
Şahin Aybek
Mesleki ve teknik eğitim yeniden düzenlenmelidir...
“Eğitim düzenimiz, Temel Eğitim Yasasının tanımladığı amaç, hedef ve niteliklerden önemli ölçüde sapmalar yaşamış, iyi insan, iyi yurttaş ve iyi meslek adamı yetiştirme hedeflerine ulaşmakta yetersizleşmişdir.”
“Toplumumuzun çağdaş birey ve yurttaş niteliklerine yeterince ulaştırılamadığı açıktır.
Bu durum köklü bir değişim gereksinimine yol açmaktadır. Özellik ve öncelikle de hem iyi insan, hem iyi yurttaş, hem de nitelikli iyi meslek insanı yetiştirmeyi sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmelidir.”
Eğitimci/sendikacı Feyzi Coşkun ile mesleki ve teknik eğitimi konuştuk.
Türkiye'de Mesleki ve Teknik Eğitimin güncel yapısı ve işleyişini özetleyebilir misiniz?
Elbette! Türkiye'de Mesleki ve Teknik Eğitim (MTE), ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyinde sunulmaktadır ve özellikle istihdama yönelik becerilerin kazandırılması amacıyla yapılandırılmıştır. İşte güncel yapısı ve işleyişine dair özet bir bilgi:
1.Ortaöğretim Düzeyinde Mesleki ve Teknik Eğitim
Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri (MTAL), Çok Programlı Anadolu Liseleri, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve özel mesleki liseler tarafından sunulmaktadır.
Temel Özellikler:
Öğrenciler, 9. sınıftan sonra alan ve dal seçimi yaparak mesleki eğitim alırlar. Eğitim süresi genellikle 4 yıldır (bazı durumlarda hazırlık sınıfı olabilir).Alanlar örneğin: Elektrik-Elektronik, Bilişim Teknolojileri, Makine Teknolojisi, Gıda Teknolojisi, Sağlık Hizmetleri vb.
MESEM modeliyle, öğrenciler haftada bir gün okulda, dört gün iş yerinde uygulamalı eğitim alırlar. Bu model 2022’de daha etkin hale getirilmiştir.
Öğrencilere hem lise diploması hem de ustalık belgesi/kalfalık belgesi kazandırılır.
İş Birlikleri:
Sektörle yapılan iş birlikleri (OSB’lerde kurulan meslek liseleri, TOBB ve özel sektör destekli okullar) yaygınlaşmaktadır.
Protokollerle işletmeler, okullara donanım desteği ve staj imkânı sunmaktadır.
2. Yükseköğretim Düzeyinde Mesleki Eğitim
Bu düzeyde mesleki ve teknik eğitim, meslek yüksekokulları (MYO) ve teknoloji fakülteleri tarafından verilir.
Temel Özellikler:
MYO’larda eğitim süresi 2 yıldır (önlisans).
Teknik ve mesleki alanlarda uygulamalı eğitim ön plandadır.
Bazı MYO programları, "İş Yeri Eğitimi" dersi ile staj ve iş başı deneyimi sunar.
Mezunlar DGS ile lisans programlarına geçiş yapabilir.
3. Güncel Gelişmeler ve Reformlar
2020 sonrası: MESEM ve sektörle entegrasyon/uyum çalışmaları hız kazandı.
2022-2023: Mesleki eğitim merkezlerine kayıt olan öğrenci sayısı arttı. Bu öğrenciler devlet tarafından destekleniyor (asgari ücretin %30’u maaş).
İş gücü piyasasına uyum: MTE’de müfredatlar sektör ihtiyaçlarına göre güncelleniyor.
İhracat yapan meslek liseleri: Bazı MTAL'ler üretim yaparak gelir elde ediyor (örnek: Gaziantep, İstanbul gibi illerdeki okullar).
Mesleki eğitim alanının başlıca sorunları nelerdir?
Algı sorunu: Meslek liseleri genellikle “başarısız öğrencilerin tercihi” olarak görülüyor.
Donanım ve öğretmen yetersizlikleri bazı bölgelerde hala mevcut.
Mezunların iş bulma oranı ve nitelikli istihdam sorunu da önemli başlıklar arasında.
