Döviz Tercihi ve Faiz Politikası: Merkez Bankası Başkanı'nın Çıkışı Ne Anlama Geliyor?
Alaattin Aktaş, Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan'ın döviz dönüşümlü Kira Sertifikaları (KKM) ve faizle ilgili yaptığı açıklamalara odaklanıyor.
Aktaş yazısında "Gaye Erkan, vadesi dolan döviz cinsinden KKM'lerin büyük bir kısmının yenilendiğini, ancak hala küçük bir kesimin TL'ye geçtiğini belirtmiş.
Aktaş, Erkan'ın "Yüzde 5’lik kesim hala anlayamadığım sebeplerden dolayı dövize gidiyor" ifadesini vurgulayarak, bu durumu "matematiksel olarak saçma" olarak nitelendiriyor.
Yazara göre, vatandaşların dövizi tercih etmelerinin ardında ekonomik belirsizlik ve güven eksikliği gibi faktörler bulunuyor.
Aktaş, faiz artışına rağmen dövizi tercih edenlerin aslında bu tercihlerini mantıklı bir şekilde yaptıklarını ve Merkez Bankası'nın faiz politikasının yeterince güvenilir olmadığını öne sürüyor.
Aktaş'ın yazısı şu şekilde:
Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan Hürriyet’e yaptığı açıklamada magazin boyutu öne çıkarılan, zaten çıkarılması adeta istenen bir dizi görüş dile getirdi. Ama satır aralarında Türkiye gerçeklerinden ne yazık ki biraz uzak kalındığını ortaya koyan ifadeler de vardı.
Aslında yıllar boyunca ABD’de finans kesiminde görev almış ve hiçbir FED başkanından benzer açıklamalar duymamış bir isim böyle bir röportaja neden sıcak baktı, onu da anlamak zor. Ama takdir, tabii ki kendilerinin!
“MATEMATİKSEL SAÇMALIK!”
Gaye Erkan röportajda döviz dönüşümlü KKM ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Vadesi dolan döviz cinsinden KKM’nin yüzde 75-80’i yenileniyor. Yüzde 15 üzeri TL’ye geçiyor. Yüzde 5’lik kesim hala anlayamadığım sebeplerden dolayı dövize gidiyor.”
Buraya kadar normal, teknik bir bilgi, KKM’deki azalmanın oranları. Ama “Yüzde 5’lik kesim hala anlayamadığım sebeplerden dolayı dövize gidiyor” cümlesini izleyen bir cümle var ki, insan hayretler içinde kalıyor:
“Çünkü böyle bir faize rağmen dövize geçilmesi matematiksel olarak saçma!”
Kurt kışı atlatır da...
Güzel bir atasözümüz var:
“Kurt kışı atlatır da yediği ayazı unutmaz.”
Sakın “matematiksel olarak saçma” bulunanı tercih edenler geçmişte fena halde ayaz yiyenler olmasın!
Ya da sakın “matematiksel olarak saçma” bulunan yola girenler Türkiye gerçeklerine çok daha vakıf olanlar; Türkiye’de ekonomi yönetimlerinin, bu çerçevede Merkez Bankası başkanlarının bir gecede değiştiğini ve buna bağlı olarak ekonomi politikalarının bir gecede altüst edildiğini gözleyen deneyimli kişiler ve kurumlar olmasın!
Geçtik bütün bunları, bu tercihte bulunanlar örtülü biçimde başta hükümete ve ekonomi yönetimine “Size güvenmiyoruz” demiş olmuyor mu?
Başa “matematiksel” ifadesi eklenmek suretiyle “saçma” yaklaşımı yumuşatılmak isteniyor ama yine de bir Merkez Bankası Başkanı dövizi tercih edenler için böyle mi söylemeliydi, yoksa “O yüzde 5 şu durumda bile acaba niye dövizi tercih ediyor” diye kafa mı yormalıydı?
BU FAİZ DÖVİZ ARTMADIĞI SÜRECE İYİ AMA YA DÖVİZ ARTARSA?
Gaye Erkan’ın “böyle bir faize rağmen” derken kastettiği faiz aylık net yüzde 4’e ulaştı.
Merkez Bankası’nın tüm bankalar ortalamasına işaret eden verilerine göre üç aya kadar vadeli mevduatın faizi 8 Aralık itibarıyla yüzde 50.49 düzeyine çıktı. Bu faizi 32 gün vadeli mevduatın faizi olarak düşünmek mümkün.
Yüzde 50.49’dan yüzde 5 stopaj düşüldükten sonra kalan net tutar yaklaşık yüzde 48.
Vade 32 gün olduğu için 48’i tam 12’ye bölmek pek doğru sayılmazsa da bir fi kir vermesi açısından öyle yapalım; aylık net faiz yüzde 4 olsun.
Şunu da vurgulayalım; yüzde 50.49 tüm bankaların ortalamasını gösteriyor. Dolayısıyla bu oranın altında da faiz uygulanıyor, üstünde de. Bu faizin bir yıl boyunca değişmeyeceğini varsaysak yıllık bileşik oran yüzde 60 ediyor.
Bu oranı geride kalan enflasyonla kıyaslamak doğru değil. Şimdi tutup “Bu yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 65, oysa faiz yüzde 60, reel kayıp var” demek doğru bir yaklaşım olmaz.
Yüzde 60 faizin verileceği dönemdeki enflasyonun ne olabileceğine odaklanmak gerekiyor. 2024 sonu enflasyon tahmini her ne kadar yüzde 36 ise de bu düzeyde kalınmasının neredeyse olanaksız olduğu ortada. Kuşkusuz seçimden sonraki ekonomi politikası çok belirleyici olacaktır ama 2024 enflasyonu için çok kaba bir tahminle yüzde 45 dolayında, hatta yüzde 50’yi zorlayan bir oran dile getirilebilir.
Bu durumda yüzde 60 nominal faiz, yüzde 50 enflasyonla yüzde 6 düzeyinde reel getiri sağlayacak demektir.
Döviz tercih edildiğinde belki bu düzeyde bir getiri bile olmayacaktır ama ya olursa? Hatta ya çok daha fazla bir getiri olursa?
Türkiye’de vatandaş bunu kaç kez yaşadı, en olmayacak denilen zamanda, “Dövizle oynayanın eli yanar” denilen zamanda oynamayanın eli yandı, vatandaş bunu yaşadı, gördü.
Bunun deneyimine sahip vatandaş işte bu yüzden “matematiksel saçmalığı” tercih ediyor ya...
DÖVİZ HESAPLARINDA AZALMA YOK
Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın açıklamalarından öğreniyoruz ki döviz dönüşümlü KKM’de vadesi dolan hesapların yüzde 75-80’i yenileniyor.
Zaten hep vurguladık, bu hesap sahipleri eskiden beri döviz tasarruf etmeye alışmış insanlar ve bunları dövizden vazgeçirmek hiç kolay olmayacak.
Bir de KKM dışında doğrudan döviz tevdiat hesabında tutulan döviz var.
Faiz artıyor ve görünürde cazip hale geliyor ama bu durum döviz tevdiat hesaplarında bir azalma sonucu doğurmuyor.
Yine Merkez Bankası verileri... Mevduat ve katılım bankaları toplamında yeni ekonomi yönetiminin işbaşında olduğu son altı buçuk aya yakın dönemde döviz hesapları nasıl mı seyretmiş...
- Yurt içinde yerleşik gerçek kişilerin bu altı buçuk aydaki döviz hesaplarının haftalık ortalaması 103.2 milyar dolar. 8 Aralık’taki düzey 100.6 milyar dolar. Gerçek kişilerin hesabı biraz azalmış.
- Tüzel kişilerin hesabındaki altı buçuk ayın haftalık ortalaması 70.9 milyar dolar. 8 Aralık’taki düzey 74.8 milyar dolar. Tüzel kişilerin hesabında artış var.
- Toplamda ise ortalama 174 milyar dolar, 8 Aralık’taki düzey 175.3 milyar dolar.
Toplam döviz tevdiat hesabı 8 Aralık itibarıyla yurt dışında yerleşiklerin hesabı ve diğer kalemlerle birlikte 207.7 milyar dolar düzeyinde.
BU YAZIDA NE FAİZ ÖNERİSİ VAR, NE DÖVİZ!
Şimdi bu yazdıklarımdan çeşitli anlamlar ve dolaylı bir yatırım önerisi sonucu çıkarmak isteyenler olabilir.
Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın bu faize rağmen dövizin tercih edilmesini “matematiksel saçmalık” olarak nitelemesini yanlış buluyor olmam, bu görüşün yanlış olduğu anlamına gelmez. Belki de Gaye Erkan doğru söylüyordur, bilemem.
Ama en azından ben, bu faizle TL mevduatın tercih edilmesi gerektiğini de söyleyemem, dövizde kalınması ya da başka bir yatırım aracının tercih edilmesi gerektiğini de.
Hiç kimseye herhangi bir yatırım aracını seçme konusunda telkinde bulunma yetkisini ve hakkını kendimde görmem.
Çünkü ben yatırım danışmanı değilim...