Merkez Bankası mensuplarından muhalefete mesaj var

Merkez Bankası mensupları, İstanbul’da inşa edilen yeni genel müdürlük binası tamamlanmadan taşınma talimatı verilmesini mesele etmedikleri, gündeme getirmedikleri için muhalefete kırgın.

“İktidarda değiller ki, muhalefet partileri ne yapabilir?” diye sorulabilir. Merkez Bankası’nın bir mensubu şöyle diyor: “En azından iktidara gelmeleri halinde TCMB’nin yeniden Ankara’ya döneceği, İstanbul’a taşınma süreci nedeniyle istifa etmek zorunda kalanlara geri dönme şansı tanınacağı veya bu süreci yönetenlere kamu davası açılacağı gibi açıklamalar yapılması, inanın mensupların yüreğine su serpecektir.”

İktidarın light çılgın projesi İstanbul Finans Merkezi’nde Merkez Bankası için milyarlarca liraya Avrupa’nın en yüksek binası inşa ediliyor. (Sonra paraları betona gömdünüz, deyince kızıyorlar.) Geçen hafta Merkez Bankası çalışanlarına “İstanbul Finans Merkezi’ne taşınma planı hk.” başlıklı bir mesaj gönderilerek, “2022 yılı Haziran-Eylül döneminde taşınma sürecinin tamamlanması planlanmaktadır” denildi.

Yani 7-8 ay içinde taşınma bitecek. Fakat küçük bir sorun var, Merkez Bankası’nın yeni binasının inşaatı henüz bitmedi.

.jpg

İnşaattan anlamam ama bu fotoğrafa bakınca Haziran’a yetişmeyeceğini görebiliyorum.

Merkez Bankası koridorlarında da inşaatın tamamlanmasının en erken Eylül 2023’ü bulacağı konuşuluyormuş.

Peki Ankara’daki Merkez Bankası mensuplarının iki ayağı bir pabuca neden sokuluyor? Çünkü 2023’te seçim var. Kasada para yok, Kanal İstanbul’u yapamayacakları belli. En azından, “Avrupa’nın en yüksek binasını yaptık” demek istiyorlar.

Gerçekçi olalım, Türkiye’nin bugünkü siyasi, hukuki ve ekonomik yapısıyla İstanbul’un küresel bir finans merkezi olması, diğer küresel finans merkezleri Londra, Frankfurt, Dubai’den rol kapması, şirket çekmesi imkansız. Yasaların, kuralların akşamdan sabaha değiştiği, iş insanlarının sorgusuz sualsiz zindana atıldığı, yıllarca orada tutulduğu, para birimi dolar karşısında bir yılda yüzde 44 değer yitiren, dünya Mersin’e giderken tersine giden (Namı diğer “heterodoks ekonomi politikaları”) bir ülkeye hiçbir finans kuruluşu gelmez.

Öyleyse İstanbul Finans Merkezi’ne neden milyarlarca dolar harcanıyor? Çünkü betona dayalı büyüme AKP iktidarının alameti farikası. Çünkü betonda rant var. Milyarlarca doları İstanbul Finans Merkezi, Üçüncü Havalimanı, Kanal İstanbul, Zafer Havalimanı, İzmir-İstanbul Otoyolu’na değil de misal, çip fabrikasına harcasalar nasıl rant elde edeceklerdi? Çip fabrikasının çay ocağını mı işleteceklerdi?

Betona dayalı büyüme anlayışının kurbanı insanlar oldu, oluyor. Yıllar önce Ankara’da evlenip orada anne baba olan Merkez Bankası mensupları şimdi apar topar İstanbul’a taşınmak zorunda. Hem de İstanbul’da emlak fiyatlarının, kiraların uçtuğu bir dönemde. Peki eşinin işi orada olanlar? Onlar da.

Merkez Bankası’nda birçok çalışan aile birliğini gerekçe göstererek İstanbul’a gelmemek için dava açtı. Ama bir kamu kurumu olması ve İstanbul Finans Merkezi’ne iktidar tarafından özel bir önem verilmesi nedeniyle mahkemelerin adil kararlar vermeyeceğinden endişe ediyorlar.

Merkez Bankası cumhuriyetin bir kurumu olarak Ankara’ya yakışıyor, orada kalmalı. İstanbul yeterince kalabalık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barış Soydan Arşivi