İstihbarat fişi kanunun yerine geçerse...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen hafta TBMM'deki bütçe görüşmesinde, dağda PKK'lı sayısının 160'ın altına düştüğünü, buna karşın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) terör ilişkili 577 kişinin işe alındığını öne sürdü.

Soylu, 455'inin PKK ve KCK, 80'inin DHKP/C, 20'sinin MLKP ve ikisinin MKP'den kaydı olduğunu iddia etti.

İktidar yanlısı Sabah gazetesi, belediyedeki 'teröristlerden' bazılarının kimliklerini faş etti.

11 kişinin adını verdi.

Örneğin, onlardan biri Ö.K. imiş.

Sabah'a göre 2013'te örgütün dağ kadrosuna katılmış ve 2017 yılında yakalanmış.

M.K. adlı bir başka işçi 2013'te, E.A. ise 2015'te dağa çıkmış.

Sonra?

Dağ kadroları tutuklanmamış mı?

Yoksa serbest mi kalmışlar?

Haklarında bir dava açılmış mı?

Bilmiyoruz.

İşe giren sayısı 20.958

Bu iddiaları sormak amacıyla dün İBB Basın Danışmanı Murat Ongun'u aradım. İlk olarak Ekrem İmamoğlu döneminde işe giren-işten çıkanların dökümünü verdi.

Ongun'a göre 10 Aralık itibariyle toplam çalışan sayısı 85.020.

İşe giren sayısı 20.958.

İşten çıkarılan ve ayrılan ise 15.008.

Yani iddia edildiği üzere 33 bin kişi değil.

Belediye GBT'ye bakamaz

Gelelim, İBB'deki teröristler suçlamasına.

Sabah'ın dağ kadrosu ilan ettiği, Kuzey Irak'ta PKK'ya katıldığını söylediği, "Kırsal alan yapılanması içindeydi" dediği kim varsa, adli sicil kaydına göre sabıkasız görünüyor.

Peki, bu veri neye dayanıyor?

Muhtemelen, vatandaşın "GBT" diye bildiği, genişletilmiş bilgi taramasına.

Tahmin edersiniz ki bu ağa belediyeler erişemiyor.

Anayasa Mahkemesi, 2019'da kamuya işe alımlarda "Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv taraması yapılmış olmak" maddesini iptal ettiği için ne İBB ne de bir başka kuruluş bu taramayı gerçekleştirebiliyor.

Yapan, suç işler.

İYİ Parti hedefte

Kaldı ki Sabah'ın kimliklerini yayınladığı yedi kişiden biri İBB'de işe girmemiş, ikisi işten çıkarılmış. Dört çalışandan biri Boğaziçi Yönetim A.Ş.'de temizlikçi, üçü ise Ağaç ve Peyzaj A.Ş.'de mevsimlik işçi. Hamallık yapıyor, ağaç buduyor, ot yoluyorlar. Fakat Sabah'a göre şirket, "Dağ kadrosunun şubesi gibi" kullanılıyormuş.

Kuşkusuz, Ağaç ve Peyzaj A.Ş.'nin hedefe konmasının özel bir önemi var. Çünkü şirketi eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Ali Sukas yönetiyor. Eşi Berna Sukas, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı.

325 PKK'lı nerede?

Bakan Soylu, 2019'da yerel seçimden önce de CHP ve Millet İttifakı listelerinde HDP ve PKK bağlantılı 299 kişiden söz etmişti. Sonra bu sayıyı 325'e çıkarmıştı.

Yine Sabah, PKK'lı ilan edilen isimleri liste halinde yayınladı.

Öyle utanç vericiydi ki...

AK Parti'den CHP'ye geçen Kürt vatandaş da vardı bu listede, 1969'da Doğu Gecesi'ne katılan bir Nusaybinli ihtiyar da.

İstanbul'da İSPARK'ın PKK'nın eline geçeceği, Ankara'da su faturasını DHKP/C'lilerin getireceği söylendi.

Aynı anda, HDP seçmenleri AK Parti ve Cumhur İttifakı'na oy versin diye Abdullah Öcalan'dan mektup getirildi. Kardeşi Osman, TRT'ye çıkarıldı. Binali Yıldırım, Diyarbakır'da "Kürdistan mebusu" deyimini kullandı.

Bu ikiyüzlülük kaçınılmaz şekilde duvara çarptı.

İstanbul ve Ankara'yı CHP kazandı.

İktidar muhalefete yönelttiği suçlamaların gereğini yapmadı. Şişli'deki bir örnek hariç hiçbir CHP'li ya da İyi Partili, PKK'lı diye tutuklanmadı. Millet İttifakı'na oy ve destek veren Kürtler terörist diye iftiraya uğradığıyla kaldı.

Bu arada, yerel seçimden önce vatan haini sayılan Diyarbakır Dicle Belediye Başkanı Felat Aygören, AK Parti'ye katılınca yerli ve mili kabul edildi. CHP'nin devrinde belediyede park bahçelerde işe giren Kürt vatandaş ise PKK'lı ilan ediliyor.

Hem de, öyle böyle militan değil, dağ kadrosu!

Düşman ceza hukuku

Bu kişiler dağ kadrosunda ise iktidara sormazlar mı; onlar ovaya inerken, İstanbul'da yaşarken, belediyede işe girerken haberiniz olmadı mı?

Sormazlar mı...

Neden tutuklamadınız?

Neden dava açıp mahkum etmediniz?

Böylesi 'azılı bir terörist' parklarda ağaç budarken ve otoyol kenarında ot yolarken mi fark edildi?

Kaldı ki resmi kayıtlarda sabıkasız görünen bir vatandaş hangi hukuki gerekçeye göre işe almayacak?

Türkiye Cumhuriyeti, AK Parti'nin yarattığı bütün tahribata rağmen hukuk devletidir. Hukuk devletinde vatandaşlar ancak bir suç işlediklerinde yargılanıp mahkum edilirler, suç işleyecekleri varsayıldığında değil.

Yalnızca düşman ceza hukukunun egemen olduğu despot rejimlerde istihbarat fişleri kanunun yerine geçer.

17 milyon TL için işçileri satan sendika mahkemelik oldu

İlk kez işçiler, kendilerini 17 milyon TL karşılığında işverene satan sendika aleyhine dava açıyor.

Evet, yanlış duymadınız.

Bu dava bir buçuk ay önce İskenderun'da açıldı.

Anlatayım.

İskenderun Demir Çelik Anonim Şirketi'nde (İSDEMİR) çalışan işçiler 2014 yılında Özçelik-İş'in çatısı altında toplandı. Sendika o yıl yetki için başvurdu. Ancak işçi çoğunluğu sağlanamadığı gerekçesiyle istekleri reddedildi.

Özçelik-İş, Hatay İş Mahkemesi'nde dava açtı.

Mahkeme 2017'de işçileri haklı buldu.

Yetki elde edilince işçiler 2014-2017 arasında toplu sözleşmesiz geçirilen üç yıl için hak ve alacaklarının ödenmesini beklerken, Özçelik-İş ile İSDEMİR arasında gizli protokol bir imzalandığı ortaya çıktı. Toplu İş Sözleşmesi'ne ek olarak hazırlanan 2 Ocak 2018 tarihli protokolde İSDEMİR adına Toker Özcan'ın, Özçelik-İş adına Başkan Yunus Değirmenci'nin imzası var.

Protokolde şu ifadeler yer alıyor:

"Sözleşmenin yürürlülük tarihinin işverenliğin talep ve önerisi doğrultusunda 1 Ocak 2018'e çekilmesi suretiyle önceki dönemin sözleşmesiz geçirilmesi nedeniyle ortaya çıkan sendika üyelik ve dayanışma aidat kayıplarını telafi etmek üzere 6 Ocak 2018'e kadar işverenlikçe sendika hesabına 17.000.000 ödeme yapılacaktır."

Protokol aynen uygulandı. 2014-2017 yıllarındaki işçi alacakları silindi, karşılığında sendikaya 17 milyon TL ödendi.

İşçiler Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık "Savcılığa şikayet edin" dedi.

İşçilerden Mehmet Özcan, geçen 21 Ekim'de hem İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı'nda giderek, şikayetçi oldu. Hem de İş Mahkemesi'nde 10 bin TL maddi ve manevi tazminat davası açtı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi