Ekonomide Yıkan Yeniden Yapabilecek Mi? Erdoğan, Erdoğan'a Karşı...

Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs seçimlerinde resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 52.7 oy alarak, bir kez daha Cumhurbaşkanı oldu.

AKP, 2002 yılı kasım ayında iktidara geldi. Kesintisiz, 21 yıldır iktidarını sürdürdü; pazar günü gerçekleştirilen seçimlerle birlikte seçmenden 5 yıl daha vize aldı. Bu dönemde önce Başbakan, ardından Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, 2001 krizi sonrasında atılan adımlarla 2002 yılında çıkışta olan hanelerin, reel sektörün borç yükünün son derece düşük olduğu bir ekonomiyi devraldı. Ekonomi, dış kaynak girişiyle birlikte kısa sürede vites büyüttü; göreli olarak refah arttı. Büyüyen ekonomi Erdoğan'a, yeniden yeniden iktidarın kapılarını araladı.

Büyük buhran

Ekonomide borçlanarak, yabancıların tasarruflarıyla yaratılan tüketim odaklı tatlı düş sona erdi. Türkiye, Erdoğan yönetiminde geçen 21 yıl sonra başta 2001 olmak üzere öncekileri mumla aratacak büyük bir ekonomik buhranla boğuşuyor.

Temel makro ekonomik tablolar Ödemeler Dengesi, Merkezi Yönetim Bütçesi ve TCMB Analitik Bilançosu eş anlı olarak ilk kez bu denli ciddi biçimde bozuldu. Dış borç tarihi düzeye ulaştı. Daha önemli başka iki konu daha var. İktidarın ekonomi politikalarına karşı duyulan derin "güven" sorunu ile hanelerden reel sektörüne her kesimin altında ezildiği katlanılmaz borç yükü...

Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erdoğan'ın yarattığı büyük yıkımla, AKP'nin sıkça yinelediği sloganla dile getirecek olursak "Yola devam edecek". Erdoğan, Erdoğan'la mücadele edecek ve bu sorunla baş etmeye çalışacak. Sonuç ne mi olur? Hepimizi, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı, enflasyonun daha da yükseldiği zor ve zahmetli yıllar bekliyor.

Haykıran göstergeler

Bu tezimizi temellendirecek Türkiye'nin ekonomide karşı karşıya kaldığı tabloya da kısaca bir bakalım. Önce, Merkez Bankası bilançosu ile başlayalım. Merkez Bankası'nın, 16 Mayıs itibarıyla bilanço içi net döviz rezervi eksi 13,5 milyar dolar geriledi.

5 Mayıs haftasında Merkez Bankası'nın swap borcu 57 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu. Swap borcu dahil Merkez Bankası'nın net rezervi, diğer deyişle rezerv açığı 70,5 milyar dolar oldu.

Cari açık da derin endişelere neden oluyor. Cari açık, bu yıl Ocak-Mart dönemini kapsayan ilk çeyrekte, geçen yılın ilk dönemine göre yüzde 33,3 oranında artarak 23.5 milyar dolara ulaştı.

Bu dönemde doğrudan yatırım, portföy yatırımı ve mevduat-kredi kanalından toplam net 10.2 milyar dolar dış kaynak girişi oldu. Net hata noksan kaleminde ilk çeyrekte 800 milyon dolarlık çıkış yaşandı. Dış kaynak girişinin cari açığı finanse edememesi nedeniyle ilk çeyrekte rezervler 14.2 milyar dolar eridi.

Dış borçta da durum hiç parlak değil. Merkez Bankası verilerine göre, Mart ayı itibarıyla bir yılda vadesi dolacak dış borçta 200 milyar dolar sınırı aşıldı. Marttan itibaren bir yıllık dönemde tam 203 milyar 330 milyon dolar dış borcun vadesi doluyor.

Bütçe açığı

Merkezi Yönetim bütçe açığı da görülmemiş düzeylere ulaştı. 2022 yılının Ocak-Nisan döneminde bütçe açığı, 19,4 milyar TL düzeyinde bulunuyordu.

2023 yılı bütçesinde 659.4 milyar lira açık öngörüldü. Seçim öncesi harcamalar, Kur Korumalı Mevduat (KKM), EYT, emekli aylıkları gibi düzenlemelerin etkisiyle bütçe bu yılın ilk 4 ayında toplam 382.5 milyar TL açık verdi. 1871 yani yaklaşık 18,7 kat artış yaşandı.

100 milyar doları aşan KKM nedeniyle olası kur artışları bütçeyi daha da zorlayacak. Dolardaki her bir TL’lik artış, kur korumalı mevduatın bütçeye maliyetini 106 milyar TL artıracak.

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, depremin maliyetinin 103 milyar dolar olduğunu açıkladı. Yavilioğlu, bu yıl 500-600 milyar liralık bölümünün ekonomiye yansıyacağını söyledi.
Depremin bu yıla etki edecek 500-600 milyar liralık maliyeti de eklendiğinde bütçedeki açığın 1 trilyon liranın üzerine çıkması bekleniyor. Bu nedenle yılın ikinci yarısında ek bütçe yapılması bekleniyor.

Yerel seçim ve ekonomi

Türkiye, 9 ay sonra yerel seçimleri yapacak. Erdoğan'ın, yerel seçimler öncesinde seçmenin tepkisini çekecek, oy tabanını eritecek can yakıcı adımlardan olabildiğince ve koşulların elverdiği ölçüde kaçınacağını söylemek mümkün. Ancak, ekonomide vergi artışları dahil acil bazı önlemleri bekleyebiliriz. Döviz kurunda yukarı yönlü artışlar ve iğneden ipliğe her ürün ve hizmete zamlar devam edecek. Kemerleri bağlayın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Olcay Aydilek Arşivi