Mağduriyet de 'Geççek', YÖK de 'Gitçek'

Millet İttifakı, 12 Şubat'ta verdiği 'uzlaşı ve umut' fotoğrafını bir hafta sonra 22 sayfalık Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metnini açıklayarak taçlandıracak.
Altı partinin hukuk kurmayları 28 Şubat’a kadar her akşam toplanacak ve organizasyon için çalışmaya devam edecek. Açıklanacak olan 22 sayfalık metin duvara Türkiye'nin yeni dönemine ilişkin çerçevesi olarak da asılabilecek.
Ve o gün, seçilen tarih anlamını bulacak... Her biri aynı zamanda postmodern darbenin birer mağduru olan liderler travmanın tarihten silinmesi için de bir adım atacak ve ülkeyi nasıl yöneteceklerini anlatacak.
***
CHP Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, mevzuatın 12 Eylül darbe hukukundan arındırılacağını söylüyor, "12 Eylül Anayasası zayıflatılmış bir sistemdi" diyor; baraj yüzde 3 olarak düşünülüyor..
Türkiye'de herkes sorunun temelini biliyor. Ekonomistler, tek adam rejimiyle krizden çıkmanın mümkün olmadığını anlatıyor...
Liyakatsizlik diz boyu... İktidarın muktedirleri, 'birkaç iyi adam'ına birçok işi uygun görüyor, üçer beşer maaşla yeteneklerini ödüle boğuveriyor...
Baro başkanları savcıların dosya kaçırdığını iddia ediyor örneğin... Hakyolcular, Menzilciler, şucular bucular gibi isimlerle adaletin terazisi bozuluyor.
İşini yapmaya çalışan gazeteciler hapsi boyluyor, tv kanallarına ceza üstüne ceza kesiliyor... Gerçekler kelepçeleniyor, iktidarın TÜİK benzeri kurumlarının kapısına zincir vuruluyor.
Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde hocalar bir yılı aşkındır rektöre sırtını dönüp eylem yapıyor, ama maalesef hiçbir şey değişmiyor...
Yazısı beğenilmeyen gazeteci öldürülüyor, ama haber medyada maalesef küçücük yer buluyor..
Sezen'in bile dilini kesmeye kalkılıyor; işte bu noktada her kuşun eti yenmiyor...
Sonra Tarkan çıkıyor, "geççek" diyor, yurttaş dansa kalkıyor...
Öyle bir temel atıldı ki, bu ülkede bağırmadan, hakaret etmeden, çözüm odaklı siyaset yapılabileceğini de gösterdi, üstüne ölü toprağı serpilmiş millet, şöyle bir silkindi..
***
Türkiye, yeni döneme hazırlanıyor: Otoriter sistem son bulacak.
Hesap veren bir yürütme olacak.
Gelenin gideni arattığı memlekette, giden de aranmayacak...
İdeal olan kazanacak...
Meclis, yani bizlerin iradesi her şeyin üstünde olacak.
Yeni hükümetin kurulması güvence altına alınmadan, mevcut hükümet düşürülemeyecek.
Sistemde bunun adı da 'Yapıcı Kurucu Güvensizlik Oyu' olacak ve böylece hükümet istikrarı
sağlanacak.
Mülakat kaldırılacak...
En önemlisi yılların tartışması son bulacak: "YÖK gitçek!"
Katılımcı, etkin, denetleyebilen bir yasama, hesap veren şeffaf bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı yeniden hayat bulacak...
Sezen diyor ya: "Sesim, sazım, sözüm var benim, ben derken ben herkesim..." Belki de yeni dönemde biz de bir şarkı yazacağız: "Hakkım, hukukum var benim, eşitim... Ben derken ben herkesim" diye!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İpek Özbey Arşivi