Çeyrek yüzyılın eğitim hatası: Mülakatla kadrosuz müdür, müdür yardımcısı atamak

Eski Yöneticiler Atanacak, Onlardan Yer Kalırsa, Yeniler Sınavı Kazanacak da, Mülakat Komisyonlarını Geçecek de Ve Atanacaklar...

Hani Eğitim Yöneticiliği Profesyonel Bir Meslek Haline Getirilip Kadro Verilecekti?

 Eğitimin Kazaları Ağır Olur, Tüm Topluma Ağır Bedeller Ödettirir

Eğitimin ilk ve doğrudan yöneticileri okul müdürleri ve okul müdür yardımcılarıdır. Eğitimimizdeki pek çok başarının altında da aslında bu isimsiz eğitim yöneticileri vardır. Bu yöneticiler çok aktiftirler, öyle ki pek çok şeyi yoktan var ederler, sınırlı bütçelerle mucizeler yaratmaya çalışırlar. Okul müdür ve müdür yardımcıları bütün eğitim politikalarının alanda uygulanmasının ilk sorumlu yöneticileri olmaları nedeniyle de ayrı bir öneme sahiptirler. İşte bu kadar önemli olan okul müdür ve müdür yardımcıları acaba ne kadar yeterliler bu görevler için? Bu görevleri yerine getirebilecek teknik becerileri var mı veya kendilerini meslekleriyle ilgili ne kadar geliştirebiliyorlar? Veliler, üniversiteler ve öğretmenler arasında sağlıklı bir ilişki kurabiliyorlar mı? Siyasi ve sendikal ilişkiler arasında sıkışıyorlar mı? İşte bütün bu açılardan baktığınızda okul müdür ve müdür yardımcıları tüm eğitim sisteminin güçlenmesi adına kilit bir önemdedirler. Bir okul eğitim yöneticileri kadar olduğu gibi tüm eğitim sistemi de bütün bu okulların toplamıdır. Bunun için okul müdür ve müdür yardımcılarının verimli, etkili ve yüksek performanslı olmaları hayati değerdedir.

Bir Okul Eğitim Yöneticileri Kadardır

Tam, bir okul eğitim yöneticileri kadardırı tartışırken müjdeli haber MEB’den geldi. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme değişiklikleri ve takvimi ilan edildi. Yani okul yönetici atama sistemi değişmiş oldu bilmem kaçıncı kere. Bu yönetmeliğin özü şudur. Direk kitabın ortasından konuşalım, sağa sola çevirmeye gerek yok sözü. Okul müdürü veya müdür yardımcısı olmanın esas belirleyici unsuru sözlü sınav yani hiçbir kamera kaydı bile olmayacak olan mülakattır. Mülakatın ana belirleyici olacağı bir sistemle eğitim yöneticisi atanamaz, atanırsa eğitim gemisi batar. Unutmayalım eğitimin bir yaşı 25 yıldır. Bunun olumsuz etkilerini ancak zamanla görürüz. Ve eğitim gemisi batarsa unutmayalım hepimiz aynı gemideyiz, hep beraber batarız. Ve yine diğer taraftan eski yöneticiler atanacak, onlardan yer kalırsa, yeniler sınavı kazanacak da, mülakat komisyonlarını geçecek de ve atanacaklar...

Eğitimin Kazaları Ağır Olur, Tüm Topluma Ağır Bedeller Ödettirir

Okul müdür ve müdür yardımcılarının önemi eğitim politikalarımızın birinci derecede sahada yön vericileri olmalarıdır. İşi ehline vermemek F16 uçağını kamyon şoförüne vererek yüzde yüz kaza yapmasını sağlamaktır. Eğitimin kazaları da ağır olur, tüm topluma ağır bedeller ödettirir. Mülakat demek torpil demek değildir, torpilin kendisidir, eğer herhangi bir kamera kaydı yoksa. Öğretmenler sözleşmeli ve mülakatla alınıyor diye üzülürken, bu son değişiklikler elinde bir balyozla herkesin içinde olduğu eğitim binasının ana taşıyıcı kolonlarını kırmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Yani bir kadrolaşma olacaksa bile kendine yakın adamların niteliklisiyle olmalı bu iş. Vallahi de billahi de eğitim binasının çöküşünü kimse engelleyemez. Detaylarını aşağıda tartışacağımız bu değişikliği yine aynı ekip hazırlamıştır. Biz yanlış biliyorsak açıklansın hangi uzman ekibin bu değişiklikleri hazırladığı. Emin olun daha önceden nasıl dönmüşse bu değişiklikler mahkemeden, bu defada pek çok açıdan mahkemeden dönecektir. Daha geçtiğimiz yıllarda şube müdürleriyle ilgili karar sadece sözlü dikkate alındığı yazılı olmadığı gerekçesiyle mahkemeden dönmüşken bu neyin ısrarıdır?

