Bakan Soylu'nun Gara iddiası HDP kapatma davasında delil olarak sunuldu
Partinin tüzük ve programı da kapatmaya gerekçe gösterildi. Sosyal medya paylaşımı nedeniyle vekilliği düşürülen HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Gara paylaşımları da kapatmaya gerekçe oldu.
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’nın 609 sayfalık, 687 HDP’li hakkında siyasi yasak getiren ve partinin kapatılması istenilen iddianamesinde Gara operasyonu da yer aldı. Milletvekilliği düşürülen HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu ve HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya’nın Gara operasyonuna ilişkin sosyal medya paylaşımları kapatmaya gerekçe gösterildi.
İddianamede Gergerlioğlu ve Kaya’nın operasyonla ilgili paylaşımları kapatmaya delil olarak sunularak, şu yorumda bulunuldu:
“Irak’ın kuzeyinde yapılan operasyon sırasında bir mağarada rehin tutulan 13 silahsız vatandaşımızın PKK tarafından hunharca katledilerek şehit edilmesinden sonra da davalı parti kanadından bu katliamı gerçekleştiren terör örgütü her zaman olduğu gibi yine kınanmamıştır. Hatta davalı partinin milletvekilleri Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu sosyal medya hesaplarından attıkları mesajlar ile bırakın terör örgütünü kınamayı tek bir kelime ile eleştirmezlerken devleti suçlamışlardır.”
Gergerlioğlu’nun vekilliği çözüm sürecinin bitme noktasında olduğu dönemde yaptığı paylaşım nedeniyle aldığı 2,5 yıl hapis cezası Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından onanmıştı. Gergerlioğlu’nun vekil seçildikten sonra dokunulmazlığı kazandığı için yargılamaya devam edilmesi eleştiri konusu olmuştu.
Soylu'nun iddiası 'açık kaynak' delili oldu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir’in Gara’ya gitti iddiası ise iddianamede ‘açık kaynak bilgisi’ olarak sunuldu ve “ Hatta 25., 26. ve 27 dönem HDP Ağrı milletvekili Dirayet Dilan ıTaşdemir’in önceki tarihlerde ‘Gara’ bölgesine gidip PKK’lı teröristlerle görüştüğü açık kaynaklara yansıyan bilgiler arasındadır” denildi.
Taşdemir Bakan Soylu’nun bu iddiasına ““Madem biliyordun açıklamak için neden Gara operasyonunu bekledin?” diye sorarak, iddiaya karşı kendisini şöyle savunmuştu:
“Biz bunun neden yapıldığını elbette ki çok iyi biliyoruz. Bu bir koltuk kurtarma operasyonudur. Bunun için hemen her gün aslı astarı olmayan kuyruklu yalan haberlere ve iftiralara partimiz, vekillerimiz ve seçilmişlerimiz maruz bırakılıyor. Bu ülkede koltuk bekası için neler yapılıyor, ne akla hayale gelmedik yalanlar atılıyor çok iyi biliyoruz. Bunu andıçlamalardan da biliyoruz.”
“KCK ele başının direktifleri”
İddianamede HDP’nin tüzüğü, programı ve iç yönetmelikleri de deliller arasında sunuldu. Siyasi partilerin tüzük ve programlarının devletin hukuksal ve anayasal yapısını değiştirmek için çaba sarf ederken ‘taciz ve rahatsız edici’ olabileceği kaydedilen iddianamede, HDP’nin tüzük ve programı şöyle yorumlandı:
“Davalı HDP demokratik sistemin çerçevesini çizdiği bir siyasi partiden çok bölücü terör örgütü ve lideri tarafından yönetilen ve yönlendirilen ulusal ya da uluslararası her ortamda örgüt amaçları doğrultusunda faaliyet gösteren bir oluşum niteliğini haizdir. Geçmişte de aynı vasıftaki partilerin yine aynı nedenlerle açılan davalar sonucu kapatılmış olmalarına rağmen davalı partinin ısrarla geçmişteki kapatılan diğer bölücü partilerin yolundan gitmesi, terör örgütü PKK-KCK ve elebaşının direktifleri ile faaliyetlerde bulunması temelli kapatma yaptırımını meşru, orantılı ve zorunlu kılmaktadır.”
“Odak haline geldi ”
“Anayasanın 68.maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerin yoğunluğu ve bu eylemlerin partinin büyük kongrelerince, teşkilat kongrelerince, genel başkanlarınca, milletvekillerince, merkez karar, yönetim ve icra organlarınca, merkez disiplin organlarınca, il, ilçe teşkilat başkan ve yönetim kurulu üyelerince, belediye başkanlarınca ve üyelerince kararlılık içinde işlenmesi, bu nitelikteki eylemlerin zımnen olmanın ötesine geçerek yukarıda sayılan parti organlarınca açıkça benimsenmesi ve hatta işlenmesi karşısında, davalı siyasi partinin Anayasa'nın 69. maddesinin 6. fıkrasında belirtildiği üzere bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği kuşkuya yer vermeyecek biçimde anlaşılmıştır.”
“Kapatılması hukuksal zorunluluk"
“Davalı partinin (bölücü terör örgütü PKK ile amaç birliği doğrultusunda) ülkeyi ırk esasına dayalı olarak bölüp ayrı bir devlet kurma hedefine ulaşmada bölücü terör örgütü vasıtasıyla şiddet unsurunu kullanmada kararlı olduğu toplumun her kesimince bilinmektedir. Bu hal ve şartlarda Anayasanın 3. maddesinde ifadesini bulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak ve toplumun huzur, güven ve birlikteliği için davalı partinin temelli kapatılması hukuksal bir zorunluluktur.”