Çocuk tiyatrosunda olanlar ve gerçekte olması gerekenler

Aslında bu hafta için hazırlığım yazım başkaydı ancak iki bayramın ve büyük hüznün bir arada yaşandığı bu pazar için rutinden çıkıp 23 Nisan özelinde çocuk tiyatrosundan bahsetmek istedim. Tabi burası küçük okurlarımıza hitap eden bir köşe olmadığı için de ebeveyn tarafından anlaşılmak ilk hedefim. Tıpkı çocuk tiyatrosunun da hep bir ‘hedef’ için çalışması gibi.

Ülkemizde temel sorun sayısı artan her şeyin niteliğinin olumsuz yönde bozulması oluyor. Bu neredeyse bedavaya dağıtılan unvanlar, diplomalar gibi çocuk oyunları için de bir sorun. Gerek ödenekli gerekse özel tiyatroların çocuk tiyatrolarına olan artmış ilgisi oldukça kıymetli. Kocaman bir ‘ama’ ile birlikte. Buna ilerleyen paragraflarda değineceğim. Okumaya devam.

img-4256.jpg

Yazar ya da yönetmen oyunları ile ilgili açıklama yaparken seyirciye neyi ‘öğretmek’ istediklerini hep akıllarının bir köşesinde tutarlar. Çünkü tiyatro yolu ile eğitme, tiyatronun eğitici ve zevk verici olması eğlendirirken eğitmesi, öğretirken eğlendirmesi, tiyatro sanatının başlangıcından beri tartışılmış, savunulmuş bir düşüncedir. Oysa sistemin açık bıraktıkları tiyatronun sırtına yüklenip ona bu misyon dayatılmıştır. Yıllar boyunca özellikle kurumsal ya da ödenekli tiyatrolar güncel siyasi görüşlere göre repertuvar belirleyerek kendi seyircisini dizayn etmeye çalışmıştır. Sanat muhalif olandan yana refleks davranışını sergilediğinde de başka birçok baskı ya da sorunla karşılaşmaktadır. Tiyatro aracılığı ile merkezi idareler iyi birey olma, vatandaşlık bilinci, kurallara uymaktan tutun da inanışlara kadar her şekilde seyircisini bir hizaya sokmaya çalışmıştır. Seyircisi çocuklar olan bir sahnede oyun yapılıyorsa bunun kurallarını biraz esnetmek, iyi planlamak gerekecek elbette. Sevda Şener ‘‘Sanatın toplum sorunları karşısında ilgisiz kalmaması ve düşünceleri özgürce ifade etmesi elbette hakkıdır ve görevidir. Ancak bu görevi yerine getirirken çocuğun incitilmemesine, mutsuz edilmemesine çalışmak da insanlık gereğidir.’’ diyor. Yabancı kaynaklara göre de çocuk tiyatrosunun işlevleri dört başlıkta sıralanıyor; eğlendirme, eğitsel ve kişilik oluşturma, öğretici olma, eleştirel olma. Yani dünya böyle.

Anaokulu ve öncesi çocukların dikkat süreleri sadece 20 ila 40 dakika arasındadır. Doğal olarak bu yaş grubu için yazılan oyunlarda süre çok önemli bir kriter oluyor. Gerçi günümüz yetişkin seyircisi için de telefonuna bakmadan ya da kayıt almadan geçen süre 10-15 dakika civarı. Yani dış dünyadan kopamama ve dikkat meselesini yetişkin oyunları için de bir düşünmek lazım. Dikkat süreleri 8-9 yaştan itibaren çocuklar için bir saate çıkıyor ama bu kez de mesela içerikte kukla kullanımı gibi araçlar onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Yetişkinlerin çocuklar için oyun seçerken yaş uyarılarına dikkat etmeleri çok önemli.

img-4257-1.jpg

Çocuk tiyatrosunda en temel itki çocuğu sanatla buluşturmaktır. Onu eğitmek, tedavi etmek, şekillendirmek gibi misyonlar tiyatroya fazladan verilmiştir. Çocukların sıra dışı hayal güçlerini canlandırmak, merak duygularını harekete geçirmek ve oyun anında ilk defa yan yana geldikleri akranları ile iletişimleri, tiyatro salonuna gitme, orada olma anlarının gözlemi çok değerlidir. Çocuk tiyatrosu, çocuk için davranışa dönüştürülebileceği yaşantılara olanak sağlar. Sahnede gördüklerini kavraması daha kolaydır.

