Vaşington’da Hamsi Şenliği

İlk cemre düştü.

Baharın habercisi cemreler; bir kar, bir güneşli günler derken en azından gözümüzü gönlümüzü ısıtmaya başlıyor.

Bu geçiş sürecinde Amerika Birleşik Devletleri siyasetinde tarihi bir döneme tanıklık ediyoruz.

***

Ancak bugün Virginia, Maryland eyaletlerinin Washington D.C metro bölgesiyle kesişen yerlerinden oluşan ve DMV adı verilen mıntıkada yaşayan Türklerin düzenlediği Hamsi Şenliği'nden bahsetmek istiyorum.

Burada Türklerin Amerikan’nın diğer yerlerindeki Türkler gibi çeşitli dernek üyelikleri, sosyal medya grupları, koroları bulunuyor.

Giderek genişleyen kalabalık WhatsApp gruplarını da eklemek lazım.

Bu grupların siyasi, kültürel ve çeşitli ilgi alanlarında alt grupları da mevcut.

Zaman zaman tartışma, fikir alışverişi ve yardımlaşma yapılmakta.

***

Bu gruplardan biri de Turks in DMV. Hamsi Şenliği organizasyonunu bu grubun kurucularından mesleği kuaför olan Yusuf Kenan Bulca ve arkadaşları yapmakta.

Biliyorsunuz kuaförlük Vaşington çevresinde Türklerin güçlü olduğu bir alan.

Başkanların ve First Ladylerin saçları dönem dönem Beyaz Saray çevresinde ve Georgetown’da salonları bulunan Türk kuaförlere emanetti.

***

5O yıldır başkentte yer alan Türk Derneği ATA-DC de Hamsi Şenliği etkinliğine destek veriyor.

Zira bu yılki hamsi etkinliğinin gelirleri ile DMV bölgesinde bulunan Atatürk Okulunun inşaat ve sınıf masrafları karşılanacak...

ATA-DC bir süredir McLean Lisesinde pazar günleri Türkçe eğitimi için sınıf kiralıyor. Ama yeni yerini satın alan dernek, okulu oraya taşıyacak ve dört adet sınıf yapılıyor.

Festivalden tüm bağışlar oranın renovasyonu için ve okul malzeme ihtiyaçları için kullanılacak.

***

Bu yıl 4.sü yapılan şenliğe ben ilk kez katılma şansı buldum.

Şenlik Kuzey Springfield’de bulunan Accotink Gölü'ndeki koruda yapılmakta. Burası 493 dönümlük alanda 55 dönümlük baraj gölün bulunduğu bir park.

Korunun üzeri kapalı çardağına yaklaşırken Türk Bayrağı karşılıyor gelenleri.

DMV Türk Müziği Topluluğu ve Zifiri Grubu’nun seslendirdiği Karadeniz Türküleri hepimizi duygulandırdı.

Gelen insanların yüzlerine baktığımda tanıdığım ve tanımadığım herkeste göçmenliğin izlerini görmek mümkün…

Düşündüm. Onlara Türkiye’de ne yetmedi de buradalar?

Nelere üzüldüklerini, isyan ettiklerini veya nasıl bir seçimle burada olduklarını düşündüm.

Akademisyen, müzisyen, terzi, eski bürokrat, memur, öğretmen, finansçı, işletmeci, öğrenci…

Hayatın her kesiminden Türkler.

Belki de Amerikan rüyasının hayali ile geldikleri bu ülkede şükür içinde olup olmadıklarını merak ettim.

***

Ekonomik fırsatlar, siyasi istikrarsızlık, eğitim ve sosyal ağlar açısından çeşitli rahatsızlıklar ile burada çoğu.

