Serra Karaçam
Trump: Türkiye için risk mi fırsat mı?
Donald Trump’ın savaşları bitireceğine inanarak oy verenler Ocak ayında gerçekleşecek yemin töreni ardından yeni başkanın icraatlarını görmeyi bekliyor.
Cumartesi İsrail Beyrutta bir binaya hava saldırısı düzenledi. Bugünse İsrail ve Luban’ın ateşkes konusunda anlaşmaya yaklaştığı haberi geldi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby ateşkes için görüşmelerin yapıcı ilerlediğini pozitif yönde ilerlediğini ifade etti.
Kirby ateşkesin süresi, güvenlik garantisinde ABD'nin rolü gibi konulara girmekten ısrarla kaçındı.
***
Trump’ın Netanyahu’ya 60 gün süre verdiği-vereceği bilinmekteydi. Bununla beraber Trump İsrail'e silah ambargosu konusunda da ilk gün aksiyon alacağını da ifade etti.
Yeni dönemde Hizbullah’ın gücünün azaltılarak Lübnan ordusuna ağırlık verilmesi bekleniyor.
Ve herkes Trump'ın Filistin kökenli Amerikalıların oyunu da alarak göreve geldiğini çok iyi bilmekte…
ABD Temsilciler Meclisi ise geçtiğimiz Perşembe, Hazine Bakanlığına terörizmi desteklediğini düşündüğü herhangi bir kâr amacı gütmeyen kuruluşun vergi muafiyet statüsünü kaldırma yetkisi verecek bir tasarıyı kabul etti.
Tasarı için 15 Demokrat olumlu ve bir Cumhuriyetçi olumsuz oy kullandı.
Senato bu yılın başlarında benzer bir taslağı oybirliğiyle onaylamıştı. Bu versiyona şimdiki mevcut Senato onay vermeyebilir ama gelecek dönem Cumhuriyetçi ağırlıklı Senato'da onaylanması mümkün.
Filistin'in yeniden yapılanmasında fonun siyasetçilerin cebine mi gideceği yoksa bölgeye mi harcanacağı da yeni bir sınav.
İsrail tek kuruş vermeyeceğini söylemişti. Bakalım Amerikalılar yeniden yapılanmayı ödemeye razı olacak mı.
***
Trump eski Arkansas valisi Baptist din adamı Mike Huckabee’yi İsrail Büyükelçisi olarak aday gösterdi. Huckabee politika oluşturmaktan ziyade politikaları uygulayacağını vurguladı.
Huckabee 2017'de Batı Şeria'daki en büyük İsrail yerleşimlerinden birindeki temel atma töreninden sonra bir basın toplantısında şunları söyledi:
“ 'Yerleşim' diye bir şey yoktur. Onlar topluluklardır, mahallelerdir, şehirlerdir."
"İşgal diye bir şey yoktur."
Ertesi yıl da Batı Şeria için "Judea ve Samaria” isimlerini kullanarak buraların İsrail'e ait olduğunu yeniledi.
***
Trump için Ortadoğu'daki İsrail-Filistin krizi dışında en önemli konu Ukrayna.
Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin'i durmaya ikna etmesi gerekiyor.
Rusya'nın işgal ettiği topraklar için ‘buralar benim” demesi yani işgal yönetimi; BM anlaşmaları kapsamında kabul edilemez.
Ancak bir “geçiş" süreci yaşanır. Rus kontrolüne geçmiş bölgelerde birkaç sene sonra bir oylama yapılabilir...
Bu süreçte barış misyonunda tecrübeli Avrupa ordusu bölgede güvenliği sağlamaktan sorumlu olabilir.
İşte böyle bir ortamda Rusya'nın güvenebileceği bölgesel bir diğer güç olarak Türkiye öne çıkabilir…
***
Washington Post’a göre "Ukraynalı yetkililer Trump'ın savaşta daha kararlı olacağı konusunda ihtiyatlı bir iyimserliğe sahip."
"Ukrayna, Trump'ı bunun bir yardım davası değil, ABD'yi zenginleştirecek ve güvence altına alacak uygun maliyetli ve jeostratejik bir fırsat olduğuna ikna etmek istiyor."
Peki Ukrayna mevcut durumunda ABD şirketleri için nasıl karlı fırsatlar barındırabilir? Trump savaşın Ukrayna lehine bir statüko ile bitmesinin ABD çıkarına olacağına nasıl inanacak?
