İsmail Küçükkaya

İsmail Küçükkaya

Türkiye Yüzyılında

Cumhuriyetimiz 100 yaşını doldurdu.

Büyük bir başarıdır. Bu coğrafyada sağ ve salim bir asrı devirmek; bizleri vatansız bırakmadan azımsanmayacak bir olay. Gurur duymalıyız.

Kurucu atalarımıza minnet duyalım.

Genç Cumhuriyet 2. yüzyıla girdi. Şimdi yapmamız gerekenler var: Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak, adaleti tesis etmek, refahı toplumsal tabana yaymak.

Dünyanın en güçlü ülkelerinden, en büyük ekonomilerinden birisi olabilir miyiz?

Dünyanın en gelişmiş demokrasilerinden biri haline gelebilecek miyiz?

Biraz vizyon konuşmalıyız değil mi?

Gelecek tasavvuru…

Ufuk açıcı bir bakış açısı…

Hayal kurmalıyız artık. Hedeflerimiz olmalı.

Nicedir kısır çekişmelerle debelenip duruyoruz.

Boş tartışmalarla oyalanıyoruz.

Gücümüzü boşa harcıyoruz. Bu en çok iktidarın işine geliyor. Böyle böyle toplumu gerçek gündemden uzaklaştırıp hamasetle seçim kazanıyorlar. Her seçim dönemi bir yapay gündem, bir suni kriz…

Oysa bir zamanlar bu ülkede reform konuşuluyordu. Bir AB vizyonu vardı.

Şimdi bıraktım uzun ufuklu bakış açısını, halkın gündelik sorunları da konuşulmuyor. Ekonomi tartışılmıyor. Emekli gündemde değil, köylü ve üreticinin sesi duyulmuyor. İktidar, kontrolündeki medyayı ve sosyal medyayı bu amaçla çok etkin kullanıyor. Muhalefet bu etkiyi ancak yurt sathında ev ev dolaşarak, köy köy, ilçe ilçe yüz yüze iletişimle kırabilir. Özgür Özel döneminin CHP’sinden beklenen budur.

“Orta gelir tuzağından” çıkamadığımız gibi geriye gitmeye başladık. Zira “orta demokrasi tuzağına” da kapılıp dünya liginde geriye düştük. Hiç düşünüyor musunuz? ŞU AN DÜNYADA ACABA NASIL ALGILANIYORUZ? Yıldız ülkeydik, model olarak gösteriliyorduk? Acaba trend neden tersine döndü?

Türkiye böylesine genç bir nüfusla, dinamik iş dünyasıyla, büyük potansiyeli ile ‘sadece günü kurtararak’ yola devam edemez. Toplum ne zamandır siyasetin önünde. Sırtında böyle bir hantal siyasi yapıyı uzun süre taşımaz. İş ve mesele bu yenilenmeye, bu değişime kimin öncülük edeceğidir. Tek bir kişiyle sınırlı değil söylemek istediğim hatta bir kadro ile ilgili bile değil. Bu öylesine büyük bir ihtiyaç ve talep ki; yakında göreceksiniz tüm siyasi yapılar bundan etkilenecek. Esasen uzun zamandır bu sürecin içindeyiz: SİYASET TOPYEKÜN DEĞİŞECEK.

Yeni liderler, genç kadrolar, güçlü kadınlar göreceğiz. İşte o zaman ‘Türkiye Yüzyılı’ başlayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Küçükkaya Arşivi