Son yıllarda artan sayıda çocuk tiyatrolarının tehlikesi hiçbir pedagojik formasyonu olmadan, metinlerde profesyonel yazarlardan, psikologlardan destek almadan, çoğu zaman amatör ekiplerle çocukları hoplatıp, zıplatıp, şarkılar söyleyerek, anlatılarında çok sıkıntılı noktalara gidecek metinlerle amacın para kazanmak olduğu bir yere gidiyor olması. İşte bu niteliksel kayıp.

Çocuk tiyatrosunun yetişkin tiyatrosu içinden doğuşunun tarihselliği şöyle başlıyor; çocuğa yönelik ilk seyirlik oyunlar uzak doğudandır. Gölge ve kukla tiyatroları biçim ve öz açısından çocuğa yönelik özellikler içermekte. Antik Yunan’daki tragedya ya da komedilerde ise çocuk seyirci asla hedeflenmemiştir. Orta çağ dönemini tahmin etmek güç değil Hıristiyanlığı yaymak, öğretmek amaçlamıştır ve kilise oyunları ön plandadır. Çocuk oyunculardan oluştuğu bilinen ilk topluluk ise 1378 de İngiltere de St. Paul okulu öğrencilerince kurulmuştur. Rusya'da ilk adım Stanislavski'den gelmiştir. Batı Almanya'da 1960 yılında bağımsız çocuk tiyatroları kurulmaya başlanmıştır. Çocuk tiyatrosu üzerine pek çok yenilik yapılmıştır. Gerek devlet desteği ile olsun gerek kurulmuş özel gruplar ile yapılan çalışmalar iyi yönde gelişme göstermiştir.

Türkiye’de çocukların tiyatro ile uğraşmalarının, tiyatro yoluyla eğitilmelerinin önemi ilk kez Meşrutiyet döneminde kavranmış, çocuk tiyatro yazınının ilk örneklerine yine bu dönemde rastlanmıştır. 23 Nisan’ı Cumhuriyetin armağanı olarak düşünürsek çocuk tiyatrosu da gene bu dönemin ürünü olarak ilk kez 1935 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu kapsamında başlatılmış ve günümüze kadar aralıksız sürmüştür. Ancak ilk zamanlar zorlu geçmiş çünkü yeterli sayı ve nitelikte yazılı oyun bulamamışlardır.

Çok önemli bir kurum 1965 yılında Uluslararası Çocuk Ve Gençlik Tiyatroları Birliği, ASSITEJ kurulmuştur. Bu organizasyon 2001 yılında 20 Mart’ı Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Günü ilan etmiştir. Temel amacı çocuk ve genç seyirciler için sanat düzeyi gelişmiş bir tiyatro sunmaktır. Etkinliklerini gençlik ve çocuk tiyatrosuna adamış kişileri ve kuruluşları bir araya getirmek, çocuk ve gençlik tiyatrosu alanında tüm ülkeler arasındaki ilişkileri sağlamak ve karşılıklı deneyim alışverişini gerçekleştirmek, çalışmalarını hayata geçirmek için ulusal ya da uluslararası muhataplara öneriler sunmak, bu önerileri desteklemek gibi amaçları vardır. Türkiye’nin çeşitli illerinde tiyatro festivallerinin düzenlenmesi ve devamlılığında yoğun çabalar göstermektedirler.

