İşte, İYİ Parti’nin başörtüsü teklifi

AK Parti, bugün başörtüsü ve aileye ilişkin anayasa değişikliği teklifini TBMM’de Anayasa Komisyonu’na getiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gollük pas” dediği bu hamleyle Altılı Masa’da çatlak yaratmayı umuyor. Teklifi referanduma götürebilirse, 14 Mayıs’ta yapılacağını ilan ettiği seçim kampanyasında tepe tepe kullanmak istiyor.

Böylelikle muhalefeti başörtüsü karşıtı ve LGBT yanlısı diye suçlayabilecek.

İyi Parti lideri Meral Akşener, başına gelecekleri kestirdiği için dün grup toplantısında Erdoğan’ın restini gördü.

İktidarın teklifi için “Eksik bir metin” dedi.

Ve ardından kozunu çekti.

Şunları söyledi:

“Akıllarınca gol atma motivasyonuyla her zamanki gibi, yarım yamalak yapılmış, eksik bir işle çıkmış, mutabakat arıyorlar. Hay hay, buyrun, hodri meydan! Madem bu konu yeniden siyasetin gündeminde, madem bu konu masada, o zaman anayasa ise anayasa, mutabakat ise mutabakat, biz varız. Ama öyle, ağam dedi, paşam dedi, saray dedi, yok öyle!”

İyi Parti-CHP trafiği

Akşener, meydan okurken, elinin altında alternatif teklif vardı. Teklifi Akşener’in hukukçu kurmayları Tolga Akalın, Uğur Poyraz, Bahadır Erdem ve Ünzile Yüksel hazırladı.

Teklif CHP’ye gönderildi.

CHP’nin hukukçu kurmayları Bülent Tezcan, Muharrem Erkek ve Gökçe Gökçen, teklif üzerine çalışarak, partilerinin görüşünü yansıtan cümleler ve fıkralar ekledi. CHP kurmayları düzeltilmiş metni dün Kılıçdaroğlu’na teslim etti.

O da İyi Partililere yolladı.

Dini inanç vurgusu çıkarıldı

İki parti, iktidar tarafından Anayasa’nın 24 ve 41. maddelerine getirilen değişiklikleri reddetmiyor, sadece elden geçiriyor.

Örneğin…

İktidarın teklifinde 24. maddenin ikinci cümlesi şöyle:

“Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz.”

Maddenin son cümlesi ise şu şekilde:

“Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir.”

İyi Parti’nin teklifinde “Dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı” bölümü çıkarılıyor.

Yerine şu öneriliyor:

“Hiçbir kadın, başını örtmesi de dahil olmak üzere tercih ettiği kıyafetinden…”

Son cümledeki “Dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek…” ifadesi burkaya kapı aralayacağı terk ediliyor.

Şu ifade ekleniyor:

“Devlet, kadının başını örtmesini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alır.”

Cemevleri ve din dersi

CHP, 24. maddede AK Parti’nin getirdiği teklifin dışında kalan iki paragrafa iki cümle ekliyor.

İnanç özgürlüğüne dair üçüncü paragrafa “Devlet dini inançlar arasında ayrımcılık yapamaz, tüm inançlara eşit hizmet vermekle yükümlüdür” ifadesinin eklenmesini istiyor. Elbette bu, cemevlerine yasal statüyü akla getiriyor.

Din derslerine dair dördüncü maddeye, “Bu öğretim belirli din veya mezhebin dayatılması şeklinde verilemez” ifadesini öneriyor. Bu da AİHM’in Alevilere yönelik zorunlu din dersi verilmesini cezalandıran kararlarını hatırlatıyor.

İki cümlenin İyi Parti tarafından komisyona sunulacak metinde olup olmayacağı şimdilik bilinmiyor.

Komisyonda göreceğiz.

Tek eşlilik vurgusu

İktidarın 41. maddeye ilişkin teklifi “Evlilik birliği ancak kadın ve erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” cümlesini içeriyor.

İyi Parti ise bu maddenin “Evlilik birliği ancak bir kadın ve bir erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve eşler arasında eşitliğe dayanır” diye yazılmasını istiyor. Böylece çok eşliliğin önlenmesi amaçlanıyor. CHP ise “reşit” ifadesi eklenerek, çocuk yaşta evliliklere set çekilmesini savunuyor.

Tarikat ve cemaat yurtlarına önlem

İyi Parti, “Devlet her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” şeklindeki ikinci ek fıkranın genişletilmesini istiyor.

Önerisi şöyle:

“Her çocuk şiddet, kötü muamele, sömürü, baskı, istismar ve ayrımcılığa karşı korunma hakkına sahiptir. Devlet çocukların kişisel gelişim, eğitim, sağlık, beslenme ve barınma haklarını sağlamakla ve kadınlar ile çocuklara yönelik her türlü istismara ve şiddete karşı koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür.”

CHP, teklife bir cümle daha ekliyor.

Cümle şu şekilde:

“Barınma haklarını sağlama yükümlülüğü, ancak merkezi idare ve mahalli idareler eliyle yerine getirilir. Başka kurum ve kuruluşlara devredilemez, kısmen de olsa onlar eliyle yürütülemez.”

CHP, tarikat ve cemaatlere ait yurtlarda ve Kuran kurslarındaki istismar ve şiddet olaylarının önüne geçmeyi amaçlıyor.

İstanbul Sözleşmesi

CHP, 41. maddeye iki ek fıkra daha öneriyor.

İlki şöyle:

“Devlet çocukların korunmasında ve kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddetle mücadelede asgari olarak Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi müktesebatındaki güvenceleri sağlamakla yükümlüdür.”

Diğeri de:

“Devlet, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamak, her türlü ayrımcılığı önlemek, kadına yönelik şiddete karşı önleyici, koruyucu, caydırıcı tedbirleri almak ve kadını güçlendiren bütüncül politikaları hayata geçirmekle yükümlüdür.”

Sonuncu fıkrada CHP, adını anmadan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istiyor. AK Parti’nin “Toplumsal cinsiyet eşitliği” vurgusundan ötürü İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiğini hatırlarsak, teklifi reddetmeleri sürpriz olmayacak.

Zaten CHP’liler bu teklif reddedilsin, İyi Parti de “hayır” desin istiyor. AK Parti’nin geri çevireceğini bildikleri için 24. maddeye, cemevlerini ve zorunlu din dersini, 41. maddeye tarikat ve cemaat yurtlarını ve İstanbul Sözleşmesi’ni eklediklerini sanıyorum.

Fakat İyi Parti, başörtüsü karşıtı ve LGBT yanlısı suçlamasına maruz kalmamak için, CHP’yi ikna ederek, teklifin 400’ün üzerinde bir oyla TBMM’den geçmesini istiyor.

Muhalefet için zor bir hafta olacak.

Neyse ki Erkam Yıldırım’ın tesbihini taşımamışlar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın, resmi sıfatı olmadığı halde gittiği şehirlerde protokol tarafından karşılanmasına alıştık artık.

Görsek de…

Yadırgamıyoruz.

Misal, TÜGVA’nın açılışı için gittiği Adıyaman’da vali, rektör ve milletvekilleri havalimanında yan yana dizilerek, Bilal Erdoğan’ı karşıladı. Antalya’da yağlı güreş protokolünde vali beyin yanında oturdu ve ikinciye ödül takdim etti.

Geçen yıl Cumhurbaşkanının Özbekistan ziyaretinde bakanların da önündeydi.

Bilal Erdoğan’ın hiç değilse, İlim Yayma Vakfı ve Dünya Etnospor Konfederasyonu başkanlığı var.

Eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam’ın, Venezuela’dan Türkiye’ye gemilerle uyuşturucu kaçırılmasına ilişkin hakkındaki iddialardan başka nesi var?

Erzurum’daki geleneksel ‘1001 Hatim’ duası 13 Ocak’ta tarihi Ulucami’de yapıldı. O gün imam, dua ve cuma namazı için toplanan cemaate “Son Başbakanımız Binali Yıldırım’ın oğlu hayır için bir yemek veriyor. Duadan sonra yemek yiyebilirsiniz” diye seslendi. Yıldırım’ın Erzurum’a geldiği bu şekilde şehirde duyuldu.

Yıldırım, namazdan sonra “Mürsel’in mağazası” diye bilinen giyim mağazasını ziyaret etti. Ziyaret sırasında çekilen fotoğrafta Yıldırım, koltuğa gömülmüş ve sol eliyle tesbih çekerken görünüyor.

erkam-yildirim.jpg

Yıldırım’ın solunda Vali Okay Memiş, sağında ikinci sırada AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz, karşısında asker üniformasıyla İl Jandarma Komutanı Albay İlker Şimşek yer alıyor.

Memiş ve Şimşek, hangi gerekçeyle Yıldırım’a eşlik ediyor?

Yıldırım’ın bu lakayt oturuşundan ve tesbih çekişinden rahatsız olmuyorlar mı? Bu fotoğraf karşısında “Neyse ki Yıldırım’ın tesbihini taşımamışlar” demekten kendimi alamadım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi