Ağaçları Kesmek Pahalıya Malolacak

Orman Genel Müdürlüğü, Muğla ili Milas ilçe sınırlarında Akbelen Ormanı’nda maden ruhsatlı saha ilan edilen 78 dekarlık alanda 24 Temmuz’da ağaçları kesmeye başladı, 30 Temmuz’da hızarlar sustu.

Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’nin (YK Enerji) üretiminin sürmesi için 285 hektar alan daha kamulaştırılacak.

Bugüne kadar Yeniköy-Kemerköy santrallerinin kullandığı linyiti çıkarmak için 1650 hektar alan kamulaştırıldı.

1987 yılından beri faaliyette olan Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları’nın kullandığı kömür için Milas çevresinde 8 köy istimlak edildi.

Toplam 23 köyü istimlak programına alan YK Enerji, Akbelen Orman sınırında 15 köye doğru ilerleyişini sürdürüyor. Dün ağaç kesimi tamamlanan alan, maden ruhsat sahası içindeki diğer köylere giriş kapısıydı.

Akbelen Ormanı’nı korumak için mücadele eden İkizköy, Çamköy ve Karacahisar mahalleri birleşip 4 yıl önce İkizköy Çevre Meclisi’ni kurdu.

Son 2 yıldır da ağaçların kesildiği İkizköy sınırları içinde kalan tapulu özel mülkiyete ait bir alanda, doğal yaşam savunucuları ve köylüler “Akbelen Nöbeti” tutuyor.

Köylüler ve ekolojik bütünlüğü savunan gönüllüler, 24 Temmuz’da kolluk güçlerinin sert müdahalesi ile orman alanından çıkarıldı.

Jandarma, emniyet güçleri orman girişine barikat kurarak; yer yer göstericilere tazyikli su ve biber gazı sıkarak, gözaltılar yaparak, alana girenleri isim isim fişleyerek direnişi kırmaya çalışırlarken; Akbelen savunmasını üstlenen Muğla Barolar Birliği üyesi avukatlarının yürütmeyi durdurma talebi ile açtığı davalar reddedildi.

YK Enerji bu gelişmeler üzerine “Akbelen Ormanı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından yüzde 93’ü endüstriyel odun üretimi fonksiyonlu, yüzde 7’si ise odun dışı ürün olarak planlanmış ve ülkemizin birçok bölgesinde de var olan kesime tabi ekonomik fonksiyonlu plantasyon (ağaçlandırma) alanı olarak tanımlanmıştır” açıklaması yaptı.

Bölgede hava kirliliğinin yanı sıra su kıtlığına da yol açan maden ruhsatlarının iptal edilmesi, köylerin yerinden edilmemesi için; hem fiziki, hem de hukuki mücadele sürüyor.

Bilim çevreleri ve hukukçular tarafından da desteklenen yükselen itirazlara rağmen YK Enerji’nin üretimi sürdürmesinde neden ısrar ediliyor sorusuna verilen yanıtlar içinde en akılcı olanı; iktidarın sermayeden yana tutum alıyor olması.

Zira YK Enerji üretimi devam ettiremezse bankalara olan yükümlülüklerini yerine getiremeyecek.

Bundan 9 yıl önce Yeniköy Kemerköy Termik Santralları ve Yeniköy Linyit madeni için Özelleştirme İdaresi’nin açtığı ihaleyi 2 milyar 671 milyon dolar ile IC İçtaş Enerji kazanmıştı.

IC İçtaş, ihalede rekabet ettiği firmalardan Limak Enerji ile ortaklığa giderek, YK Enerji firmasını kurdu.

Yeniköy Kemerköy Elektrik Santralları A.Ş’nin tüm ruhsat hakları ve mal varlığı YK Enerji’ye geçti.

Linyit tedariğinde yaşadığı sorunlardan dolayı üretimi sıkıntıya giren YK Enerji’nin bankalardan kullandığı kredinin geri ödemesi devam ediyor.

CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, iktidarın YK Enerji’ye desteklerini belgeleyen dokümanları yayımlıyor.

“Kömür sahasını genişletmek için Akbelen Ormanı’nda ağaç kıyımı yapan YK Enerji’nin 2018-2023 arası devletten aldığı teşvik 1 milyar TL'den fazla oldu. Ödemeler dolar olarak yapılıyor” diyor.

Hem devletin, hem köylülerin, hem yaşamın yararına üçüncü bir yol yok mu?

Sürdürülebilir finansman açısından kamu zararı oluşturmak çözüm değil. Bu santrallar, 2014 yılında verilen 20’şer yıllık işletme hakkının dolması beklemeden kapanmalı.

Açığa çıkacak 1100 MW’lık kapasite; rüzgar (RES) ve güneş (GES) santralları ile doldurulmalı.

