Serpil Yılmaz
Bodrum’un Suyunu Kömür İçiyor
Yılların klişesinden olguya dönüşen saptama: Bodrum’da su yok.
On binlerce ağaç kesilmesin, köyler istimlak edilmesin, yaşam alanları yok olmasın diye 11 günü geride bırakan Muğla ili Milas ilçesi sınırlarında 740 dönüm alanda ağaçların kesildiği Akbelen Orman direnişindeki bir köylü “Bodrumlular, Milaslılar neredesiniz; içmeye bir bardak su bulamayacaksınız” diye maniler yakıyordu.
2014 yılında özelleştirilen Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret şirketinin tüm varlıkları ve 20 yıllık işletim hakkı IC İçtaş ve Limak ortaklığında kurulan YK Enerji’ye geçmişti.
YK Enerji’nin linyit kömür maden işletmesi tarafından istimlak edilen, taşındığı komşu köy de aynı akıbete uğrayan köyün kadınlarından Naime hanım haklı çıktı: 2 gün, 2 ay ya da 2 yıl sonra değil.
Bugün!
Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (MUSKİ) şebekesinden dağıtılan su iğne deliğinden geçecek kadar azaldı. Kimi musluklardan o kadar bile akmıyor.
Kimi yerleşimlerde DSİ’den izinsiz kuyular açılıyor, kimi deniz suyunu artıyor, kimi çatıya su deposu kuruyor…
Kanalizasyon şebekesinin arıtma tesislerinin yetersizliği/yokluğu ayrı dert; denizin kirlenmesi ayrı; trafik keşmekeş, yollar alt yapı çalışmalarıyla delik deşik, sahiller turizm gelirleri uğruna işletmelerin kar merkezleri olmuş…
Bunların hepsinin yaşayan Bodrum’un Küçükbük mahallesinde bir de denize kavuşan dereden gelen kirli su sorunu ve teknelerin denize boşalttığı sintine sorunları da eklenince Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar; çevre sitelerin sakinlerini, işletmecilerini dinlemek üzere koyda bir toplantı düzenledi.
Bodrum’da kamu hizmeti veren İlçe Milli Eğitim Müdürü’nden Sosyal Hizmetler birimine kadar Kaymakamlığa bağlı neredeyse tüm birimlerinin yöneticileri halktan gelen soruları yanıtlamak üzere toplantıya katıldılar.
Güney Ege’ye elektrik dağıtan AYDEM yetkilisi, Türk Telekom temsilcisi ve MUSKİ yöneticisinin de katıldığı toplantıda eleştiri oklarının gelip saplanacağı yerin Bodrum Belediyesi olacağını tahmin etmek zor değil.
Nitekim benim de izlediğim toplantıda manzara aynen böyle oldu. Tüm sorunlara yanıt verme görevi CHP’li Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’a düştü.
Bakanlıklara düşen görevleri de sorumlukları da tam öğrenemedik.
Arazileri satılan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, imar planlarını hazırlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’na, ormanları koruması tarımı desteklemesi beklenen, doğal kaynakları planlayan Tarım ve Orman Bakanlığı’na, otellere arazi tahsisleri yapan, işletmelere turizm belgesi veren Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, internet alt yapı yatırımlarını yapan, deniz, hava ve kara ulaşım ağlarını ören Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı’na, perakende ticareti düzenleyen Ticaret Bakanlığı’na dokunmadan hangi dert konuşulabilir ki ama konuştuk.
Hele de 2012 yılında Büyükşehir Yasası’nın yürülüğe girmesiyle birlikte ilçe belediyelerinin yetki alanları olanakları daraltılmışken…
Toplantıya katılan çevre sakinleri, sitelerinin sorunlarından bahçelerine inen domuzlara kadar dertlerini bir bir sıraladılar. Bayar sekreterine notlarını aldırdı.
Asıl konuya gelelim… Bodrum’da su yok!
