Sinem Fıstıkoğlu
İstanbul’u Alan, Ligi de Alır
Hayatta bildiğim ne varsa hepsini futboldan öğrendim. Çünkü top hep beklemediğim köşeden geldi..
Albert Camus’un bu sözü, Türkiye de futbolun dinamiklerini en iyi anlatan cümledir zihnimde kalan...
Türkiye’de futbol, beklemediğimiz köşelerden gelen toplarla oynanıyor.
Bu sezon büyük maç perdesi erken açılıyor. Hal böyle olunca da , bildiğimiz/alıştığımız/kanıksadığımız 'futbol tartışmaları' her zamankinden bira daha erken başlayacak bu yıl.
"Hakem gördü/görmedi.
VAR'a gitti/gitmedi.
Eyyy MHK aklını başına devşir!
Eyyyy TFF ayağını denk al, bu ligi bitirtmeyiz" gibi 'seviyeli' salvolar yarından tezi yok başlayabilir.
Geçen sezonun 'havalı' şampiyonu, Avrupa’da tam yol ilerleyen Galatasaray lige puan kaybıyla başlasa da sezon transferleri diğer takımlara göre nispeten 'iddiasız' olan Trabzonspor karşısında kâğıt üzerinde daha şanslı... Yani maçın favorisi.
Lakin biliriz ki, futbol sahada kazanılan bir oyun. (Hâlâ ve şaşırtıcı biçimde) siyaset gibi rakibinizi hamlelerle yenemezsiniz.
Gerekirse 'hakemi de' yenersiniz ve büyük maçları sadece kâğıt üzerinde değil, sahada da yenersiniz.
Çok değil sadece geçen sezona baktığımızda şampiyonluk yarışı Galatasaray ile Fenerbahçe arasında geçti. Bana göre “Jesus’a rağmen" Fenerbahçe o yarışın içinde kaldı. Ama şampiyon olamadı. Çünkü ezeli rakibi, büyük maçlarda Fenerbahçe’ye göre daha fazla puan topladı. İki sezon önce de Trabzonspor yıllar sonra şampiyonluğa uzanırken yine rakibine göre daha fazla büyük maç puanı yazdırdı hanesine.
Demem o ki, psikolojik üstünlüğü ile sezonun ilk büyük maçına çıkacak olan son şampiyon daha avantajlı ve güçlü taraftır. Saha ve seyirci avantajını söylemeye gerek de yok zaten.
Maç 90 dakikadır ama perşembenin gelişi de çarşambadan bellidir.
Kıssadan hisse ben derim ki, bu sezon büyük maçları alan sezon sonunda ligi de alır.
Mühim Not: Bilhassa büyük takım yöneticilerinden bir futbolsever ve gazeteci olarak ricamdır... Ülke olarak hiç ayrışmadığımız kadar ayrıştığımız, hiç kutuplaşmadığımız kadar kutuplaştığımız bu dönemde lütfen kulüplerinizin âli menfaatleri üzerinden sen-ben kavgasına girip ayrışmalar yaratmayın.
Futbol asla sadece futbol değildir ama maç sonuçları da dünyanın sonu değildir. Maçlardan sonra 'zaten bu takım iktidara yakın, bilmem kimin camiası, muhalif' gibi saçma sapan açıklamalarla ülkeyi germeyin. Unutmayın kimse hepsini kazanamaz, belki de artık kaybetme zamanımız gelmiştir deyin geçin.