CHP'den çok çarpıcı 'Gar Katliamı' iddiası: Fail MİT tarafından mı konaklatıldı?
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, 184 yurttaşın katledildiği Ankara Gar Katliamı başta olmak üzere, birçok saldırının faili olan IŞİD üyesi İlhami Balı’nın kırmızı bültenle arandığı dönemde MİT tarafından Ankara’da bir otelde konaklatıldığı iddialarını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordu.
CHP’li Şeker, Suruç katliamını yapan Şeyh Abdurrahman Karagöz ve Ankara katliamını gerçekleştiren canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz’ün Türkiye’deki kardeşi Yusuf Alagöz’le yaptığı telefon konuşmalarının katliam öncesinde, uzun süreden beri teknik takip altında dinlendiğini hatırlatarak “Yunus Emre Alagöz’ün telefonu dinlenmesine rağmen katliamı önlemeye yönelik gereken tedbirlerin alınmaması döneme ilişkin ihmali aşan kasti bir durumdur. İddialara göre İlhami Balı’nın kullandığı çok sayıda farklı telefon numarası da teknik takiple izlenilmesine rağmen ilişkili olduğu katliam ve saldırılara ilişkin gerekli tedbirler alınmamış” dedi.
Şeker, Soylu’dan şu sorulara yanıt istedi:
- İçişleri Bakanlığı’nın aranan teröristler listesinde en tehlikeli teröristler için belirlediği kırmızı listede yer alan İlhami Balı’nın 27-29 Mart 2016 tarihleri arasında Ankara’da lüks bir otelde konaklatıldığı iddiası doğru mudur?
- Kırmızı listede yer alan İlhami Balı’nın Ankara’da konaklatıldığı süreçte üst düzey MİT yetkilileri ile görüştüğü iddiaları doğru mudur?
- İlhami Balı 27-29 Mart 2019 tarihi öncesinde de istihbarat yetkilileri ile iletişim halinde miydi?
- Suruç ve Ankara katliamları başta olmak üzere çok sayıda saldırının faillerinden olan İlhami Balı’nın telefonları teknik takibe alınmış mıdır? Alındı ise İlhami Balı’nın telefonları dinlendiği halde organize ettiği katliamlar ve saldırılara ilişkin gerekli tedbirler neden alınmamıştır?
- İlhami Balı’nın ve Adıyaman Dokumacılar grubunun organize ettiği katliam ve saldırılara ilişkin gerekli tedbirleri almayan yetkililer hakkında herhangi bir idari ya da adli işlem başlatılmış mıdır?
- İlhami Balı’nın Ankara’da istihbarat yetkilileri ile görüştüğüne ilişkin iddialar doğru ise dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından değinilen 7 Haziran- 1 Kasım arası karanlık dönemin kirli ilişkilerinin ortaya çıkarılması için bir adım atılması düşünülmekte midir?