Muhalefetten kopya çekmek ve geçmişi yok saymak

Vatandaşa sunacağı bir başarı öyküsü ve inandırıcı projesi kalmayan iktidar
muhalefetten kopya çekerek, geçmişini inkâr ederek oy toplamaya çalışıyor.

Son örneğini iktidarın yeni vaatlerinde bulmak mümkün.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir süredir iktidara geldiklerinde kamuda
işe girmek için yapılan mülakatı kaldıracaklarını söylüyordu. Kılıçdaroğlu’nun
bu vaadi Millet İttifak’ın ortak seçim beyannamesinde de yer aldı.

Bugüne kadar mülakatlarda yazılı sınavda alınan puanı değil adayın kim
olduğunu esas alarak hak yiyen iktidar şimdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın
ağzından seçimi kazandıklarında mülakat kaldıracakları vaadinde bulunuyor.

Bugüne kadar mülakatı kaldırmayan iktidar şimdi neden kaldırma sözü veriyor?

Mülakatlarda KPSS’de en yüksek puanı alanları eleyip en az puanı almış ancak
AK Partili veya belli vakıf ve derneklerden referansı olanları işe alan iktidar,
şimdi bu uygulamayı yanlış buluyor ve kaldırma sözü veriyorsa, daha önce
hakkı yenilenler ne olacak? Haksız yere kamuda işe girenler ne olacak?

Muhalefetten kopya mülakatla de sınırlı değil.

İktidar, yine Kılıçdaroğlu’nun her fırsatta dile getirdiği Aile Sigortası’nı da
kendi vaatleri arasına aldı.

İktidar CHP’nin vaatlerinden kopya çekiyor.

CHP’nin önerisi olan ve ortak beyannamede yer alan gençlere bedava internet,
telefon ve bilgisayarda vergi muafiyeti de iktidarın yeni vaatleri arasına girdi.

Seçimleri kaybetme kaygısı iktidarı muhalefetin dediklerini yapmaya yöneltti.

Daha önce yine Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği elektrik faturalarından TRT
payının kaldırılması, üniversite öğrencilerinin kredi borçlarından faizin silinmesi
gibi vaatlerini hayata geçirerek puan toplamaya çalıştı.

Bu durum gösteriyor ki iktidar tıkandı. Muhalefetin geliştirdiği projeleri
sahiplenmek, kendi projesi gibi sunmak ve hayata geçirmekten başka fikri yok.

İktidarın izlediği bir yöntem de geçmişini yok saymak. Geçmişte yaptıklarını
unutmak ve unutturmak.

Taze örneğini yine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan verdi.

Katıldığı televizyon programında şöyle dedi:

"İmar affı diyorsunuz. Yeni dönemde bunu affedilemez suçlar arasına alacağız.
Çünkü bu işin affı maffı olmaz."

Oysa imar affı bu iktidarın en çok övündüğü uygulamaydı.

Bu iktidar döneminde 8 kez imar affı yasası çıkarıldı.

İmar affını çıkardıktan sonra “Toplam 144 bin 556 Maraşlı vatandaşımızın
sorununu çözdük” diye konuşma yapmıştı.

Erdoğan imar affı “müjdelerini” bizzat veriyordu.

Önceki gün katıldığı televizyon programında Erdoğan, anayasada
affedilmeyecek suçlar maddesi bulunduğunu ve önümüzdeki dönemde imar
affını affedilmeyecek bir suçlar arasına alacaklarını söyledi.

Seçimi kaybetme kaygısı giderek büyüyen iktidar geçmişi yok saymakla da
kalmıyor. Geçmişte yaptıklarını iptal ediyor, geri alıyor.

Örneğin İstanbul Sözleşmesi…

Bir zamanlar övünerek imza attığı İstanbul Sözleşmesi’ni tarikatların istediği
üzerini bir gecede iptal etti.

Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na girmek için şart koştuğu 6284
sayılı Ailenin Korunmasi ve Kadına Şiddetin Önlemesine Dair Kanun’un
kaldırılması veya bazı maddelerinin değiştirilmesi önerisine itiraz etmedi. İtiraz
eden AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’e ve aileden sorumlu Bakan
Derya Yanık’a sahip çıkan, destek veren bakan veya AK Parti milletvekili
çıkmadı.

İktidar hiçbir başarısızlığın yanlışın, hatanın sorumluluğunu üstlenmiyor.

Sanki ekonomiyi krize sokan, enflasyona, döviz fiyatlarına zirve yaptıran,
soğanı bile 30 liraya çıkaran, kiraları, ev fiyatlarını, araba fiyatlarını fırlatan,
vatandaşı ucuz ekmek, yağ, et kuyruğuna sokan muhalefetmiş gibi konuşuyor.

Bütün bunlar iktidarın kendini tekzip ederek, muhalefetin vaatlerine sarılarak,
radikal İslamcıların taleplerini kabul ederek seçimi kazanmaya çalıştığını
gösteriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi