İsmail Küçükkaya
Belediyelerde de Değişim
Bir genel başkan değişiminin estirdiği rüzgarı görüyorsunuz değil mi?
Ekip yenilenince, söylem değişince hakim duygunun nasıl farklılaştığını?
Son seçim yenilgisi öyle bir travma yarattı ki; CHP’de kurultay sonucu bir kesim üzerinde adeta tedavi edici oldu.
Henüz genel kitleden bahsedecek durumda değiliz. Öyle bir dip dalgadan söz etmiyorum. Bu bahsettiğim şu an için CHP seçmeni açısından geçerli. ‘Artık oy kullanmam’ diyen CHP seçmeni yeniden umutlandı, motive oldu. Sandığa gidecekler.
Bunu CHP’den geniş kitlelere yayabilmek için köy köy dolaşıp, kırsala gidip, ev ev vatandaşa ulaşmaları ve halkı değişime ikna etmeleri gerekiyor.
Ancak şunu söyleyebiliriz:
Özgür Özel ve ekibi açısından başlangıç iyi oldu.
Genel merkez odaklı, twitter endeksli muhalefet yerini eylemliliğe bırakacak gibi. Zaman içinde uygulamalara bakıp daha iyi anlayacağız.
Bilirsiniz… Uzun iktidarlar çürütür. Aynı şekilde uzun muhalefet de çürütüyor. Öyledir. Hani “güç yozlaştırır” derler ya öyle. Mutlak güç iktidarda da muhalefette de yozlaştırıyor. O nedenle tazelenme şart. Yenilenme kaçınılmaz.
Şimdi belediye seçimleri yaklaşıyor. Genel merkezdeki bu dönüşümün belediyelere de yansıması lazım. Adayları seçerken çok dikkatli olmalı. Sadece yeni adaylar için değil. Bilhassa uzun dönemdir görevde olan isimler için sıkı değerlendirme gerekiyor. Yeni seçilecek isimler kadrolarıyla, vizyonuyla ve kente bakışlarıyla yeni ufuklar açabilir. Ayrıca yeni isimler rekabeti getirir. Siyaseti zenginleştirir. Motivasyonu artırır. Düşünsenize 4/5 dönem milletvekili olanla 4/5 dönem belediye başkanı olan aynı şekilde körleşme yaşamaz mı? Motivasyonu azalmaz mı? Özgür Özel döneminde 3 dönemden fazladır başkan olanların yerine yeni isimler adaylaştırılmalı. Ayrıca büyükşehirlerde CHP’nin çok yüksek oy oranına ulaştığı ilçelere kadın adaylar düşünülmeli. Özellikle Ankara/İstanbul/İzmir…
Siyasete katılım kanalları böylece açılır. Kadın temsili artar. Gerçek gençleşme ve yenilenme böyle sağlanır. Belki tüzükte de dönem ve süre kısıtlayıcı maddeleri düşünülmeli. 3 dönem sınırlaması belediyelere de getirilebilir. ‘Efendim o isim olmazsa kazanamayız’ bu mazereti kabul edilemez. Kişilere endeksli teslim siyaseti kabul edilemez. 3 dönem çok mu başarılı oldu? Rotasyona tabi tutulsun, deneyiminden başka yerde yararlanılsın.
Belediyelerde 1. dönem için seçildi mi? Başarılıysa bir dönem daha. İdeali 2. dönem için de devam edilmesidir, zira işler bitmez projeler tamamlanmaz. En fazla 3 ama 4 dönem olmaz. 20 yıl aynı yerde belediye başkanlığı mı olur? O nedenle değişimse yerelde de değişim. Belediyeler halka en yakın politik örgütlenmelerdir. Vatandaşla yüz yüze iletişim imkanıdır. Hele içinde olduğumuz geçim zorlukları döneminde sosyal yardımlarla en kılcal damarlara kadar erişim demektir. Yeni CHP işte bunu düşünmeli ve bu fırsatı değerlendirmelidir.