Türkiye Elektrik İletim A.Ş (TEİAŞ) elektrik enerjisi kaynaklarının tüketiminde sırasıyla; güneş, rüzgar, hidrolik, yerli kömür, ithal kömür ve doğalgaz kullanıyor.

Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nın devreye girmesiyle ilk tüketim kaynağının nükleer olması halinde elektrik faturaları bugünden çok daha yüksek olacak.

Zira nükleer santraldan üretilen enerji hem alım garantili, hem de diğer enerji kaynaklarının 4 katı maliyetle piyasalaşacak.

Elektrik faturalarında yüksek fiyat artışı, güneş ve rüzgar santrallarına ağırlık verilerek dengelenebilir.

Şu da bir gerçek; Türkiye Ulusal Enerji Planında kömürden çıkışa yer vermedi, yeni iklim hedefi 2030’a kadar emisyonlarda yüzde 33 civarında artış, 2038’den itibaren net düşüş öngörüyor.

Batılı finans kurumlarından kömür ile ilgili yatırımlara kredi bulmak epey güç olacak.

Düşük karbonlu ekonomiyi destekleme kararı alan Garanti BBVA kömür ile ilgili yatırımlara finansman sağlamayacağını açıkladı.

YK Enerji’nin özelleştirme finansmanını sağlayan konsorsiyum arasında yer alan Garanti BBVA’nın Genel Müdürü Recep Baştuğ; 2014 yılından beri yeni enerji projelerinin tamamının yenilenebilir enerji yatırımlarından oluştuğunu belirtmişti.

Geçen yıl Paris İklim Anlaşması’nı imzalayan Türkiye’nin 2053’te sıfır karbon salımı taahhüdünü yerine getirebilmesi fosil yakıtlardan uzaklaşması ile mümkün olabilir.

Hâlâ kömüre yatırım yapılıyorsa ya Arap sermayesine güveniliyor ya da kamu bankalarına…

Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı doğalgaz tedariğinde sıkıntıya giren Almanya’nın kömür santrallarının kapanmasını ertelemesi örnekleniyor.

Bu tezi savunanlara 2023 yılı Nisan ayı sonu itibariyle Almanya'nın güneş enerjisi santrali toplam kurulu güç kapasitesinin 71 bin megavata ulaştırdığını hatırlatalım.

Almanya elektrik tüketiminin yüzde 50’sini yenilenebilir enerji kaynaklardan sağlıyor.

Enerji verimliliğinin en güvenilir “kaynak” olması bir yana, havada karbonu yakalayıp, depolayan (carbon capture and storage-CCS) teknolojiler geliştiriliyor.

AKP iktidarından en çok ihale alan şirketlerden Rönesans Holding geçen hafta Fransız enerji devi Total Energies ile yenilenebilir enerji sektörüne yapacağı yeni yatırımlarda işbirliğine gitti.

Bu kapsamda TotalEnergies, Rönesans Holding'in iştiraki Rönesans Enerji'nin yüzde 50 hissesini satın aldı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 27 Temmuz’da New York’ta düzenlenen basın toplantısında küresel ısınma çağının sona erdiğini, bunun yerine “küresel kaynama çağının” başladığını ifade eden konuşmasında; Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri için elektrik üretiminde kömür kullanımını sona erdirmesini istemişti.

Gutterres’ın 2030 yılına kadar inandırıcı planlara duyulan ihtiyaca yaptığı vurgu, ülkelerin karbon azaltım taahhütleri takibinin sıkılaştırılacağını haber veriyor.

artıgerçek’te Pelin Cengiz (29 Eylül 2019) ; Avrupa İklim Ağı (CAN Europe) 30 sivil toplum kuruluşu ile birlikte, kömür sektöründe faaliyet gösteren şirketleri içeren küresel ölçekteki en kapsamlı veri tabanı olan "Küresel Kömürden Çıkış Listesi"ni (Global Coal Exit List) yazdı.

Liste, Paris Anlaşması’nda belirlenen hedeflere ulaşmak için finans dünyasının arkada bırakması gereken 746 şirkete işaret etti. Bunlar arasında Türkiye’den 17 şirket yer alıyor.

(Son 4 yılda bu liste değişmiş olabilir.)

Listede yer alan Türkiye merkezli şirketler şöyle: Bereket Enerji Üretim A.Ş., Çalık Enerji, Çelikler Holding, Ciner Group, Diler Holding, Doğanlar Yatırım Holding A.Ş., Ege Trade, Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ), Eren Holding, Hattat Holding, IC İbrahim Çeçen Yatırım Holding, Kolin Group, Limak Energy, OYAK Birleşik Enerji A.Ş. (BİREN), Polyak Eynez Enerji Üretim Madencilik, Teyo Yatırım ve Dış Ticaret, Yıldırım Group…

Yurt dışından yatırım çekmek için el avuç açılan bir dönemde kömüre yüklenmenin alemi var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serpil Yılmaz Arşivi