Belki içlerinden veya çocuklarının neslinden astronot Anousheh Ansari gibi; Paralimpik atlet ve girişimci Alejandro Albor; çığır açan bir tedaviye imza atan cerrah Ayub Khan Ommaya gibi; basketbolcu Dikembe Mutombo; yazar Edwidge Danticat; siyasetçi İlhan Omar gibi isimler çıkacak…

Evet kimisi hayatlarını geçindirecek daha iyi bir yaşam için burada. Ama bazılarımız burada da en az Türkiyedeki kadar direnerek ve mücadele etmesine rağmen zorlanıyor.

Böyle olsa dahi, tandığım bildiklerim üzerinden; en azından bir göçmen olarak bile olsa “daha eşit” bir ortamda olduklarına inandıklarını söyleyebilirim…

Kimi uyum sağlamakta zorlanıyor.

Nazik, cesur umutlu insanların hikayesi her zaman güzel biter umarım.

***

Hamsi sponsorlarına gelirsek; mutfak dolapçısından oto tamircisine, mermerciden mortgage danışmanlığına, hukuk firmasından restoranlara çeşitli küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak son dönemde yıldızı parlayan bir firma var. Baklavacı BakeLava ABD Başkenti çevresinde yüz akı oldu.

Uzun yıllar Karaköy Güllüoğlu'nda çalışan Abdullah Yeşil usta ve Mehmet Balkan’ın açtığı dükkan sadece su böreği ve baklava üretmekte.

Washington’da Kongre dahil çeşitli sahnelerde Türk yemek kültürü ile diplomasiyi birleştirerek çalışan “Turkish Coffe Lady” markası ile Amerikalılara Türk kahvesini tanıtan Gizem Şalcıgil White’dan sonra BakeLava’dan da atılım beklenebilir zira lezzet olarak ilk kez standardın yüzde yüz tuttuğunu söylemek mümkün.

Türkiye’de dönercilere operasyon sürerken bir baklavacıdan bahsederken bile insan çekiniyor.

Altından bir başkası çıkar mı, göründüğü gibi mi diye kırk kere düşünüp araştırmak gerekiyor.

İşte bahsettiğimiz siyasi istikrar tam da böyle bir şey.

TÜSİAD konusuna kadar uzar bu konu ama bugün konumuz hamsi.

"Onlar günahsız mı" diyenleri de duyuyorum.

Başka yazıya.

***

Birde şunu ekleyelim; Türklerin olduğu her yerde birliktelik ve mozaik hali var ama bir o kadar da bölünme var.

Çeşitli yeni organizasyonlar ve iş ağları, mevcut kurumlardan ayrılan bazı isimler ile yeni yolculuklara çıkıyor.

Örneğin DMV Türk Müziği Topluluğu, Türkiyedeki okullara müzik odası projesini hayata geçirmeye çalışan ve bu bölgede kurulan ilk müzik grubu olan Kırmızı Mikrofon’dan ayrılanların hayata geçirdiği bir grup.

Elbette çeşitlilik iyidir ancak birlikten de kuvvet doğar.

***

Başta dediğim gibi ABD’de tarihi bir siyasi döneme tanıklık ederken belki de bu dönemki Türkler bu kadar geniş burada bulunan son Türkler.

Trump 4 yıl sonra gider mi, düzenlemeyi değiştirmenin yollarını arar mı bilmek zor. Bir 4 sene daha onun zihniyetinin başta olması da mümkün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serra Karaçam Arşivi

Witkoff, İsrail ve İmamoğlu

23 Mart 2025 Pazar 16:17

Beyaz Saray’da ne oldu?

01 Mart 2025 Cumartesi 15:36

Cem Yılmaz ve Halk TV

25 Şubat 2025 Salı 09:29

Münih’te ABD-Avrupa ve Fidan

17 Şubat 2025 Pazartesi 06:33

USAID: Yardım mı talan mı?

10 Şubat 2025 Pazartesi 17:59

Panama'dan Gazze'ye: Trump'ın Son Teklifi

05 Şubat 2025 Çarşamba 19:51