TÜSİAD Yüksek Faiz Oranı Bekliyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek şeytanın bacağını kırdı ve 16 Haziran’da, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’ya açılan tüm kapıları yüzlerine kapadığı Türk Sanayici ve İş İnsanları
Derneği'nin (TÜSİAD) masasına oturdu.

Küçük bir hatırlatma; Erdoğan başbakanlığı döneminde gerçekleşen 2010 Anayasa referandumu
öncesi “Bitaraf olan bertaraf olur” dediğinde, TÜSİAD’dan beklediği desteği bulamamıştı.

Aynı dönem TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’di…

Erdoğan’ın “TÜSİAD bu Anayasa’yı beğenmiyorsa çıksın açıkça hayır desin, gerekçelerini de
söylesin. Diyemiyorsa da çıksın açıkça ben bu değişikliği destekliyorum desin. Bitaraf olan bertaraf olur”
sözleri; yalnızca TÜSİAD ile değil muhalif kesimlerle mesafelendiği “siyaset belgesi” olarak AKP’nin duvarında asılı duruyor.

Şimşek’in ziyaretiyle; AKP’li bakanlar, bürokratlar ile TÜSİAD arasında açılan uçurumun kapandığını mı
anlamamız gerekir?

An itibariyle TÜSİAD çevresinde bu yönde bir umut belirdi diye düşünenlerin sayısı az değil…

TÜSİAD’ın “akil adamlarıyla” kahvaltıda bir araya gelen Şimşek’in sözlerinden manşet çıkmadı.

Şimşek kahvaltıdan sonra bankacılar ile görüşmek üzere Sabancı Center’dan ayrılırken, iş insanları da
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısının yapılacağı salona geçti.

YİK’ten notlar kamuoyuyla paylaşıldı.

YİK Başkanı Tuncay Özilhan’ın sunumundan “Son 10 yılın en zor döneminden geçiyoruz” sözleri
başlığa çıkarken, Şimşek’in sabahki toplantısından çok da bilgi sızmadı.

Şimşek’in kahvaltısına katılan isimler, “Ya komünizm gelirse” korkusu ile 1971 yılında büyük
patronların kurduğu TÜSİAD’ın “piyasacı” ideolojisinin takipçileriydi.

O günden bugüne dayanıklı rekabete dayalı küresel akımlara uymaktan geri durmadılar.

Bir yandan Mısır’dan Güney Afrika’ya; Rusya’dan Romanya’ya doğrudan yatırımlara hız verirlerken
öbür yandan küresel sermaye dolaşımında da hatırı sayılır büyüklüklere ulaştılar.

Toplantıya katılanlar TÜSİAD yönetim kurulu üyeleri ile çerçevelenmedi.

Özilhan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın ev sahipliğini üstlendiği kahvaltıya,
TÜSİAD eski başkanlarından Arzuhan Doğan Yalçındağ ve TÜSİAD Yönetim ve İcra Kurulu Başkan
Yardımcısı Murat Özyeğin’in yanı sıra; Rahmi Koç, Bülent Eczacıbaşı, Güler Sabancı gibi Türk
sanayisinin köklü sanayici ailelerin ikinci kuşak temsilcileri ile eski Merkez Bankası (MB) Başkan Vekillerinden Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım ve eski MB Başkanı Yavuz Canevi’nin de aralarında olduğu “TÜSİAD Başkanlar Konseyi” üyeleri de katılmıştı.

Eski TÜSİAD başkanlardan Ömer Dinçkök, Ümit Boyner ve Cem Boyner kahvaltıda bulunmayan
isimlerdi.

Başkanlar Konseyi yılda 2 kez toplanıp, TÜSİAD’ın kurucu felsefesi doğrultusunda yönetim kurulu
faaliyetlerini değerlendirir.

Şimşek ile yapılan toplantıdan önce de bu toplantıların ilki gerçekleşmişti.

Şimşek’in TÜSİAD’a geleceğinden ziyaret tarihinden bir hafta önce haberdar olmuşlar.

TÜSİAD çevresinde söz konusu eski başkanların Şimşek’le kahvaltıya katılım konusunda “özellikle
katılmama gibi tercihlerinin olmadığı, “zamanlarının” uyuşmadığı ifade edilse de, aksi yönde yorumlar
yapmaya da müsait bir durumun ortaya çıktığı gerçeğini yok sayamayız.

Kahvaltıdan izlenimlere gelince…

TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç ekonomi sunumunu yaparken, toplantıya “tek başına
katılan Şimşek not almakla yetinmiş.

Kahvaltıya katılan bir iş insanı “aynı dili konuşanların” bir araya geldiği ileri sürüyor.

TÜSİAD cephesi Şimşek’e “bankacılık ve piyasa düzenlemelerine devlet müdahalesinden, krediye
erişim güçlüğünden”
yakınmış; Avrupa Birliği (AB) müzakerelerine dönüş beklentilerini dile getirmiş.

“Her şeyin farkında, bizden öğreneceği bir şey yoktu” yorumu yapan bir diğer katılımcı, Şimşek’in
yaklaşan yerel seçimlerden dolayı ihtiyatlı davranacağı izlenimi almış.

Şimşek daha çok “dinlemede kaldığı” toplantıda, “bir şeyi düzeltirken, başka bir şeyi bozmama”
kaygısını hissettirmiş.

Patronlar “Ekip kuracağım, kısa ve orta vadeli ekonomi programını açıklayacağım” diyen Şimşek’e
zaman tanıyacak görünüyor.

Mali piyasalar, faiz- kredi-teşvik politikası, özelleştirme rotası gibi bekledikleri kararlar için sabırlı
davranmayı seçiyorlar.

Fazla değil, 22 Haziran Perşembe günü açıklanacak faiz oranı Şimşek’in “rasyonel ekonomiye
döneceğiz”
mesajının Erdoğan katında ne ölçüde kabul gördüğünü ortaya koyacak.

Şimdiden havaya girmişler, radikal bir faiz artışı bekliyorlar.

İhtiyatlı davranacağı izlenimi veren Şimşek’in “yatırım-ihracat-istihdam” dengelerini alt üst edecek
bir karar alacağını sanmam.

Seçimlere gidilirken; yatırımların durması, ekonominin küçülmesi ve kapıda işsiz ordusunun birikmesi
hiçbir iktidarın işine gelmez.

İktidarın halka dönüp “Aynı gemideyiz” diyecek yüzü de olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serpil Yılmaz Arşivi