106 yaşına giren Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ: Çalışmaktan hiç bıkmadım

106 yaşına giren Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ: Çalışmaktan hiç bıkmadım
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın doğum günü Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek sade bir törenle kutlanacak.

Bugün 106 yaşına giren Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, "Çocukluğumu dün gibi hatırlıyorum. Hayatım boyunca ne istediysem başardım, yapamadığım hiçbir şey yok. Atatürk’ün dediğini yaptım, halen yapıyorum. Çalıştım, Çalışmaktan hiç bıkmadım" dedi.

Çığ’ın doğum günü Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek sade bir törenle kutlanacak.

Törende, Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Özaydın yönetmenliğinde çekilen Zamanın Ötesinde Muazzez İlmiye Çığ adlı belgesel de gösterilecek.

Milliyet’'ten Gökhan Karakaş'ın haberine göre Çığ, şunları kaydetti:

“106 yaşıma giriyorum ama çocukluğumu dün gibi hatırlıyorum. Hayatım boyunca ne istediysem başardım, yapamadığım hiçbir şey yok. Atatürk’ün dediğini yaptım halen yapıyorum. Çalıştım ve çalışmaktan hiç bıkmadım.

Elde ettiğim her şeyin arkasında öğrenme azmim var. Kendimi uzun yaşamış gibi hissetmiyorum. Yaptığım işler için çok mutluyum. Ama bu aralar eskisi gibi yazı yazamıyorum. Bilgisayarı aldım bakayım dedim yazamadım. Yazabilseydim iyi olurdu. Kitap, gazete okuyorum. İnternete giriyorum. Sıkıntılarım oldu ama hayatımı hep mutlu geçirdim."

Mersin’de yaşamaktan ve çevresindekilerin şehre güzellik kattığını söylemesinden memnun olduğunu belireten Çığ şöyle devam etti:

“Torunum sosyal medyaya girmemi istemiyor. Gençlere tavsiyem sakın boş vakit geçirmeyin, hep üretin. Kil tabletlerden okuduğum iki Sümer atasözünü öğütlüyorum. ‘Boşa geçen vakit neye yarar?’ ve ‘Biliyorsun neden öğretmiyorsun?’ demiş Sümerler. Çivi yazılarıyla bunu aktarmışlar günümüze.

Mezopotamya’dan günümüze gelen çok anlamlı atasözleri var. Gençlere bir tavsiyem de tarihi özellikle de eski çağ tarihini merak etsinler. Gençler, öğrensinler kendilerini geliştirsinler.

1936 yılında okuduğum Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde Nazi Almanya’sından kaçarak Türkiye’ye yerleşen Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock ve Prof. Dr. Benno Landsberger’in üzerimde emeği büyüktür.”