Aras sorunu ortaya koydu: Bodrum nüfusuna kayıtlı 193 bin 700 kişi varken, yaklaşık 1 milyon nüfusa hizmet veriyor.
Bodrum; alt yapı düşünülmeden her bir metrekaresi ranta dönüşen yoğun yapılaşmanın kurbanı olan Türkiye’nin İstanbul ve Antalya’dan sonra en önemli turizm merkezi…
Aras, EYT’lilere emeklilik hakkının verilmesiyle birlikte belediyede personel sıkıntısının da başladığını belirtiyor.
Bodrum’un içme suyu; Yeniköy Kemerköy Termik Santralları’na “soğutma suyu” vermek amacıyla kurulan Geyik Barajı’ndan geliyor. Yapılan tahminlere göre Geyik Barajı’ndaki su miktarı 15 milyon metreküpe kadar düştü.
İkinci olarak da Mumcular Barajı’ndan gelen suyu kullanıyor. Bu barajda da an itibariyle kalan su miktarının 7 milyon metreküp civarında olduğu belirtiliyor.
Geyik Barajı’nda iklim sıcaklığının artması ve yağışların az olması nedeniyle doluluk oranı yüzde 33’e kadar gerilemiş.
Aras “Bodrum’un ihtiyacı yılda 44 milyon metreküp su, barajlardan gelen su miktarı 28 milyon metreküp. 16 milyon metreküp açık var” diyor.
Akbelen Orman ekosisteminin korunması için mücadele eden uzmanlar, Çamköy su havzasının YK Enerji’nin maden ruhsat alanı ilan edilmesiyle, Geyik Barajı’nı besleyen suyun azalacağını söylüyorlar.
Bayar’a soruyorum: Akbelen Orman alanlarının linyit çukuruna dönüşmesiyle Bodrum’un susuz kalacağı iddiaları var. Bu konuda bir çalışmanız var mı?
Bayar, “Akbelen benim konum değil” diyor.
Aynı soruyu Bodrum su kaynaklarıyla ilgili 1990’lı yıllardan beri çalışan TMMOB Makine Mühendisleri Odası eski yöneticilerinden ve Bodrum Makine Mühendisleri Odası İcra Kurulu Başkanı Semayi Yaman’a soruyorum.
Yaman, Geyik Barajı’nda suyun çekildiğini, Çamköy’ün su kaynaklarının tehdit altında olduğunu söylerken, üç noktaya işaret ediyor:
Bir; Geyik Barajı’nda 16 milyon metreküp su var. Bunun 5 milyon metreküpü Bodrum’a geliyor. Ancak gelen suyu taşıyan borular insan sağlığına zararlı kimyasallar taşıyor. Bu suyla diş bile fırçalanmaz. Güvercinlik’teki arıtma da yeterli değil. Çamköy’ün suyu köylünün kullanımına yetmiyor.
İki; konut sitelerinde ve turistik tesislerde deniz suyu arıtılarak kullanılıyor. Atık suyun yeniden denize verilmesiyle denizde tuz bulutları oluşuyor. Suda canlı hayatı bitiriliyor. Deniz suyunun arıtılmasıyla ilgili hiçbir yasal düzenleme yok.
Üç; binalara su depoları talebi son 2 yılda yüzde 500- 1000 arttı diyebilirim. Çatıya güneş paneli kurmak için 260 kriter tanımlanırken, su deposu ağırlığı ve binanın statiğiyle ilgili bir tek kriter bulunmuyor.
Yaman’ın Bodrum’da su ihtiyacının giderilmesi için getirdiği “Ekindavran ve Savan Deresi’nde 60 milyon metreküp su potansiyeli var. Bodrum’a buradan su gelebilir” önerisinin ayrıntılı raporlarını da hazırladığını belirtiyor.
Bodrum’da acilen ortak akılı ve finansal kapasiteyi harekete geçirmek için yaklaşan yerel seçimler fırsat olabilir.
Sorunlar büyüdükçe, çözüm önerileri belirginleşiyor.
Yeter ki niyet olsun.