En Sevdiğinizi Uzman Olmayan Bir Doktora Ameliyat Ettirir misiniz?

En sevdiğinizi bir uzman doktor yerine sıradan bir tıp öğrencisine ameliyat ettirir misiniz? Cevap tartışmasız hayır. O zaman en sevdiğimiz çocuklarımızı niye sadece mülakat ağırlıklı, birilerine yakın olmanın ön plana çıktığı bir sistemle gelen birilerine, müdür ve müdür yardımcılarına emanet edelim? Atanmış müdür ve müdür yardımcıları bile istifa etmenin yollarını ararken bu sistemle nasıl okullarımızı yöneteceğiz? Önceden yönetici atama sistemimiz çökmüştür diyorduk,1709 şube müdürleri atama sorununa, atanamayan okul müdür yardımcılarına bakarak. Ama artık iş çökmeyi geçmiştir. Geçmiş olsun değil Allah rahmet eylesin yönetici atama sistemimizi. İyi eğitimdi…

İnanmadığı Halde Gider Bir Sendikaya Üye Olur Ağır Abilerin Korkusundan

Ülkemizde yönetici atama hep sorun olmuştur. Tarihsel süreçte nasıl mı olmuştur bu işler? Hemen herkes kendi eğitim donanımını artırmak yerine ciddi ciddi utanmadan kendisine torpil yapacak bir adam arar. Hepsine de sorsan hepsi dünyanın en iyi yönetici adayıdır. Herkes bir taraftan sanki vekil olacakmış gibi kulislere başlar. Ee kural olmayınca krallıklar da her yolda mubahtır. Sendikalar,  belediyeciler, siyasi parti ilçe başkanlıkları, ticaret ilçe başkanlıkları hemen herkes devreye girer. O onu, o onu, o onu, o onu herkes birbirini arar, sanki az sonra nasaya uzay aracı gönderilecekmiş gibi. Onlar birbirini ararken bizde nafile eğitimimizi arar dururuz. İnsanlar utanmadan sendikacılık oyunu oynar, inanmadığı halde gider bir sendikaya üye olur ağır abilerin korkusundan. Sendika üyesi öğretmenlerin cebinden ödedikleri aidatlarla oluşturulan sendika şube bütçelerinden Milli Eğitimin yöneticileri mütevazı gibi görünen lüks tavacı ve kebapçılarda ağırlanır. Buralarda eğitim ve eğitim projelerinden başka her şey konuşulur.

Kararnamesi Çıkmış Okul Müdürünün Hayatını Bile Altüst Ederler

Haa birde SİTECİLER vardır. Sitem var diye söze başlarlar. Sanırsınız ev siteleri var ya da bir şeye sitem ediyorlar, ama onlar sanki birer medya devidir. Başka isimlerle aldıkları çakma internet siteleri üzerinden haberler yaptıklarını sanarak her türlü iftira, tehdit, şantajla kendilerince milli eğitimi dizayn ederler. Bu da mı olmadı, sokağa el altından haber salarlar ve yayarlar yönetici olmasını istemedikleri kişilerle ilgili iftiraları… Ama kimse bilmez ki aslında hepimizin içinde olduğu gemi bu yolla daha hızlı su almaktadır. Bu yazılanlar size hayali gibi gelebilir. Bunlar neyki sözde koca kelli felli vekiller üst düzey yöneticiler devreye girip kararnamesi çıkmış küçücük bir okul müdürlüğü kadrosu için bile günlerce uğraşıp kararnameyi tebliğ ettirmeyip iptal ettirip, kendi adamlarını getirmişlerdir, diğer müdür kendilerinden bile olsa onun hayatını altüst etmeleri umurlarında olmadan. Beyler bu neyin hırsıdır? Bunun vebalini kim ödeyecek?

Bu Değişiklikler Neler Getiriyor, Neler Götürüyor?

Öncelikle şunu belirtelim ki dağ fare doğurmuştur. Tüm illerdeki yönetici atama birimleri şoka girmiştir. Ha çıktı ha çıkacak diye beklenen değişikliğin bir mucize olmadığının şokunu ilk yönetici atama birimleri yaşamıştır doğrudan uygulayıcılar olarak. Bu değişiklikler eğitimin niteliğine hiçbir katkı sağlamadığı gibi bir ileri gibi görünüp aslında beş geri götürmektedir. Sonuç olduğumuz yerde dönüp dönüp duruyoruz. Bu yetmiyor gibi sözlü ağırlıklı bir sistem getirilmiştir. Eğitim yöneticiğinde mülakatın etkisi azaltılmış bile olsa, bizim gibi ülkeler için mülakat hala torpilden başka bir şey değildir.   Bu sistem bizi daha önceden yaşamış olduğumuz kimin kaç puan alacağının önceden belirlendiği, atanacak yöneticilerin listelerinin başka yerlerde hazırlandığı yapılan müdür mülakatlarına götürür. Sonra hep beraber ‘hani benim liyakatim nerde’yi söyler dururuz.

Sistem tamamen baştan itibaren kendi istediğin kişiyi atamaya uygun olarak kurgulanmış. Yani zaten sözlüye gelmeden istemediğin kişileri EK 1 puanlarıyla eliyorsun. Ek 1 puanları sözlünün ön koşulu gibi. Bu bağlamda ön görümüz şu süreçte bol bol takdir teşekkür dağılacağıdır. Diğer taraftan artı olarak verilecek puanların tamamına yakını mahkemeden dönecektir, daha önceden döndüğü gibi. Mülakat komisyonları yukarıdan, siyasetten, belediyelerden, ihale ve ticaret ehlinden gelecek inha et ya da etme baskılarına nasıl karşı koyabilsinler? Sonuçta onları getirmiş olan da aynın sistem.

Şimdi ana sorulardan biri de böyle bir yönetmeliğe niye gerek duyulduğudur. Mevcut yönetmelik ek maddelerle düzenlenebilirdi, bunu sıfır yeni bir yönetmelik olarak sunmanın mantığı ne?

Yönetici Atama Yönetmeliği Defalarca Değiştirilmiştir

Lakin bu görevler için çıkarılan pek çok yönetmelik mahkemelerce iptal edilmiş ve yürütme durdurulmuştur. İşte bu ve bunun gibi nedenlerden dolayı MEB uzun vadeli ve kalıcı bir okul eğitim yöneticileri atama- görevlendirme politikası belirlemelidir. Yönetici atama yönetmeliği defalarca değiştirilmiştir. Bu konuyla ilgili sayısız dava mahkemeden dönmüştür ve bunların devlete ciddi mali zararı olmuştur. Ve kimse bunun hesabını vermemiştir. Şube Müdürü ve okul müdür yardımcılarıyla ilgili atamalar hem genel davalarda hem de bireysel davalarda pek çok kez iptal edilmesine rağmen yargı kararları uygulanmamıştır. Son on yılda eğitim kurumları yönetici atama ile ilgili pek çok yönetmelik çıkarılmıştır. Tüm bunların yerine kalıcı, sürdürülebilir, liyakate dayalı, objektif bir sistem getirilerek mesleki yeterlilikler, performans ve başarı ön plana çıkarılmalıdır. Hani eğitim yöneticiliği profesyonel bir meslek haline getirilip kadro verilecekti?

Okul Eğitim Yöneticileri Nasıl Seçilmelidir?

Sonuç olarak, bu değişiklikle liyakat bir kez daha ayaklar altına alınmıştır. Mülakat torpile, niteliğin düşmesine, ileri de devlette yeni PARAlel kadrolaşmalara yol açar. Peki, bu kadar önemli olan okul müdür ve müdür yardımcıları nasıl seçilmelidir? Kesinlikle uzmanlık, eğitim düzeyi ve performans düzeyleri ön plana çıkmalıdır. Bir defa eğitim yöneticisi olacak kişiler eğitim yönetimi ile ilgili en az  zorunlu yüksek lisans yapmalıdırlar. Diğer taraftan en az 5 yıl öğretmenlik yapmış olma koşulu da aranmalıdır. Sınıfı, öğrenciyi ve okulu yeterince tanımayan biri okul eğitim yöneticiliğinin ruhunu anlayamaz. Eğitim yönetimi mastırı yapmış, 5 yıllık öğretmenlik deneyimi olan kişiler ilgili merkezi sınavı kazandıktan sonra yabancı dil, sosyal beceriler, teknoloji yetkinliği, iletişim becerileri ve pek çok alanı kapsayan ciddi bir mülakata tabi tutulmalıdırlar ve mülakat kayıtları kamerayla kayıt altına alınmalıdır. Bu sınavı kazanan ve 5 yıl okul müdür yardımcılığı yapmış olanlar da aynı süreçlerden geçerek okul müdürü olabilmelidirler. Tabi insanları okul eğitim yöneticiliklerine teşvik edebilmek için de okul müdür ve müdür yardımcılıklarının özlük haklarının ve maaşlarının cezbedici hale getirilmesi gerekmektedir. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi