Enflasyonu Gülşen’in arkasına saklamak

İktidar partisi enflasyonu vatan, millet, beka söyleminin arkasına gizleyemeyeceğini galiba nihayet anladı. Onun yerine daha yaratıcı bir gündem maddesi buldu: Gülşen. Ama onun da kâr etmeyeceğini anlaması çok sürmeyecek…

Aslında şimdiden enflasyonun varlığının kabul edilmeye başladığını gösteren gelişmeler var. Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün şöyle dedi: “Enflasyon, faiz sorunumuz yok mu, var."

Enflasyon yakın zamana kadar iktidar için önemsiz, tali bir meseleydi. Duble yol, üçüncü havalimanı, Kanal İstanbul, Suriye, Libya gibi büyük meseleler varken enflasyonun lafı mı olurdu? Konu enflasyona geldiğinde Cumhurbaşkanı “Enflasyona ezdirmedik” der geçerdi.

Önceki gün ise şöyle dedi: “Enflasyonun sosyal etkilerini sınırlandırdık.” “Ezdirmedik”ten “Sınırlandırdık”a az buz bir ilerleme değil. Bu açıklamalar sonrasında ben artık iyimserim, bu hızla gidersek enflasyonla mücadeleye yönelik somut bir ekonomi politikasının açıklanacağına da inanıyorum.

Fakat tabii enflasyonun sınırlandırıldığı da doğru değil, aksine enflasyonun altında halkın canı çıkmış durumda. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM)’ın bunu ortaya koyan yeni bir araştırma notu yayınlandı.

BETAM’ın verilerine göre 2022 başında yapılan yüzde 50 zamma rağmen 2022 yılı haziran ayında reel asgari ücret yüzde 15.9 azaldı. “Reel”, enflasyondan arındırılmış veri demek. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi enflasyon. TÜİK enflasyonu hem doğru ölçmüyor hem de kira gibi dar gelirlilerin harcamalarında çok önemli bir yer tutan kalem için hükümetin açıkladığı yüzde 25 oranını dikkate alıyor, yeni kiraya verilen evlere yapılan astronomik kira zamlarını hesaba katmıyor. Kısacası asgari ücretteki reel erime gerçekte çok daha yüksek.

Zaten AKP’nin oylarındaki erime de enflasyonun altında halkın canının çıktığını ortaya koymuyor mu? Bir zamanlar yüzde 46 oy alan parti anketlere göre yüzde 30’un altına gerilemiş durumda. Sebep? AKP 2002’de girdiği ilk seçimlerde aldığı oyu yüzde 34’den 2007’de nasıl yüzde 46’ya çıkardıysa, aynı sebep: Reel gelirin durumu.

Reel asgari ücret yine BETAM’ım verisine göre 2003 Haziran-2016 Haziran döneminde iki kattan biraz fazla artmıştı. Bunda asgari ücrete yapılan zamlar kadar enflasyondaki gerileme de rol oynamıştı. AKP oylarını işte böyle yüzde 34’ten yüzde 46’ya çıkardı.

2016’dan sonra reel gelir erimeye başladı. Önce yavaş yavaş, geçen yıldan bu yana ise roket gibi.

Bunun bir nedeni enflasyonun gemi azıya almasıysa bir başka nedeni kaçak çalışan milyonlarca göçmenin ortalama reel ücreti düşürmesi. Başka bir neden ise darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL ortamında emekçilerin haklarını yeterince arayamaması. Enflasyon bunlarla birleşince reel gelirler son beş yılda güneş görmüş kardan adam gibi eridi.

İktidar partisi bunu durdurmak için ne yaptı? Enflasyonla mücadelede zincir marketleri soruşturmak dışında atılan bir adımı hatırlıyor musunuz? Göçmen işçileri sigortasız, asgari ücretin altına çalıştıran şirketlere açılmış bir soruşturma duydunuz mu?

Ama dediğim gibi ben yine de iyimserim. Cumhurbaşkanı en azından “Enflasyon, faiz sorunumuz yok mu, var" diyerek sorunun varlığını kabul etmiş oldu. Şimdi sıra sorunun sebeplerini tespit etmekte. Fakat gördüğüm kadarıyla iktidar bu konuda bir sorumluluk üstlenmeye henüz hazır değil. Enflasyonun tek sebebinin dünyadaki fiyat artışları olduğunu söyleyip duruyorlar. Peki nasıl oluyor da, başka ülkelerde enflasyon yüzde 9’ken bizde yüzde 80’de? Cumhurbaşkanı bunu şöyle açıklıyor: Diyorlar ki onlarda enflasyon yüzde 9 bizde 80’e dayandı. Onlardaki 9 enflasyonun ekonomik ve sosyal sonuçlarıyla bizdekinin etkileri aynı değil ki, bunu masaya yatıracaksın.”

Yani Türkiye’deki enflasyonun light versiyonunu, onlar ise orjinal sürümünü kullanıyor. İkisi bir mi?

Enflasyonun nedeni dünyadaki gelişmelerse yurtiçinde bir şey yapmanıza gerek kalmaz. Nitekim ortada enflasyonla mücadele adına elle tutulur hiçbir politika yok.

Ama dediğim gibi ben iyimserim, bir süre sonra AKP’de aklıselimin galip geleceğine ve ekonomi politikasında yapılan vahim hataların da enflasyondaki yükselişte pay sahibi olduğunun kabul edileceğine inanıyorum.

Gerçi o sırada seçim tarihi gelmiş olacak ama olsun. Ne demişler, geç olsun güç olmasın.

Hem uygulanma imkanı bulunmasa bile açıklanacak enflasyonla mücadele programı yeni hükümete önemli bir destek sağla. Öyle ya, enflasyonla mücadelenin yolunu onu yaratanlardan daha iyi kim bilecek!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barış Soydan Arşivi