Genel Eğitim Mesleki Eğitimle neden bütünleştirilmelidir?
Toplumsal yaşamın ilişkilerini ve işleyişini belirleyen temel etken, insan ve toplumun hizmet ve mal gereksinimlerinin üretilmesini sağlayan mesleklerdir. Bu durumda eğitimin temel hedeflerinden birisi de insana mesleksel nitelik kazandırmaktır. Bu nedenle Temel Eğitim Yasası, eğitimin temel hedeflerini iyi insan, iyi yurttaş ve iyi meslek insanı yetiştirmek olarak belirlemiştir.
Bu gerçeği gözönünde tutarak, eğitimin her basamağının çocuğu bir mesleksel donanıma hazırlık işlevi görmesi sağlanmalıdır.
Genel eğitim, mesleki eğitim ayrımı hem gereksiz, hem de yersizdir.
Söz ettiğiniz bütünleşme nasıl sağlanabilir?
İlköğretim ve ortaöğretim aşamasının temel hedefi, iyi insan, iyi yurttaş ve iyi meslek insanı yetiştirmenin temel bilgi, beceri ve davranışlarla, doğru düşünme kazanımları sağlamakla sınırlı olmalıdır.
İlkokul aşamasında(5 yıl), Türkçe, matematik, Fen Bilgileri, Sosyal Bilgiler, bedeneğitimi, müzik, resimle sınırlı bir program uygulanmalı.
Ortaokul ve lise aşamasındaysa, tüm okullara, bu ortak temel ve zorunlu derslerin yanısıra, tümüyle öğrencinin ilgi, istek, yetenek ve beceri alanlarını tanımaya yönelik sınama dersleri konulmalıdır.
Bu dersler, mesleki eğitime hazırlama ve yöneltme amacına yönelik bir bölümü zorunlu, büyük çoğunluğu seçmeli derslerden oluşmalıdır.
Zorunlu olanlar; ev, aile ve işyerlerinde günlük yaşam gereklerini sürdürmeyi kolaylaştıran bilgi ve beceriler kazandıran zorunlu dersler olmalıdır. Örneğin,
- Ev ve mutfak araç-gereçlerinin kullanım, bakım ve onarımlarını öğretme amaçlı dersler,
- Ütü yapma, sigorta, ampul, musluk, takma sökme, tesisat bakım onarımı... yapabilme becerileri kazandıran dersler,
- Yemek yapma, ocak-fırın kullanma, mutfak alış-verişi yapma... gibi temel beslenme becerileri,
Seçmeli olanlarsa, birey ve toplum yaşamında mal ve hizmet üretimine yönelik meslekleri tanıma ve deneme dersleri(Büro yönetimi, üretim ve onarım atölyeleri, fabrikalar, küçük esnaf ve zanaat dükkanları...
Mesleksel tanıma ve deneme alanları olarak kullanılabilmelidir.
Öncelik kamu işyeri ve büroları olmak üzere, yeterlilik ve uygunluklarına karar verilen özel işyerleri, mesleki eğitimin uzantıları/eklentileri, tanıma ve deneme alanları olarak kullanılabilmelidir.
Okul-İşyeri ilişkileri bu gereksinimi karşılayacak biçimde düzenlenmelidir.
Öğretmenler, öğrencilerin okul-derslik etkinliklerinin yanısıra, işyerleri ve bürolarda uygulanacak mesleksel tanıma-sınama-deneme etkinliklerinde de gözetim, denetim, yönlendirme sorumluluğu da üstlenmelidirler.
Bu eğitim süreci, sabahları okul-derslik içi kuramsal etkinlikler, öğleden sonraları da okul-derslik dışı mesleksel etkinlikler biçiminde düzenlenip programlanabilir.
Mesleksel alanla ilgili derslerin uygulama program ve süreleri, mesleksel nitelikler gözönüne alınarak değişebilmelidir. Bazı dersler için bir aylık, bir yarıyıllık, bir yıllık gibi program ve uygulama süreleri öngörülebilir.
6. Sınıftan 12. sınıfa kadar tüm mesleksel tanıma, sınama ve deneme dersleri uygulanması, çocuğun kendi ilgi, istek, yetenek ve becerilerini tanımasını, bilinçli biçimde geleceğini tasarlama ve meslek seçimine yönelmesini sağlamaya yetecektir.