img-4258.jpg

Deprem sonrası bölgedeki çocukların drama ve tiyatro aracılığıyla yaşamla ilişkilerini yeniden düzenleme çalışmalarında çok sayıdaki gönüllü sanatçı faaliyetlerine devam ediyor. Gözden asla kaçırmamamız gereken çocukların ve gençlerin geleceğini yapılandırmada sanat ve eğitim vazgeçilmez yollar. Yoksa bulduğu her boşluktan hızla sızmak gibi bir alışkanlığı olan, kanserden beter tarikatlar kendilerine kolayca yol bulurlar. Profesyonellerin elinde pedagojik formasyon almış, psikologlarla birlikte çalışan sanatçılar mesela Oyuncular Sendikası çatısı altında ya da İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ile şahane işlere imza atmaya devam ediyorlar. Çok sayıda sanat topluluğu da benzer çalışmalara devam ediyor.

Çocuk tiyatrosunun seyircisini iyi tanıması şarttır. Yetişkinlerin çocuklarıyla beraber izlediği bu oyunlarda aramaları gerekenlerin de ip uçları var burada. Çocuk oyunlarında karakterler net olmalıdır ve kolaylıkla anlaşılmalıdır. Oyun sırasında ritim ve müzik kullanılması çocukların ilgisinin sahnede kalmasını sağlar. Onun zihnini zorlamayan, çift anlam taşımayan, mecazdan uzak cümlelerden oluşan ve sebep sonuç ilişkisine bağlı bir anlatım tercih edilmeli, argodan uzak tek düze bir anlatım kullanılmalıdır. Sahnede renkli ve canlı bir sergileme olmalıdır mesela fantastik dekorlar ve kostümler iyi bir yoldur. Sahnede özellikle okul öncesi döneme hitap eden bir oyunda seyirciyle yapılacak etkileşim ve katılım gerçekleştirilmeli çocuklar ile yapılacak olan doğaçlamalara önem verilmelidir. Oyunda kötü karakterlerin galip gelmemesine ve kahramanın her zaman sorunlardan kurtulmasını sağlamalı, katı gerçeklikten uzak durulmalıdır.

img-4259-1.jpg

Biz yetişkin seyirci için sahnedeki küçük hatalar önemsizdir. Oyunun tamamını önemseriz. Ama sonra tabi ki bunları eleştirel zeminlerde konuşuruz. Oysa seyirci çocuk ise oyunun ayrıntılarına dikkat ettiği için hatalar oyundan kopmasına neden olabilir. Bu durumda da oyunun bütünselliğini kavrayamaz ve anlatılmak isteneni anlamaz. Yeni nesil izleyici için de benzer sıkıntıları yaşamıyor değiliz ama geleceğin iyi seyircileri olacak olan umudumuz çocukların tiyatrodan keyif almaları, tiyatroyu sevmeleri çok önemli. İşte tam da bu sebepten çocuk tiyatrosu profesyonel oyuncularla yapılmalıdır. Hatalı diyaloglar yanlış kavramsallaşmaya sebep olabileceğinden çocuk tiyatrosunda bir oyuncunun çocuk psikolojisini ve eğitimini bilen, çocuk tiyatrosunu bilimsel açıdan incelemiş sesleneceği yaş gurubuna göre kendini sahnede hareket ve vücut estetiğini en mükemmel düzeyde kazanmış, deneye ve gözleme açık, araştırmacı olması çok kıymetlidir.

Yetişkinlerin çocuklarını piyano, bale, basketbol, tenis kurslarında duvardan duvara çarptıkları, yarışmacı eğitim sisteminde kurslarda telef olan bu sabileri de gene tiyatro iyileştirecektir. Yeter ki biz yetişkinler durumun farkında olalım. Cumhuriyetin 100. Yılında çağdaş sanatın her alanında üreticisi ve takipçisi olacak bugünün çocuk ve gençlerine nice bayramlar diliyorum. Bugün ve her hafta sonu çok sayıda çocuk tiyatrosu perde açıyor, hadi biletlerinizi alın ve çocuklarınızla kaliteli zaman geçirin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytun Aktan Arşivi