Enerji fiyatlarına neden en çok Türkiye’de zam geliyor?

Güne yine fahiş zam haberiyle uyandık. Konutlarda kullanılan doğal gazın fiyatına yüzde 35, sanayide kullanılan gaza yüzde 50, enerji santrallerine yüzde 44.30 zam geldi.

Yapılan açıklamada kabahat dünya fiyatlarına atılmış: “2021 yılı başından itibaren dünya ve Avrupa enerji piyasalarındaki tüketicilerin piyasalarda yaşanmakta olan olağandışı ve olağanüstü dalgalanmalara bağlı olarak fahiş enerji fiyatlarına maruz kaldıkları kamuoyu tarafından da yakinen bilinmekte.”

Dünyada enerji fiyatlarında büyük artışlar yaşandığı el hak doğru. Ama şu da doğru:

grafik1.jpg


Yukarıdaki grafiği Euronews’ten aldım. Elektrik, doğal gaz ve akaryakıt fiyatlarına son bir yılda gelen zamları yansıtıyor. Buna göre Şubat 2022 itibariyle Avrupa’da enerji fiyatları açık ara en çok Türkiye’de yükselmiş. Enerji fiyatları son bir yılda Türkiye’de yüzde 97, Avrupa Birliği’nde ortalama yüzde 29 artmış. Demek ki, dünya piyasalarındaki “olağanüstü dalgalanmaları” bahane gösterip işin içinden sıyrılmak doğru değil. İşin içinde başka bir iş var.

Enerji fiyatlarına en çok Türkiye’de zam yapılmasının sebebi uyguladığımız akıldışı ekonomi politikaları olmasın?

Türkiye Kasım ve Aralık aylarında ağır bir kur krizi yaşadı. Türk Lirası geçen yılın genelinde dolar karşısında yüzde 44 değer kaybetti.

Sonra 20 Aralık’ta “Kur korumalı mevduat” çıkarıldı, Türk Lirası’nın değer kaybı bitti mi? Yoo, TL’deki erime yavaşlamakla birlikte bu yıl da sürüyor. Türk Lirası bu yıl da dünyanın en çok değer yitiren para birimlerinden biri. Para birimlerinin yılbaşından bu yana dolar karşısındaki performansına bakalım:

grafik2.jpg

İlk üç ayda yüzde 9.1 değer kaybı daha. Geçen yılki yüzde 44’lük değer kaybının üzerine bunu da koyalım, neyle karşılaşıyoruz? Parası pul olan bir ülkeyle.

Enerji fiyatlarına en çok Türkiye’de zam gelmesinin sebebi işte bu. Türk Lirası’nın dünyanın en çok değer yitiren para birimlerinden biri olması, enerji fiyatlarındaki artışın içeriye katmerli biçimde yansımasına neden oluyor. Başka ülkelerde bir zam gelirken Türkiye’de iki zam geliyor.

Demek ki kabahati dünya fiyatlarındaki “olağanüstü dalgalanmalara” atıp işin içinden sıyrılmak doğru değil.

Öyleyse sormamız gereken soru: Türkiye’nin parası neden pul oldu? İktidar bu konunun üstünü örtmeyi, görmezden gelmeyi tercih ediyor. Çok sıkıştırınca karanlık güçlerin TL’ye saldırısından dem vuruyor. Karanlık güçlerin adı duruma göre “Faiz lobisi”, duruma göre “İngiliz derin devleti” veya dünkü yazıda gördüğümüz gibi “Asimetrik finansal ultra tüzel organizma” oluyor. Nasrettin Hoca’yı hatırlamanın tam yeri, hırsızın hiç mi suçu yok?

Türk Lirası’nın geçen yıl yüzde 44 değer kaybetmesine neden olan kur krizi Eylül’de Merkez Bankası’nın faiz indirimiyle başladı. İktisatçılar, “Durun, etmeyin, enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ülkede Merkez Bankası’nın faizi bu hızda indirilmez. Önce enflasyonu indirin, faiz indirimini ondan sonra yapın” dedi ama dinletemedi. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kitabında “Enflasyon neden, faiz sonuç” değil tam tersi, “Faiz neden, enflasyon sonuç” yazıyordu. Önce faizi indirecektik, ardından enflasyon düşecekti.

Merkez Bankası politika faizini yüzde 19’dan yüzde 14’e çekti. Peki enflasyon düştü mü? Hayır arttı. Neden? Çünkü faizi indirince TL eridi. TL değer kaybedince ithal malların, başta petrol, doğal gaz olmak üzere fiyatları arttı. Ve enflasyon patladı.

Bu ilk de değil. 2019 ve 2020’de Merkez Bankası politika faizini bir yıldan kısa sürede yüzde 24’ten 8.25’e çekmiş, bunun etkisiyle pandemi yazında dolar yine patlamıştı. Dolar patlayınca o yılın sonbaharında enflasyon yükselmişti.

Enerji fiyatlarına neden en çok Türkiye’de zam geliyor? Çünkü Türk Lirası pul oldu. Türk Lirası neden pul oldu? Çünkü iktidar ideolojik önyargılarla, hayatın gerçeklerine uymayan bir ekonomi politikası izledi, izliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barış Soydan Arşivi