Bu süreç aileleri de rahatlatacaktır.
Bu önerilerden anlaşıldığı kadarıyla ilk ve Ortaöğretim aşamasında olmayacağına göre, Mesleki ve Teknik eğitim ne zaman, nasıl gerçekleşecektir?
Evet, ilk ve ortaöğretim aşaması, meslekleri tanıma, çocukların kendilerini sınama ve denemeleri ile sınırlı zorunlu ve seçmeli derslerden oluşacak. Böylece, kendi ilgi, istek ve yeteneklerini de tanıyacaklar.
Ortaöğretim bittiğinde, 18 yaşına da geldiklerinden, kendi geleceklerine ilişkin olarak bağımsız ve bilinçli karar verebileceklerdir.
Çocuk Hakları Sözleşmesinin “18 yaşından küçükler çocuktur.” Tanımına göre, bu yaşı aştıklarından artık yetişkindirler.
Meslek seçip yönelirken, elbette, anne babaların, öğretmenlerin ya da başka yetkin kişilerin görüş ve önerilerini alabilirler. Ancak, son kararı kendileri verecek kadar bilinçlidirler artık.
Bu nedenle doğrudan mesleksel temel bilgi ve beceriler edinme, seçilen mesleğin donanımını kazanma süreci meslek yüksek okulları olacaktır.
Bu okullarda eğitim süresi, öğrenilecek mesleğin gereklerine göre, 1-8 yarıyıl arasında değişebilecektir. Çünkü kimi meslekler için 1 yarıyıl yetebilecekken, kimileri için 8 yarıyıl gerekebilecektir.
Ancak her durumda, OECD’nin ve Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun tanımladığı mesleki yeterlilikler gözetilmeli, o yeterliliklerin kazandırılması hedeflenmelidir.
Bu aşamada, kuramsal bilgi dersleri orta öğretim aşamasında tamamlandığından, tüm eğitim öğrenim süreci yalnızca meslek dersleriyle sınırlanacak, ara eleman nitelikleri tam kazandırılabilecektir.
Bu değişim süreci, eğitimin düzenleyicisi olan kamuya, ne gibi yeni düzenlemeler yapılması yükümlülükleri getirebilir?
Öncelikle tüm ortaöğretimde ki ortaokul ve lise çeşitliliği sona erecek, yerine tümü ortak nitelikli okullara dönüştürülecektir.
Bu okullar aşamasında, iyi insan, iyi yurttaş yetiştirme ve sağlıklı bir meslek seçimine hazırlamakla yetinilecektir.
Yüksek öğretimde üniversite ve yüksek öğretim ayrımı yeniden yapılacak, köklü ve donanımı yeterli ve sınırlı sayıda yüksek öğretim kurumları üniversite olarak, araştırma-geliştirme ve bilim insanı yetiştirmekle sınırlanacaktır.
Tüm mesleki teknik Anadolu liseleri, gerekli araç-gereç ve öğretim elemanı donanımına kavuşturularak, meslek yüksek okuluna dönüştürülecek, gerekirse yenileri açılacaktır.
Zaten mesleki-teknik liselerin donanımı oldukça gelişmiştir. Öğretmenlerinin %30’dan fazlası lisansüstü eğitim alanlardan oluşmaktadır. Kısa süreli lisans üstü eğitim düzenlemesiyle, geri kalan meslek lesesi öğretmenleri de yetiştirilecek, öğretim elemanı sorunu da çözülebilir.
Var olan meslek yüksek okullarıyla birlikte, bu yeniden yapılanma, üniversite sınavı gereğini de ortadan kaldırabilir, tüm orta öğretimi bitiren gençlerin istedikleri meslek yüksek öğrenim alanına geçişlerine ortam ve olanak yaratabilir.
Üniversiteye giriş ise, daha gerçekçi sayıda gencin daha uygun sınavla seçilebileceği bir sürece dönüştürülebilecektir.
Bu dönüşüm elbette, kamuya yeterli kaynak ve olanak kullanımı yükü getirecektir. Bu sorun, bütçeleme anlayışının eğitime gerekli önem ve önceliği veren bir biçimde değişmesiyle çözülebilir.
Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...