Barış Soydan
Amaç Galataport’u Katar’a satmak mı?
Kamuoyu enflasyonla, asgari ücret zammıyla, emeklilikte yaşa takılanlarla meşgulken Meclis’in gündemine özelleştirilen limanların işletme süresinin 49 yıla çıkarılmasını öngören bir teklif geliverdi. (Zeytinlikleri madenlere açan maddenin olduğu torba yasa teklifi.)
Maddenin gerekçesinde şöyle deniyor: "Liman yatırımcılarının gerekli olan yatırımları zamanında yapabilmesi, ülkemizin lojistik ve turizm sektörüne paralel olarak rekabet gücünün korunması, böylelikle kamu yararının sağlanması amaçlanmaktadır.”
İnanalım mı? Amaç gerçekten “Gerekli yatırımların zamanında yapılmasını sağlamak” mı?
“Erdoğan ne zaman Katar’a gitse, limanların özelleştirme sürelerini uzatan düzenleme TBMM’ye geliyor.” Bu ilginç değerlendirme, CHP Antalya Milletvekili Osman Budak’a ait. Budak, Katarlı bir şirket tarafından işletilen Antalya Limanı’nn işletme sözleşmesinin 2028’de sona erdiğini, Meclis’e gelen yasa teklifiyle, ihale yapılmadan 2047 yılına uzatılmak istendiğini belirtiyor.
İstanbul’da iş çevrelerinde ise bu yasa teklifiyle ilgili farklı bir şey konuşuluyor: Amaç, Doğuş Holding tarafından işletilen Galataport’un Arap şirketlerine, büyük olasılıkla da Katarlılar’a satışı. Katarlı yatırımcı gözünde Galataport’un cazibesini artırmak için bu değişiklik yapılıyor.
Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed Al Sani, Mayıs ayında Türkiye’ye yaptığı ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştükten sonra Galataport’u gezmişti.
Katar Emiri'nin yanında Doğuş Holding'in yönetim kurulu başkanı Ferit Şahenk de vardı. O dönemde Odatv’de yayınlanan bir haberde Katar Emiri'nin Galataport'u satın almak istediği iddia edilmişti.
Galataport, 2013 yılında, 30 yıllık işletme süresi için özelleştirildi. Ama araya pandemi girince açılması gecikti. Özelleştirildikten 9 yıl sonra, bu yıl hizmete giren Galataport hem bir liman hem alışveriş ve yeme içme merkezi. Lokantaların hemen hemen tamamı haftanın her günü Arap turistlerle dolu. Ayrıca kruvaziyer gemiler binlerce turisti Galataport’a getiriyor. Doğuş Grubu, altın yumurtlayan tavuğu neden satmak istesin?
Limancılığı bilenler, Doğuş’un Galataport’u özelleştirmede pahalıya aldığını savunuyor. Doğuş Grubu 2018 yılında 3 milyar Euro’dan fazla borcunu yapılandırmıştı. Birkaç sene sonra yapılandırılmış borçların yeniden yapılandırılması için bankalarla masaya oturulduğu duyuldu.
Yapılandırıldıktan sonra yeniden yapılandırılan borçların takvimdeki gibi ödenip ödenmediğini bilmiyoruz. Ama sırtında dağ gibi borç yükü bulunan grubun Galataport’un olası satışıyla rahat bir nefes alacağı açık.
Galataport’un satışı yatırımcısı açısından mantıklı olabilir. Peki yasalara ve Türkiye’nin çıkarlarına uygun mu? Anayasa Mahkemesi, limanların işletme süresini uzatan ilk yasayı iptal ederken (Evet, iktidar yasayı daha önce Meclis’ten geçirmiş ama Anayasa Mahkemesi iptal etmişti) düzenlemenin serbest rekabet ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmadığı ve limanların gerçek özelleştirme değerlerine ulaşılmasını engelleyebileceği yönünde görüş bildirmişti.
İptal kararında yeni ihaleler yapılmaksızın sözleşme sürelerinin uzatılmasının devleti zarara uğratacağı, sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararının gözetilmesi yükümlülüğünün ihlal edildiği, sözleşme özgürlüğünün kullanılması bakımından eşitsizliğe yol açtığı, sözleşme tarafı olmayan kişilerin ihaleye katılma imkanından mahrum bırakıldığı iddialarına atıfta bulunulmuştu.
Bu sakıncalar bugün de geçerli değil mi?
Doğuş Grubu’nun rahat nefes almasına gelince… Şahenk’ler, kredilerini yapılandırmış ve sonra tekrar yapılandırmış olsa da aslında teorik olarak nakit zengini bir aile. “Teorik olarak” diyorum, çünkü Şahenk Ailesi, geçmişte sahibi olduğu Garanti Bankası’nın yabancılara satışından, Forbes dergisinin hesabına göre 8 milyar dolara yakın para elde etmişti.
Sahi o 8 milyar dolar nereye gitti?