Geçmişi bilmeyen geleceğini de bilemez!..

Halk Arenası 8 haftalık yasaktan sonra nihayet bu akşam ekranlara dönüyor.
 

İzmir-Karşıkaya'daki Suat Taşer Kültür Merkezi'nden canlı yayınlanacak programda, CHP'den Millet İttifakı'nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Tunç Soyer ile Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'i ağırlayacağız.

Değerli Karşıyakalılar'ın şimdiden büyük ilgi gösterdikleri programda, seçim kampanyası boyunca sergilenen ve genellikle iftirayla yalana dayalı kara propagandaları konuşacağız. Ayrıca toplumu ayrıştırıp kutuplaştıran hakaretamiz, baskıcı, korkutucu dil yerine, bizi birlik ve bütünlük içinde tutacağı gibi, kadim kültürümüze de uygun düşecek yeni ve barışçı siyaset dilinin nasıl olması gerektiğini ele alacağız.
Canlı yayında, AKP'ye oy veren seçmenlerin önemli bir bölümünün de özlemle beklediğini bildiğimiz bu dil değişikliğinin İzmir'den başlayacağını gösteren ilk örnekleri sunacağız.

 

★★★

Kadim kültürden söz etmişken, bunun “baş yapıtı” niteliğindeki o mektubu bir kez daha özetleyerek yayınlamanın tam zamanı olduğuna inanıyorum.

Bakın, büyük İslam ilahiyatçısı ve bir anlamda Osmanlı Devleti'nin fikir babası olan Şeyh Edebali, damadı Osman Bey'e yazdığı mektupta, bugün bile geçerli olan ne anlamlı öğütler veriyor:

★★★

“Ey Oğul,
Bundan sonra öfke bize; uysallık sana… Güceniklik bize; gönül almak sana… Suçlamak bize; katlanmak sana… Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana… Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana… Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana… Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana…

★★★

Oğul,

Güçlü, kuvvetli ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgarlarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder!
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir!
Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin!
Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün söyleme; bildin deme!..

★★★

Şu üç kişiye acı; cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene!..
Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir!..

En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise nefsi tanıyanın kendisidir. Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir! İnsan bir kere oturdu mu yerinden kolay kolay kalkmaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar. Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost düşman olur; düşman canavar kesilir!

★★★

Oğul,
 

Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır! Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı!..
Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de bilirim ki kılıç kalkıp inmelidir! Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.
 

Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez!..

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Dündar Arşivi