Kendisi daha önce canlı televizyon tartışmasında "savaşı Ukrayna'nın kazanmasını istiyor musunuz" sorusuna "savaşın bitmesi Amerikanın çıkarına" cevabını vermişti .
Amerikan medyasında Ukraynada görev yapan gazetecilere göre, ülkedeki atmosfer Trump’ın aslında ilk döneminde nasıl da Javelin füzeleri sattığını hatırlamaya dönmüş durumda.
Ancak Trump Putin ile anlaşamazsa dünyayı belkide nükleer bir savaş bekliyor...
Ve bu; geri dönüşün mümkün olmadığı bir nokta.
1. ve 2. Dünya Savaşlarını aşan bir kaos...
Pentagon'da bugün gerçekleşen toplantıda basın mensuplarına kararları Dışişleri ve Beyaz Saray’ın verdiği hatırlatıldı.
Ancak Pentagon'un her senaryo için hazırlık yaptığına emin olabiliriz.
***
Trump döneminde Türk-Amerikan ilişkilerine dair beklentiler hem düşünce kuruluşları hem üniversitelerin gündeminde.
Assembly of Turkish American Associations (ATAA) da bu kapsamda bir konferans gerçekleştiriyor.
Center for American Progress’den (Amerikan İlerleme Merkezi) Alan Makovsky, Atlantik Council’den Rich Outzen, ABD Alman Marshall Fonu Türkiye direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Lincoln McCurdy moderatörlüğünde buluşuyor.
Makovsky Washington'da Türkiye ile ilgili en iyi uzman olarak tanınmakta. Gelişmeleri en ince ayrıntısına kadar izliyor…
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş ısrarı ve Türkiye'nin Hamas söyleminin altını çizmesi Türk hükümeti için olumsuz göstergeler...
Son makalesinde yeni yönetimin "Erdoğan ile diyaloğu açık tutması gerektiğini", Erdoğan'ın hem ideolog hem pragmatist olduğunu ve ABD başkanına erişiminin onun için önemli olduğunu yazdı:
"Türkiye, elbette, Erdoğan'dan daha fazlasıdır. O ve partisi 2028'e kadar gitmiş olabilir, yerini laik ve daha Batı yanlısı muhalefet alabilir. Washington potansiyel dostlarını yabancılaştırmamalı, aynı zamanda günümüzün gerçekleriyle de başa çıkmalıdır.” ifadeleri ile yeni yönetimin Erdoğan ile çalışması gerektiğini ortaya koydu...
Trump'ın Ukrayna'daki savaşı sona erdirme önceliğinin Erdoğan için önemli bir fırsat yarattığına inandığını da beyan etti.
Makovsky’ye göre Biden yönetimi Türkiye'deki insan hakları konulara değinmedi... Türkiye de ABD’nin YPG ortaklığı konusuna ağırlık vermedi. Zira Türkiye'de ekonomik endişeler öncelikliydi. ABD Türkiye için büyük bir verimli pazar halini aldı...
***
Özetle Ukrayna’da gidişat ne olursa olsun Türkiye'nin rolü önemli olacak.
Ancak Türkiye'nin S-400leri, ABD’nin YPG ortaklığı hala masadaki önemli konular arasında.
Suriye’de özerk bir yapıyı Esad kabul ederse, Türkiye'ye nasıl bir güvence verileceği, ABD askeri varlığının geleceği önemli başlıklar arasında.
Rusya'nın yanısıra İran’ın da mevcut düzendeki rolü, Arap yarımadasında İbrahim Anlaşmaları ile başlayan sürecin alacağı şekil de diğer önemli hususlar.
Türkiye masadaki gücünü Filistin lehine de kullanırken İsrail'in de düşmanı olmadığını anlatmak durumunda. Geçtiğimiz hafta rehine görüşmeleri kapsamında Türkiye'ye gelen İsrail Güvenlik Ajansı Chin Bet şefi Rönen Bar'ın ziyareti de denlemdeki yerini ortaya koyuyor. Aksi halde Amerika’da İsrail yanlısı lobilerin sektesine uğrayacaktır. Zira savaş suçları ve insan hakları konusunda ICC kararını destekleyen Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına mesafesi gündeme gelebilir.
***
Trump’ın ülkedeki sosyal sağlık kurumu başına önerdiği Doktor Mehmet Öz Türk-Amerikan ilişkilerinin şekillenmesinde etkin olacak diye bir beklenti var. Ancak hocanın alanı Amerikalılar için çok önemli ve büyük bir alan. Kendisi alanında yoğun olacaktır.