"Herşey Güzel Olacak... Eğer bir şeyler değişirse...!"

2005 yılında; Türkiye'nin gözbebeği, bir önceki hükümette Başbakan Tansu Çiller tarafından; "Özelleştirilirse değeri 40 milyar Dolar'dır" denen bir kurum özelleştirildi. Ama ne özelleştirilme...

Gelelim TELEKOM özelleştirilmesine...!

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Hazine eski başmüfettişi Aykut Erdoğdu CHP İstanbul il başkanlığında bir basın toplantısı düzenledi ve "Yüzyılın vurgunu" dedi...

Türk Telekom sadece 2015 yılına kadar 97,8 milyar lira zarara uğratılmıştı. Aslında özelleştirilmesi de bir başka rezillikti.

İşte Erdoğdu'nun anlattıklarıyla ilgili haber;

"Aykut Erdoğdu; Türk Telekom'un  Lübnan'lı Hariri Ailesine 2005 yılında ihale edildiğini ve ihale sürecinde yolsuzluklar yapıldığını belirterek, 11,5 milyar dolara ihale edilen şirketin minimum değerinin en iyimser hesaplamalarla 40 milyar dolar olması gerektiğini söyledi. Bu süreçte üst düzey bir siyasetçiye Birleşik Arap Emirlikleri'nde 2.5 milyar dolar rüşvet verildiğini iddia eden Erdoğdu, 'Bu iddia Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletilmiş ve soruşturma başlatılmış. Ancak rüşvetin verildiği ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri ile adli yardımlaşma konusunda bir anlaşma olmadığı için bu iddia ne yazık ki delillendirilememiş, yeterince araştırılamamıştır ve takipsizlikle sonuçlandırılamıştır' dedi."

Bugün Telekom'un Türkiye'ye maliyeti 120 milyar lira zarar. 11,5 milyar Dolar'ın 4 milyar dolar'ı tahsil edilmiş. Lübnanlılar şirketin içini boşaltıp kaçmış, Erdoğan'ın emriyle konsorsiyum oluşturulup aralarında kamu bankalarının bulunduğu bir grup finans çevresi kurumu ayakta tutmaya çalışıyor. Niye; Çünkü bir siyasetçi 2,5 milyar dolar avanta uğruna devletin gözbebeğinin retinasını söküp almış.

Gelelim SEKA'ya..

Türkiye ilk yerli kağıt üretimini 1936 yılında gerçekleştirdi. Yurtdışında gerekli altyapı incelemelerini yapan Mehmet Ali Kağıtçı 1934 yılında Kocaeli'de SEKA Kağıt Fabrikası'nın temellerini attı. 2 yıl sonra ilk kağıdı üreten fabrika 2005 yılına kadar aralıksız üretim yaptı, Türkiye'nin çok büyük bir ihtiyacını karşıladı. 1981 yılında Balıkesir'de bir fabrika daha inşa edildi. Fabrikanın kuruluş maliyeti 198 milyon dolardı. İzmit ve Balıkesir fabrikaları yerli gazete ve kitap kağıdı üretiyordu. 1997 yılında her iki fabrika da özelleştirme kapsamına alındı. Balıkesir fabrikası 2003 yılında Albayraklar'a satıldı. Satış fiyatı yalnızca 1.1 milyon dolar idi. Albayraklar'ın itirazları sonrasında 5 defa daha karar alındı, “Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası bu rakamlara özelleştirilemez. Kamuya iade edilmelidir” denildi. Albayraklar fabrikayı iade etmedi. Aradan tam 9 yıl geçtikten sonra AKP hükümeti yasal bir düzenleme yaptı ve 'Özelleştirme ihaleleri konusunda yargının verdiği kararlarda son sözü bakanlar kurulunun söylemesi' kabul edildi. Bakanlar Kurulu, Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası'nı Albayraklar'a verdi. Fabrika kapatıldı. 2018 yılında yeniden üretime başlayacağı duyuruldu. Üretim hâlâ başlamadı.

