Bu sorunun yanıtını bankacılar ve ekonomistler biliyor ama bu yazı onlar için değil, halk için. Ortada işin içinde olmayanların akıl sır erdiremediği garip bir durum var çünkü: Türkiye Cumhuriyeti’nin yurtdışında sattığı Eurobond’ların faiziyle, Türk Lirası cinsinden devlet tahvillerinin faizi neredeyse aynı!
Eurobond, döviz cinsinden devlet tahvili demek. Türkiye’nin 5 yıllık Eurobond’unun faizi yüzde 9’un biraz altında. Yurtiçinde satılan 5 yıllık TL cinsinden devlet tahvilinin faizi ise yüzde 10’un biraz üzerinde. Yani Hazine, dolar cinsinden ve TL cinsinden aldığı borca üç aşağı beş yukarı aynı faizi veriyor. Nasıl oluyor bu?
Normal koşullarda TL borçlanmaya ödenen faizin, dolar cinsinden borçlanmaya ödenen faizden çok daha yüksek olması gerekir. Basit bir nedenle: Amerika’daki enflasyon yüzde 7.7, Türkiye’de yüzde 85.5. Haydi şu andaki enflasyonu değil de, geleceğe dair beklentiyi dikkate alalım. Merkez Bankası’nın Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre işdünyası enflasyonun bir yıl sonra yüzde 37.7, iki yıl sonra yüzde 20 civarında olmasını bekliyor. (Bu anketin ne kadar güvenilir olduğu, katılımcıların nasıl seçildiği ayrı tartışma konusu.) Bunun altında faizle borç vermek, borç veren için göz göre göre zarar etmek anlamına gelir.
İyi de birileri devlete yüzde 10-11’le TL borç veriyor olmalı ki, tahvil faizi bu seviyeye indi. Hazine’nin sattığı tahvillere talep olmasa tahvil faizi yükselir. Resmi enflasyonun yüzde 85’in üzerinde olduğu Türkiye’de yüzde 10-11 faizli devlet tahvillerini almaya koşan kimler?
Cevap: Bankalar. Akıllarını peynir ekmekle mi yediler? Cevap: Hayır, bu kadar düşük faizli tahvilleri almaktan mutlu değiller. Bu rahatsızlıklarını perde arkasında ekonomi yönetimine ifade ediyor, hatta “Böyle giderse sistemik risk doğar” uyarısı yapıyorlar. Korkmakta haklılar, çünkü yarın bir gün Merkez Bankası faizi artırsa ellerindeki düşük faizli tahvillerin değeri çok düşer. Ve büyük zarar yazarlar. Gerçekten de sistemik risk doğar. Yani bankalar enflasyonun çok altında faizli tahvilleri alarak aslında ateşle oynuyorlar.
Bankalar neden bile bile lades diyor? Çünkü iktidar öyle istiyor. Arka arkaya çıkarılan tebliğler, alınan kararlar, gönderilen yazılarla bankaların düşük faizli devlet tahvili alması zorunlu kılındı. Büyük şirketlere çok mu kredi veriyorsun? Düşük faizli devlet tahvili alacaksın! Vatandaşa çok fazla ihtiyaç kredisi veya konut kredisi mi veriyorsun? Düşük faizli devlet tahvili alacaksın! Ticari kredilere uyguladığın faiz oranı yüzde 29’un üzerinde mi? Düşük faizli devlet tahvili alacaksın! Yoksa? Ne demek yoksa? Londra-Frankfurt gibi küresel finans merkezi mi sandın burasını? Yoksa sonuçlarına katlanırsın!
Milyar dolarlık soru: İktidar bankaları neden düşük faizli devlet tahvili almaya zorluyor? El cevap: Seçim için bol keseden yaptığı ve yapacağı harcamaları bankaların sırtından finanse ediyor.