
İsmail Pehlivan
Cemevine "Mihman" edilen Hizbullahçı HÜDA-PAR!
"Ulu mahşer günü olur divan kurulur
Suçlu, suçsuz gelir orada dirilir
Pir’i olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan"
Pir Sultan Abdal (16. Yüzyıl)
Alevilik, insanı yaratılmışların en yücesi sayan ve hoşgörüye, barışa ve adalete dayanan bir inanç sistemidir. Taşıdığı kutsallıktan dolayı insana ve tüm canlılara saygı ve hizmet Anadolu Aleviliği’nde ibadetin ve inancın temelini oluşturur. Can taşıyan her canlıya saygı ve sevgi besler. Alevi inancında amaç bu geleneksel inanç ve yaşam felsefesine layık olabilecek şekilde yaşamaktır.
Aleviler dili, dini, rengi nedeniyle insan olan hiç ama hiç kimseyi küçümsemez, aşağılamaz, dışlamaz ve yargılamaz. Aleviler kimin hangi dilde konuştuğuna, nasıl inandığına bakmaksızın, insanlık erdemlerine sahip olan her şahsa aynı nazarla bakmayı Hakk Muhammed Ali inancının kendilerine bahşettiği bir lütuf olduğunu kabul eder.
Anadolu Alevi inancı her koşulda cana kıymayı yasaklamıştır.
Aleviler, inancını bahane ederek cana kıymayı kendisinde hak gören, insan öldürmeyi kutsal bir görev sayanlara karşıdır. Cenneti kazanmak için insan hayatına kıyan köhne zihniyet, Alevi inancının düsturuyla bağdaşmaz. Alevilere göre bu canilere göz yumanlar da en az onlar kadar suçludur.
23 Nisan günü Mersin Cemevi Başkanı Hasan Kılavuz, domuz bağcı, Hizbullahçı HÜDA-PAR yöneticilerinin ziyaretini kabul ederken yapılan eleştirilere ‘mihmandır’ diyerek cevaplamış. Yazık çok yazık! Alevilik’te mihmanın kim olduğunun tanımı çok nettir.
Bu tür bir savunma Alevi inancıyla bağdaşmayan bir anlayışın ürünüdür.
Alevi inancında "Mihman Ali'dir"!
Bu savunma Hizbullahçıları aklayan bir açıklamadır. Hasan Kılavuz denen şahsiyet haddini aşmıştır ve Alevileri yaralayan bir eylemde bulunmuştur. Üstüne üstlük bu hadsizliği ‘DEDE’ sıfatıyla yapmıştır. Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Mersin Cemevi Başkanı Kılavuz’un bu aşağılık ‘Mihman’ savunması Alevilerin büyük tepkisine neden olmuştur.
Kafa kesen, domuz bağı ile insanları diri diri betona gömen, "Alevilerin katli vaciptir" diye fetva verenleri "Mihmandır" diyerek ağırlayamazsınız. Bu riyakarlığa Alevi inancının geleneksel kavramlarını kalkan olarak kullanamazsınız.
Canileri, katliamcıları "Mihman Ali'dir" diye karşılayan, hoş gören, misafir olarak hanesine alan, (bu ‘Dede’ de olsa) Alevilik öğretisine göre "düşkün" sayılır. ‘Düşkün’ ise insandan sayılmaz!
Aleviler, Anadolu topraklarında bin yıldır inancını içtenleştirerek yaşadığı için cana kıymayı, Hakk’a kıymakla eşdeğer görmüştür.
Mihman Ali’dir çok doğru! Yalnız insanlık değerlerini taşıyan şahıs mihmandır. Katiller, caniler, insanlıktan nasiplenmemişler şahıslar olsa olsa Hakk’ın düşmanıdır, münkirdir, münafıktır.
Aleviler tepkilidir! Lakin ‘Alevi çatı örgütüyüm’ diye ortalıkta ahkam kesen yöneticilerden hala kayda değer bir açıklama olmaması çok şaşırtıcı! Acaba daha neyi bekliyor bu yöneticiler. Katillere Alevilerin ibadethanesinin kapısını açan bu yöneticilere ve ‘DEDE’ kisveli şahsiyete sesleri neden kısılmış, anlamakta zorluk çekiyorum.
Bu hadsizliğe sadece Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez’in yaptığı açıklamada tepkisini dile getirmesi önem taşımaktadır.
AKD Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz, bir şubesi olan Mersin Cemevi’nin başkanı, Dedesi ve yöneticileri ile ilgili hala bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Acaba neden?
Ayrıca Alevi Bektaşi Federasyonu’nun (ABF) bir bileşeni olan AKD’nin bir şubesinin Alevilikle bağdaşmayan ‘Mihman Ali’dir’ diye cemevine Hizbullahçı cihatçıları konuk etmesi hakkında neden bir yaptırım uygulanmıyor? ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan’ın bu tavırsızlığını anlamakta zorlanmamak elde değil. Yaklaşan ABF genel kurulunda seçim ittifakı içinse bu suskunluk, vay ki vay!
‘DAR’ makamı Aleviliğin en temel hukuk kaidesidir. Kentleşme sürecinden önce bin yıldır Alevileri devlet kapısına göndermeyen ve inanç sahiplerini barış içinde bir arada tutan Alevi hukukunun hayat bulduğu ‘DAR’ mahkemesidir!
Sicili bozuk olan Hasan Kılavuz, birkaç yıl önce Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı da ‘mihman’ olarak cemevinde karşılamıştı. Mersin Cemevi Başkanı Hasan Kılavuz dernek içi tasfiyeci uygulamalarında da sabıkalı biri olarak ün yapmıştı.
Şimdi bu Alevi çatı örgütlerinin tüm yöneticilerine sormak istiyorum:
Sivas-Madımak Katliamı’nda 33 aydının katledilmesinde aktif rol oynayan; 2 Temmuz’da "Hizbullah gelecek, dertler bitecek", "Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu; Sivas’ta yıkılacak", "Sivas laiklere mezar olacak" diye cihat çağrısı yapan; Gaffar Okkan’ın, Gonca Kuriş’in katili Hizbullah Terör Örgütü’nün siyasi ayağı olduğunu deklare eden HÜD-PAR’ın yöneticilerini Cemevine ‘Mihman Ali’dir’ diye kabul eden Mersin Cemevi yöneticilerinin bu ‘misafirperverliğini!’ içinize sindirebiliyor musunuz?