Altın neden yükseliyor?

Son iki yazıda doların neden gerilediğine ve TL’nin nasıl değer kaybetmeden sabit kalabildiğine bakmıştık. Yavaş yavaş bir yazı dizisine dönüşen bu seriye altının neden yükseldiği sorusuyla devam edelim.

Altın geçtiğimiz bir haftada dünya piyasalarında ve içeride değer kazandı. Oysa ons altın çok değil önceki hafta uluslararası piyasalarda 1.610 dolara kadar gerilemişti. Geçtiğimiz hafta başlayan yükseliş yeniden 1.780 doların üzerine taşıdı. Yani iki haftadan kısa sürede 170 dolardan fazla değer kazandı.
Ons altının 1.610 dolara kadar gerilediği günlerde gram altın da yurtiçinde 960 TL’lere kadar gerilemişti. O da şu anda 1.050 TL’nin üzerinde. Altın neden yükseliyor?

Bu soruya cevap vermeden önce altının neden düştüğü sorusuna cevap bulmak gerek. Ons altın Rusya-Ukrayna savaşının başladığı günlerde 2.050 dolara kadar çıkmıştı. Bu, 2.070 dolardaki tarihi zirveye çok yakın bir seviyeydi. Sonra düşmeye başladı ve işte önceki hafta 1.610 dolara kadar indi. Aradan geçen sürede ne oldu?

FED (Amerikan Merkez Bankası) faiz artırımlarında gaza bastı. “Dolar neden düşüyor?” yazısında bunun nedenini görmüştük: Amerika’da enflasyon son 40 yılın zirvesine çıkınca FED faiz artırımlarına başlamıştı. Önce 25 (Mart), sonra 50 baz puanlık (Nisan) faiz artırımları yapmıştı. Enflasyon düşmek bir yana daha da yükselince 75 baz puanlık “jumbo” artırımlara geçti. Haziran, Temmuz, Eylül ve Kasım (Bu ay başında) 75 baz puanlık dört artırım yaptı.

Bu aya kadar inatçılık eden Amerika’nın tüketici enflasyonu nihayet geçen hafta geriledi. Geçen hafta açıklanan Ekim ayı verisine göre Amerika’nın tüketici enflasyonu yüzde 8.2’den yüzde 7.7’ye indi.
Sadece manşet enflasyon değil, enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen (Yani mevsimsel veya konjonktürel gelişmelerden etkilenen fiyatları içermeyen) enflasyon da beklentilerin altında geldi.

Enflasyondaki gerileme, “FED’in artık yüksek faiz artırımlarını ihtiyacı yok. Önümüzdeki toplantılarda faiz artırımlarını yavaşlatır ve bir süre sonra durur” beklentisini doğurdu. İşte bu beklenti altında (ve bu arada dünya borsalarında) yükseliş getirdi.

Peki ama FED’e dair beklentilerle ile altının yükselişi arasında nasıl bir ilişki var?

FED’in yüksek oranlı faiz artırımları bu yıl altına değil dolara yaramıştı. Çünkü FED’in politika faizini artırması, dolar cinsinden varlıkların getirisini artırıyordu. Faiz artırımları nedeniyle Amerika’nın durgunluğa gittiği beklentisi de risk iştahını düşürmüştü. “Güvenli liman” olarak görülen dolar bu nedenle de yükselişe geçti. Nitekim Euro/Dolar paritesi uzun yıllar sonra 1’in altına indi. Japon Yen’i, 30 yıldır görülmemiş seviyelere geriledi. Bu furyada ons altın da 2.050 dolardan 1.610 dolara geriledi.

Peki ama altın da güvenli bir liman değil miydi? Kitaplarda öyle yazmıyor muydu? Evet, altın elbette dolar gibi güvenli bir liman. Savaş, salgın, buhran dönemlerinde tasarruf sahiplerine güvenli liman olanağı sağlıyor. Rusya-Ukrayna savaşın başladığı günlerde 2.050 dolara kadar yükselmesinin nedeni zaten buydu.

Ama doların altına göre bir avantajı var: Faiz veriyor. Külçe altında bekleyenler ise faiz geliri elde edemiyorlar. Aradaki bu fark özellikle doların faizinin yükseldiği dönemlerde belirginleşiyor. Bu sene olduğu gibi.

Geçen haftaki enflasyon verisi her şeyi değiştirdi. Amerika’da enflasyonun nihayet gerilemeye başlaması, doların tek kral olduğu dönemin sonuna yaklaştığımızı ilan etti. FED muhtemelen Aralık ve Şubat’ta 50 baz puanlık iki artırım daha yaptıktan sonra Mart’ta duracak. Ve kim bilir, 2023’te belki de faiz indirimlerine başlayacak.

Nitekim geçen hafta enflasyon verisinin açıklanmasından sonra dünyada doların değerinde sert bir düşüş başladı. Eylül ayında 114.75’e çıkarak son 21 yıldaki en yüksek seviyesini gören Dolar Endeksi (Doların altı güçlü para karşısında değerini izleyen endeks) 106’nın da altına indi. Yani resmen çakıldı.

Dolar düşünce altın yükseldi. Veya doları düşüren neden, altını yükseltti…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barış Soydan Arşivi