TÜİK Başkanı’nın Cumhurbaşkanı’na ulaşamadığı için kapıyı açmadığı konuşuluyor

Her ayın üçüncü günü Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) güvenilirliği bir numaralı gündem maddesi haline geliyor. Çünkü o gün enflasyon verileri açıklanıyor. İnsanlar bir market raflarında gördükleri fiyat etiketlerine bakıyor, bir TÜİK’in açıkladığı verilere… Bir İstanbul Planlama Ajansı’nın son bir yılda yaşam maliyetinin yüzde 50.18 arttığını söyleyen araştırmasına, bir TÜİK’in yüzde 20’yi daha yeni geçen enflasyonuna… Gerçeklerle “resmi gerçekler” arasındaki büyük açıya şaşırıp kalıyorlar…

Aslında TÜİK için yitirdiği güvenilirliği, itibarı sağlamanın çok kolay bir yolu var: Fiyat verilerini aldığı yerleri açıklamak. “İşte fiyatları buralardan topluyorum, inanmıyorsanız gidin kendiniz kontrol edin!” demek.

Böylece kendi fiyatlarımızla TÜİK’in listesindeki yerlerin fiyatlarını karşılaştırabilir, iddia edildiği gibi tam da verilerin toplandığı gün söz konusu ürünlerin indirime girip girmediğini, meslek odalarının belirlediği asgari fiyat tarifelerinin altında hizmet sunanların kimler olduğunu görüp, öğreniriz. Belki de sahiden bizim yanıldığımız ortaya çıkar, kim bilir…

Utanırız ama en azından ucuza alışveriş edebileceğimiz yerleri öğrenmiş oluruz.

TÜİK bunu yapmaktan, şeffaflıktan ısrarla kaçınıyor, kabuğuna gömüldükçe gömülüyor.
Aslında kurum itibarı yeniden sağlamak için bu yılın başında önemli bir fırsat yakalamıştı. 15 Şubat’ta görevden alınan Muhammed Cahid Şirin yerine vekaleten TÜİK başkanlığına atanan Ahmet Kürşad Dosdoğru’nun insiyatifiyle itibarlı iktisatçıların davet edildiği bağımsız danışma kurulları oluşturuldu. Bu kurulların önerileri doğrultusunda istatistikler revize edilmeye başlandı. Mesela işsizlikle ilgili kamuoyundan yükselen eleştirilerin önüne geçebilmek amacıyla geniş tanımlı işsizlik verisi de açıklanır oldu.

Ama Ahmet Kürşad Dosdoğru koltuğunda sadece bir ay kalabildi, bağımsız danışma kurulları birilerini rahatsız etmişti…

Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Erişah Arıcan ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile aynı okuldan, Marmara Üniversitesi’nden gelen yeni Başkan Sait Erdal Dinçer’in ilk işi bu kurulları lağvetmek oldu.

Bu, TÜİK’le ilgili şüpheleri daha da artırdı. Verilerine güvenen bir kurum kapılarını alanlarındaki uzmanlıkları tartışılmaz iktisatçılara açmaktan, istatistiklerini onlarla paylaşmaktan, gelecek eleştiriler doğrultusunda kendine çeki düzen vermekten neden çekinsin ki?

TÜİK’in kapılarını bağımsız iktisatçılara kapatan Sait Erdal Dinçer, geçen hafta bu kez CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu kapıdan içeri sokmadı.

Kılıçdaroğlu, Kasım ayı enflasyonunun açıklandığı 3 Aralık’ta ani bir açıklamayla TÜİK’i ziyaret edeceğini duyurmuştu. Ankara kulislerinde Kılıçdaroğlu’nun ani ziyaretinin TÜİK’i ve iktidarı hazırlıksız yakaladığı konuşuluyor. TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer, Kılıçdaroğlu’nun ani açıklaması sonrasında ne yapması gerektiğiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ulaşmaya çalışmış ama ulaşamamış. Ve kendi insiyatifiyle risk alıp Kılıçdaroğlu ile görüşmek istememiş…

2017 Referandumuna giderken iktidarın en büyük vaatlerinden biri, başkanlık sistemiyle bürokrasiyi bypass ederek devletin işleyişini hızlandırmaktı. Yaşananlar bunun tam tersinin olduğunu, en anlı şanlı kurumların bile tepeden işaret gelmedikçe adım atamaz hale geldiğini gösteriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barış Soydan Arşivi