Ekrem İmamoğlu’na cezanın açıklandığı günü Borsa İstanbul BİST 100 Endeksi yüzde 3.61’lik düşüşle kapatmıştı. Borsa dün yüzde 3’e yakın yükseldi.
Türkiye’nin risk primi veya teknik ismiyle CDS’i (İflas riski sigorta primi) karar günü 20 puan yükselerek 515’e çıkmıştı. Bu yükselişin İmamoğlu kararıyla ilgili olduğunu o gün diğer gelişen ülke CDS’lerin sadece 3 puan yükselmiş olmasından anlıyoruz. Fakat yine de 20 puanlık yükseliş iktidar için bir endişe kaynağı değil. Türkiye’nin CDS’i, yaz başında görülen 900’lü seviyelere göre epey gerilemiş durumda.
Dolar kontrol altında. Bloomberg’e göre yılbaşından Ekim’e kadar rezervlerden piyasaya 100 milyar dolardan fazla döviz satıldı. Önümüzdeki dönemde bir bu kadar satılmasının önünde engel yok. Bir ara 6 milyar dolara kadar gerileyen Merkez Bankası’nın net harcanabilir döviz rezervi yeniden 20 milyar doların üzerine çıktı. İhracatçılar ve turizmciler bu yıl alınan kararla döviz gelirlerinin yüzde 40’ını zorunlu olarak Merkez Bankası’na satıyorlar. Daha Suudi Arabistan ve Katar’dan da döviz gelecek.
Reel sektör şirketlerinin döviz alması fiilen yasaklandı. Ellerinde 500 bin dolardan fazla döviz varsa, eğer büyük bir şirket değillerse, bankadan tek kuruş kredi kullanamıyorlar.
Hazine’nin içerideki borçlanma maliyetini düşürmek için bankalara düşük faizli devlet tahvili alma zorunluluğu getirildi. Bankalar devlet zoruyla tahvil alınca, faiz yüzde 11’e kadar düştü...
Sadece bunlar değil. “Olağandışı” olarak tanımlanabilecek pek çok başka önlem var. Mesela “Net ihracatçı” değilseniz artık ihracatçı olsanız bil kredi kullanamıyorsunuz... Kullandığınız TL kredi ile döviz almadığınızı ispat etmek için bankaya fatura ibraz etmek zorundasınız… Bankaların sabah saatlerinde yurtdışıyla döviz işlemi yasaklandı... Londra’daki Swap (Para takası) piyasasıyla işlem yapmaları zaten yasaklanmıştı…
Bütün bu adımlar en baştan itibaren nihai hedef akılda tutularak mı atıldı, yoksa panikle günübirlik alınan kararlar bu sonucu mu doğurdu, henüz bilmiyoruz ama bir şey açık: Türkiye artık serbest piyasadan çıkmış durumda. Başta döviz ve tahvil olmak üzere hiçbir şeyin fiyatı artık piyasada belirlenmiyor. Bunun siyaset için çok önemli bir sonucu var, şimdi ona geliyorum.
İktidar, atacağı olağandışı adımların, alacağı olağandışı kararların piyasaya bir etkisi olmayacağından artık emin. Eli artık rahat. “Aman dolar yükselir mi? Vay faiz çıkar mı? Ay yabancı yatırımcı kaçar mı?” diye endişelenmesine artık gerek kalmadı.
Her türlü radikal adım için zemin uygun. 2023'te her senaryoya hazır olmak gerek.