Fikret Bila
Atatürk Türkiyesi mi, radikal İslamcı Türkiye mi?
Seçmen 14 Mayıs’ta şuna karar verecek:
İkinci Yüzyıl’da Atatürk’ün hedef gösterdiği gibi demokratik, laik, insan haklarına, kadın-erkek eşitliğine, çağdaş hukukun üstünlüğüne dayalı modern bir Türkiye mi istiyor yoksa Afganistan gibi, bazı Arap ülkeleri gibi şeriatla yönetilen, kadınların zorla kapatıldığı, çalışamadığı, evde köle gibi yaşadığı radikal İslamcı bir Türkiye mi istiyor?
AK Parti iktidarının siyasal İslamcı olduğu, özellikle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra daha açık bir şekilde görünür hale geldi. İktidar, bilim yerine hurafeleri temel alan bir politika izledi, izliyor. Devletin laik yapısını ve kadrolarını büyük ölçüde tasfiye etti, yerine siyasal İslamcı kadrolar yerleştirildi.
Bu kadro Türkiye’yi çok kötü yönetti. Ekonomiyi ağır bir krize soktu, işsizliği, enflasyonu zirveye taşıdı. Halkın çok büyük çoğunluğunu geçinemez hale getirdi. Yoksulluk ve yolsuzluk yaygınlaştı. Sadece iktidar, iktidar kadroları, iktidarı destekleyen şirketler, bizzat iktidarın kurduğu akraba ağırlıklı şirketler para kazandı, zenginliğine zenginlik kattı.
Şimdi bu sorunlar nedeniyle seçimi kaybedeceğini anlayan iktidar siyasal İslamcılığı biraz daha koyulaştırdı. HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin katılımıyla Cumhur İttifakı artık radikal bir ittifaka dönüştü.
İktidar seçimi yeniden kazanırsa HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi de iktidar olacak ve taleplerinin uygulamaya girmesini Parti’nin verdiği sözleri tutmasına isteyecekler.
Domuz bağı ile cinayetler işleyen, onları mezar evlere gömen, Diyarbakır eski Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı öldürmekten sorumlu tutulan, bu iddialarla yargılanan Hizbullah terör örgütünün avukatlığını yapan, genel idare kurulu üyeleri arasında Hizbullah davasında sanık olmuş isimlerin bulunduğu HÜDA PAR’ı, hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem MHP Lideri Devlet Bahçeli akladı. Terörle, Hizbullah’la ilgisi olmadıklarını beyan ettiler. Böylece Taliban’ın Afganistan’da kurduğu düzene yakın bir düzen kurulmasını savunan HÜDA PAR’ı kucakladılar. Arkasından da Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın kaldırılmasını isteyen Yeniden Refah Partisi’ni aralarına aldılar.
Türkiye Cumhuriyeti İkinci Yüzyılı’na girerken HÜDA PAR’ın gerçekleştirmek istediği hedefler neler?
Anayasanın ilk üç maddesinde sayılan Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerinin değiştirilmesi. Laikliğin kaldırılması, yerine şeriat düzeninin getirilmesi. Kadınla erkeğin eşit sayılmaması, kadının erkeğe tabi olması. Evde oturması, çocuk doğurması. Türk kadınının da Afganistan’da Taliban’ın kadınlar için uygun gördüğüne benzer şekilde yaşaması.
Türk üst kimliğinden ve Türk bayrağından rahatsız. Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağına “Türk bayrağı” denilmesine karşı. Böyle denildiğinde bayrağın diğer etnik grupları temsil etmediği görüşünde.
HÜDA PAR Türkiye’nin eyaletlere bölünmesini de istiyor. Özerk hatta bağımsız, şeriatla yönetilen bir Kürt devleti kurulmasından yana.
Hizbullah’ın savunduğu görüşlerle bir sorunu yok.
Yeniden Refah Partisi de kadın haklarının kısıtlanmasını istiyor. Devletin kadını korumasından rahatsız. 6284 sayılı Kadına Şiddetin Önlenmesi Yasası nedeniyle birçok babanın evini terk ettiğine işaret ediyor. Evini terk eden babaların gelip ailesini öldürdüğünü vurguluyor. “Bu yasa olmasaydı belki evden gitmeyecekti ve dönüp ailesini öldürmeyecekti” diye akıllara ziyan açıklamalar yapıyor. Bunun anlamı şu; baba evde karısını dövebilir, çocuklarını dövebilir, kadınlar bunu kabul etsinler, babaya evden uzaklaştırma cezası verilmesin!
Seçmen 14 Mayıs’ta Cumhur İttifakı’nı desteklerse bu görüşleri de iktidara taşımış olacak.
Millet İttifakı’nı desteklemesi halinde ise AK Parti’nin 20 yıldır tahrip ettiği demokrasiye, cumhuriyetin niteliklerine, kadın erkek eşitliğine, bilimsel eğitime, dengeli gelir dağılımına, düşük enflasyon ve yüksek büyümeye oy verecek. Türkiye’de demokrasinin ve cumhuriyetin yeniden demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerine göre inşa edilmesinin önünü açacak.
Halk seçimde Türkiye İkinci Yüzyılına girerken Atatürk cumhuriyeti ile radikal İslamcı bir Türkiye arasında tercih yapacak.