Fabrikanın arsa, arazi, stok ve ekipman bedeli 30 milyon doların üzerindeydi. Yine bir iddia ortaya atıldı; "Özelleştirmeden sonra sahibi tarafından satılan fabrika arazilerinden bir siyasetçiye pay verildi...!"

Yine birilerinin doymayan midesine para sıkıştırmak için SEKA satışından devlet tam 200 milyon Dolar zarar etti. bugün kağıdın tümünü ithal ediyoruz Türkiye'ye yıllık maliyeti 9 milyar Dolar.

Neden...! Bir türlü doymayan siyasetçinin iştahını kapayamadıkları için...

Gelelim BMC'ye...

"Ben Recep Tayyip Erdoğan'a aşık oldum" diyen işadamı Ethem Sancak'a devletin ve özellikle Türk silahlı Kuvvetlerin gözbebeği kurum haraç mezat satıldı. Sancak, TMSF’nin sattığı BMC’yi 751 milyon liraya aldı. Şirketin sadece arsası 1.5 milyar TL ediyor. BMC'nin 1 milyar lirayı bulan borçlarının büyük kısmını TMSF üstlendi. Ethem Sancak şirketi devraldıktan sonra devlete 800 milyon liralık şirket borcunu ödetti. "

Yetti mi yetmedi...!

Devletten çok büyük ihaleler alan BMC'nin Tank ve Palet fabrikasıyla ilgili stratejik kısmı bir anda yüzde 49,5'u Katar'a satıldı. Ahvalnews adlı haber sitesi bu satışı şöyle duyurdu;

"BMC'nin Katar'a satılan hisselerinin asıl sahibi Türkiye'de çok popüler bir siyaset ve devlet adamı...!"

Gelelim devletin kritik hilalelerine...

Devletin son 20 yılda vedoiği ihalelerin yüzde 95'ini 5 büyük şirket almış (Bu da 5'li Rabia). Bu şirketlerin aldığı toplam ihale 118 milyar Dolar'ı buluyor. İlk sırada 52 milyar dolar'la Cengiz İnşaat var. Diğerleri Limak, Kalyon, Kolin ve MNG. 2002 yılından yana bu şirketler Türkiye'nin bütün yatırımlarını tek başlarına üstlenmişler. En son yeni yapılan İstanbul Havalimanında da bu şirketler vardı. Kolin grup bu konsorsiyum'dan çekilip parasını istemiş. Yine haber sitelerinde bu şirketlerin kar ortağı ve birinin tek sahibi olarak bir siyasetçinin adı tarif ediliyor.

fatih-e-001.png

Demek istediğim şu;

"Ben bunları tanıyamamışım, ellerim kırılsaydı da oy veremeseydim, yeni yeni bunları tanıyorum" gibi sözlere kanmayın ve inanmayın.

Koskoca 17 yıl oldu. Devletin soyulmadık yeri kalmadı. Hazine yağmalandı. Eskiden ihalelerden, ufak tefek işlerden yolunu bulanların yerinde yeller esiyor. Artık doğrudan hazine söyuluyor. 

Ve bu işin tek ortağı sadece siyasetçiler değil...

"Adamlar çalıyor ama iş yapıyor", "Çalsın ama bana da versin", "Sadece bunlar mı çaldı ki, öncekiler de böyleydi", "Çalıyorsa benim paramı çalıyor sana ne" diyenlerin de artık şapkayı alıp önüne koyup düşünmeleri gerekir...

Eğer düşünmüyorlarsa, ya da rahatsız değillerse bilin ki;  bu kul hakkına, bu yetim hakkına onlar da ortaktır...

Bilin ki;  onlarda da "Allah korkusu" yoktur...

Deniz bitti...

Size bundan sonra havadan avanta vermek gibi bir niyetleri de yok. Ya her onurlu insan gibi alın teriyle, göz nuruyla, namusuyla, helal olanıyla yolunuza devam edeceksiniz; ya da böyle gederseniz bu coğrafyada sonsuza kadar yok olup gideceksiniz.

Ben de inanıyorum ki; "Her şey güzel olacak"...

Ama;

"Eğer bir şeyler değişirse...!"

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Ertürk Arşivi