Barış Soydan
Türkiye’ye 3-5 milyar dolar vermek için başka ne talep ediyorlar?
İktidarın dolardaki tırmanışı durdurabilmek için can havliyle uygulamaya koyduğu kur korumalı hesaplara ödemeler nasıl yapılacak? “Bilmiyor musun? Hazine, döviz getirisiyle faiz getirisi arasındaki farkı bankalara nakit ödeyecek, onlar da hesap sahiplerine aktaracak” diyenler olabilir. Acaba?
Dün Hazine’nin bankalara ödemeyi sadece TL ile değil tahville de yapmak istediği ortaya çıktı. İktidar partisi tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan kanun teklifi, bankalara nakdin yanında tahville de ödemenin yolunu açıyor.
Bu ne demek? Şu demek: Hazine ve Maliye, kur garantili hesaplarda oluşabilecek çok yüksek maliyete nakit bakımından hazırlıksız yakalandı. Bu duruma karşı önlem almaya çalışıyor.
Nereden bakarsanız, kötü yöneticilik örneği. 100 milyar TL’den fazla ödemeyi gerektirebilecek, devletin sırtına devasa bir yük bindirecek bir ürünün hiçbir hazırlık yapılmadan, apar topar raftan indirildiğinin ispatı…
Peki bankalar, Hazine’nin kendilerine vereceği tahvili ne yapacak? Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan’a göre Banka’ya satacaklar. Merkez Bankası da para basıp onlara verecek.
Yani sadece Hazine’nin kasasında yeteri kadar para olmadığı kabul edilmiyor, aynı zamanda para basmanın da yolu açılıyor. Bu da olursa tam anlamıyla 1990’lara dönmüş olacağız. Kasada para yoksa yetiş ya Merkez Bankası…
Oysa bunu, yani Merkez Bankası’nın iktidarın darphanesi gibi kullanılmasını engellemek için 2001 Krizi’nden sonra düzenleme yapılmış, Hazine'nin Banka’dan kredi kullanması yasaklanmıştı. İktidarın 1990’larda Merkez Bankası’nı ATM gibi kullanmasının hiper enflasyona yol açtığı ortaya çıkmıştı çünkü.
Günlerdir enflasyonun yüzde 36’ya yükselmesini tartışıp duruyoruz. Meclis’e sunulan yasa teklifi çok daha kötüsünün kapıda olduğunu gösteriyor.
Merkez Bankası Kanunu’nun değiştirilmesini kim istedi?
Meclis’te yasalaşmayı bekleyen ilginç bir teklif daha var. Merkez Bankası Kanunu’na şu madde eklenmek isteniyor: “Banka nezdinde bulunan yabancı ülke merkez bankalarına ait para, alacak, mal, hak ve varlıklar haczedilemez, üzerlerine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulamaz.”
Bu da nereden çıktı? Çok büyük olasılıkla, Türkiye’nin Swap (Para takası) anlaşması yapabilmek için kapısını aşındırdığı Arap ülkelerinden.
Merkez Bankası’nı iyi tanıyan bir kaynağım, “Normalde Merkez Bankası için böyle bir talep çok garip” diyerek yasaya bu maddenin eklenmesi isteğinin “karşı taraftan”, yani Swap görüşmelerinin sürdürüldüğü ülkelerden birinden geldiğini tahmin ediyor.
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan da dün Halktv’de birlikte katıldığımız yayında, Arap ülkelerinde iş yapan Türk şirketleriyle devletler arasında ödemeler konusunda ihtilaflar yaşanabildiğini, alacağını tahsil edemeyen firmaların Türkiye’de dava açıp ilgili ülkenin parasını haczetmesine karşı önlem alınmak istenmiş olabileceğini söyledi.
Sahi Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere çeşitli ülkelerle sürdürüldüğü söylenen Swap anlaşması görüşmeleri ne oldu? Reuters’a bilgi veren iktidar yetkilileri, yılbaşından önce anlaşmalardan birinin büyük olasılıkla sonuçlandırılacağını söylemişlerdi. 2021 bitti, 2022’ye girdik. Nerede kaldı Swap’lar?
Türkiye’ye 3-5 milyar dolar vermek için başka ne talep ediyorlar acaba?