken mekanizmaları da planlamış ve planlamaya da devam ediyoruz.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi