CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hem Adalet Yürüyüşü ile hem de milyonların katıldığı Maltepe mitingiyle tarih yazdı.
Adeta gelincik tarlasını andıran muhteşem bir tablo vardı karşımızda.
Denizden miting alalına gelirken üzerinde "ADALET" yazılı pankartlarla süslenmiş tekneler, vapurlar hepimize duygu fırtınası yaşattı.
(Ha bu arada Zekamızla alay edercesine, "175 bin kişi" var denildi o muhteşem kalabalığa)
Ezilenler, haksızlığa uğrayanlar, hakkını arayanlar , gerektiğinde kilometrelerce yürüyebilecek bir lider gördü.
Artık muhalif olan herkes, güvenebileceği, tereddütsüz arkasından yürüyebileceği bir lider gördü.
Azimli ve kararlı bir lider!
"İşte bu" dedi milyonlar. Bu yürüyüş beklenen bir kıvılcımdı.
Güvenpark'tan bir kartopuyla başlayan büyük yürüyüş, Maltepe'ye bir çığa dönüştü.
Milyonlarca kar tanesi, birleşince çığ gibi olunabileceğini gördü.
Ve bir lider; sakin ama kararlı, mütevazı ama ısrarlı ve cesur adımlarla çıktı dünya sahnesine.
Net konuştu CHP lideri!
Yargı, Saray'ın emrinde dedi. Bağımsız yargı istedi.
Bağımsız, özgür medya istedi.
"Türkiye gayrimeşru bir Anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir" dedi.
Kılıçdaroğlu, halkın 15 Temmuz'uyla Saray'ın 15 Temmuz'u arasına da bir çizgi çekti. FETÖ darbe teşebbüsünü halkın sokağa çıkarak engellediğini söyledi.
15 Temmuz'un siyasi ayağı ortaya çıkarılmadan FETÖ ile mücadelenin başarısız olacağını vurguladı.
Anayasa değişikliğini gayrimeşru ilan etti.
Laik parlementer sistemi, demokratik ve sosyal hukuk devletini tarif etti!!!
Ve Adalet yürüyüşünün son değil, bir başlangıç olduğunu da vurguladı.
Tek tek sıraladıktan sonra bütün adaletsizlikleri, sıra geldi 10 maddelik manifestoya. İki buçuk milyon tek bir ağızdan "Hak, Hukuk, Adalet" diye haykırarak onay verdi.
"Asla yalnız yürümeyeceksin" misyonuyla arkasına takılan milyonlar artık liderini buldu.
Bu miting sonrasında Türkiye'deki sorunlar bir anda çözülmeyecek elbette. Hatta hak, hukuk, adalet bir süre daha uğramayacak belki de hayatımıza.
Emeğin hakkı verilmeyecek, yandaş kadrolaşma devam edecek.
Ancak Maltepe Meydanı'ndan ayrılırken insanların kafasında iki şey çok netti.
Artık umut vardı ve "hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı"